‘Seçim güvenliği siyasi saldırı altında’

Seçim güvenliğine dair konuşan HDP Hukuk Komisyonu üyesi Avukat Sevda Çelik Özbingöl, deprem bölgesinde endişelerin somutlaştığına dikkat çekerek, seçim güvenliğinin siyasi saldırı altında olduğunu belirtti.

SERPİL SAVUMLU

Haber Merkezi- Türkiye Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Milletvekili Genel Seçimleri için 14 Mayıs'ta sandık başına gidecek. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verilerine göre seçimlerde yurt içinde toplam 190 bin 736 sandıkta 60 milyon 904 bin 499 kişi oy kullanabilecek. Yurt dışında kurulacak 4 bin 969 sandıkta ise oy kullanacak olan 3 milyon 286 bin 786 seçmen bulunuyor.

Seçime sayılı günler kala en çok konuşulan konulardan biri seçim güvenliği. Adayların kim olacağından çok sandıkta oylara nasıl sahip çıkılacağı öne çıkan konulardan biri denilebilir. 

Seçmenlerin 14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılacak seçimde oy kullanma sürecinde bazı noktalara dikkat etmeleri gerekiyor. Türkiye’de bulunan yurt içindeki seçmenler, nerede oy kullanacağını e-Devlet, YSK'nin internet sitesi, mobil uygulaması ya da kurulun 444 9 975 çağrı merkezinden öğrenebilir. Seçmenlerin adreslerine aynı zamanda seçmen bilgi kağıtları da gönderilecek. Oy verme işleminde seçmenlerin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan resimli ve resmi nitelikteki kimliğini yanında bulundurması zorunlu. Oy zarfı ve pusulası ile "Evet" ya da "Tercih" mührünü alarak kapalı oy verme kabinine girecek olan seçmenler burada oy vermek istediği parti ya da aday için belirlenen alana mührünü basacak. Mührün basılmasının ardından oy pusulası kapalı zarfa konularak sandığa atılacak. Bu işlemin ardından seçmenlerin oy kullandığına dair imza atmaları gerekiyor.

Sayım süreci nasıl ilerleyecek?

Sandıklarda oy kullanılması, sayılması ve tutanağa geçirilmesinde 5'i siyasi parti temsilcisi olmak üzere 7 kişilik sandık kurulu görevli olacak. Seçim günü oy verme süresinin 17.00 itibarıyla dolmasıyla sandık kurulu başkanı tarafından sandıklar açılacak ve oyların sayılmasına başlanacak. Sonuçlar, sandık kurulu tarafından tutanak altına alınacak. İlçe ve il olarak birleştirilen tutanaklar siyasi parti temsilcilerinin huzurunda düzenlenecek, birer örnekleri parti temsilcilerine verilecek ve yurttaşların görebileceği bir şekilde asılacak. Buradaki bilgiler doğrudan YSK’ya ulaştırılacak. Seçim sonuçlarının kesinleşmesinden sonra sandık sonuçları ve ıslak imzalı tutanaklar YSK'nin internet sitesi üzerinden yine yurttaşların erişimine açılacak.

Oylar hangi durumda geçersiz sayılacak?

"Evet" ya da "Tercih" mührü basılmayan, birden fazla ittifaka, aynı ittifakta yer almayan parti veya adaya mühür basılması halinde oylar geçersiz sayılacak. Oy pusulasının yırtılması ya da zarar görmesi, pusula üzerinde mühür dışında herhangi bir işaretin, kaşenin ya da parmak izinin olması durumunda da oy geçersiz olacak. 

Şaibesiz bir seçim mümkün mü?

Nasıl oy kullanılacağı ve oyların hangi durumlarda geçersiz sayılacağı YSK tarafından net olarak belirtilse de seçim güvenliği sadece bu durumdan ibaret değil. Özellikle deprem felaketinin gölgesinde gerçekleştirilecek seçimlerin her türlü şaibeden uzak gerçekleştirilmesi gerekiyor. Zira deprem bölgesinden boş arazilere ve kimi konutlara toplu kayıtların yaptırıldığı yönünde haberler yansıyor.  Bu konudaki kaygılar aşikarken sivil toplum örgütleri, hukukçular, siyasi partiler kendi örgütlenmeleri ve çalışmaları ile sandığa sahip çıkmada kararlı. Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu üyesi Avukat Sevda Çelik Özbingöl ile seçim ve sandık güvenliği konusunda neler yapacaklarını ve seçime dair öngörülerini konuştuk.

‘Seçim güvenliğiyle ilgili ciddi endişeler taşıyoruz’

Türkiye’nin 6 Şubat’ta yaşanan depreme dikkat çekerek sözlerine başlayan Sevda Çelik Özbingöl, seçim güvenliğinin zaten tartışıldığı bir süreçte depremin yaşanmasının durumu daha da vahim hale getirdiğini söyledi. Sevda Çelik Özbingöl, “Özellikle afet bölgesinde olan birçok ilde binlerce insanın hayatını kaybettiği, onun dışında 15 milyona yakın yurttaşımızın da yaşam koşullarının doğrudan değiştiği evlerinin, iş yerlerinin yıkıldığı ve kendi şehirlerinde şu an hayatlarını sürdürmenin mümkün olmadığı bir gerçeklikle karşı karşıyayız” sözleri ile var olan durumu özetlerken yurttaşların hala başka şehirlerde, geçici barınma alanlarında hayatlarını sürdürme mücadelesi verdiklerini dile getirdi. Böylesi bir ortamda sağlıklı bir seçimin yapılabilmesinin koşullarının olmadığını düşünen Sevda Çelik Özbingöl, üstelik seçim güvenliğinin ihlal edilebilme olasılığına dair de kendilerini haklı çıkaracak endişelere sahip. Sevda Çelik Özbingöl, bu endişeleri dile getirirken yaşanabileceklere de dikkat çekti:

“Mesela Malatya’da da basına yansıttığımız özellikle seçim güvenliğini tehdit edebilecek bir boyutta seçmen taşımalarının yapıldığı bilgisi kamuoyuna yansıdı. Birçok var olmayan adreste, boş adreslerde yüzün üzerinde, sadece bir adreste 800 seçmenin kayıtlı bulunduğu gibi farklı seçim güvenliğine dair endişelerimizi ve kaygılarımızı arttıracak endişeler taşıyoruz.”

Öte yandan farklı şehirlere yerleşen depremzedelerin bulundukları yerlerde oy kullanmaları da farklı kaygılar yaratıyor. Sevda Çelik Özbingöl bununa ilgili de “Bir diğer husus başka bir şehre yerleşen yurttaşlarımızın kendi kayıtlı bulundukları yerlerde oy kullanmaları ile ilgili de aksaklıkların yaşanabileceği yönünde. Zira birçok sivil toplum gönüllüleri ve seçim gönüllülüğü kapsamında yürütülen birçok çalışmayla seçmen dayanışması yönünde de gündemler mevcut. Bu durum sorunun büyüklüğüyle de ilgili. Birçok ilde beraberinde sadece deprem değil sel ve yağmurlarla beraberde gelişen mağduriyetler yaşandı” dedi.

Seçim güvenliğinde ayrı bir başlık: OHAL

Ancak deprem bölgesinde OHAL ilanı seçim güvenliğinin bir başka boyutta tartışılmasına neden oluyor. Sevda Çelik Özbingöl konuyla ilgili şöyle konuştu:

“Özellikle deprem bölgesinde OHAL’in ilan edilmiş olması sandık güvenliğinin gerçekten seçmen iradesinin sandığa yansıtılıp yansıtılmaması konusunda gerçek anlamda bir güvenlik bariyeri oluşturulup oluşturulmayacağı ya da seçim güvenliğini tehlikeye sokup sokmayacağı konusunda da farklı bir endişe başlığı olarak karşımızda. Oluşturulan çadır kentler, silahların gölgesinde muhafaza ediliyor. Hayati öncelikler ön planda tutulması gerekirken güvenlik odaklı bir idare işleyişi kurulduğuna tanıklık ettik. Bu da bundan önceki seçimlerde seçim güvenliğine dair yaşadığımız pratikler göz önünde bulundurulduğunda da seçim güvenliğine dair başka bir sorun olarak karşımızda duruyor.”

Kolluk kuvvetlerinin durumu

Sevda Çelik Özbingöl, kolluk kuvvetlerinin oy kullanmalarına dair geçmiş seçimlerdeki pratiklerle birlikte son değişiklilere işaret ederek “YSK parmak boyasının kullanılmayacağı yönünde bir karar aldı. Seçim bölgesinde görevli olan kolluk personellerinin görev kağıtlarıyla oy kullanacak olan kişilerin seçim güvenliğini tehlikeye sokacak boyutta bir ihlale sebep olup olmayacakları yönünde de aklımıza ciddi tartışmalar ve soru işaretleri gelmekte. Son süreçte seçim mevzuatına dair yapılan birkaç düzenlemede bu boyuttaki endişelerimizi arttırmakta. Sadece deprem bölgesinde değil. Diğer bölgelerde de benzer sorunları biz yine yaşayacağız” dedi.  Sevda Çelik Özbingöl, seçimde engelli seçmenler için oluşturulan gezici sandık kurullarının da denetlenmesi ve o kapsamda oy kullanacak olan seçmenlerin iradesinin sandığa doğru şekilde yansıtılıp yansıtılmayacağı konusunda kaygı taşıdıklarını belirtti.

‘Eksiksiz çalışmalarımızı yürütüyoruz’

Avukat Sevda Çelik Özbingöl, “Bütün sandıklarda olabildiğince müşahitlerin, sandık gözlemi yapabilecek olan gezici ekiplerimizin, itiraza yetkili hukuk komisyonlarımızın, sorumlularımızın konumlandırılmalarına ilişkin çalışmalarımız uzunca bir zamandan beri devam ediyor” derken bu konudaki çalışmalarını da paylaştı: 

“Parti olarak gerekli konumlandırma ve görevlendirmelerimizi yaptık; yapıyoruz. Halkımızın da bu süreçte ciddi bir hassasiyet ve duyarlılık göstermesi gerektiğini bu süreci seçim güvenliğinin özellikle seçmenin iradesinin sandığa doğru yansıması, sandığa atılan oyun sandıktan çıkan tutanaklara eksiksiz bir şekilde yansıtılması konusundaki hassasiyetin kolektif bir dayanışma ve bütünlük içerisinde yürütülmesi gerekiyor. Biz istisnasız her sandıkla ilgili olabildiğince eksiksiz çalışmalarımızı yürütüyoruz. Ayrıca seçime giren diğer partilerle de bu konuda görüşmeler içindeyiz. Seçim güvenliğini önemseyen birçok sivil oluşumla birlikte de çalışmalar yürütüyoruz.”

‘Sürece müdahil olunmalı’

Sevda Çelik Özbingöl, sürece ilişkin eğitim çalışmalarının başladığını belirterek şunları söyledi:

“Sandık ve seçim güvenliğine ilişkin eğitim çalışmalarımız başladı. Sandık başında bulunan herkesin bilgi sahibi olmasını da istiyoruz. Zira haklarımızı bilmek, o gün bizim için çok önemli. Kritik bir seçimde hem müdahil olmak hem taraf olmak hem de seçme ve seçilme hakkı kapsamındaki özgür irademizin sandığa doğru yansıması konusunda söz sahibi olmak konusunda da seçmenlerin hak sahibi olduğunu ve sürece müdahil olması gerektiğini düşünüyoruz. Eğitim programlarına dahil olabilecekleri gibi il ve ilçe örgütlerimizden yayınladığımız iletişim numaraları üzerinden bize başvurup müşahitte olmak isteyebilirler. Bunun bizim açımızdan ve seçmenin sandığa doğru yansıyacak olan iradesi açısından biz çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Tüm yurttaşların sandıklarına sahip çıkma ve sonuç açıklanana kadar orada bulunma hakları elbette var. Ancak ıslak imzalı seçim sonuç belgesini alabilmek için müşahit olması gerekiyor. Bu konuda da eğer sürece dahil olmak isterlerse herhangi bir seçime giden siyasi partiden başvuru yaparak müşahit olabilirler.”

Olası ihlal durumunda ne yapılmalı?

“Müşahit olma konusunda yurttaşlara çağrıda bulunan ve hassas olmalarını isteyen Sevda Çelik Özbingöl, ‘Seçim günü olası ihlal durumunda ne yapılmalı?’ sorusunu da şu sözlerle cevapladı:

 “İtiraza yetkili kişilerin itiraz etme, tutanak tutma, sandık kurulu başkanlarına şikâyet ve itiraz etme hakları mevcut. Ancak öncelikli olarak bizim her okulda hem okul sorumlularımız hem gezici ekiplerimiz hem de bölgelerden sorumlu itiraza yetkili arkadaşlarımızla beraber avukat arkadaşlarımız da olacak. Tespit edilen sorunların tutanak altına alınması mutlaka şikâyet ve itiraz konusu edilmesi gerekiyor ki biz daha sonrasında bu sürecin takipçisi olalım. Bu konuda öncelikle seçim mevzuatına dair bilgili olmaları, bir seçim güvenliği eğitiminden geçmeleri, seçim günü oluşabilecek aksaklıklarla ilgili tutanak altına alınıp şikâyet ve itiraz konusu edilmesi konusunda okul sorumluları bölge sorumluları ve avukat arkadaşlarımızla da gün içerisinde tespitin mevcut olduğu anda da irtibat gerekiyor.”

‘Gözaltılar siyasi bir saldırı’

Amed merkezli gerçekleştirilen bir soruşturma kapsamında 216 kişi hakkında verilen gözaltı kararı ile ilgili de değerlendirmede bulunan Sevda Çelik Özbingöl, “Seçim güvenliği siyasi saldırıyla tehlikeye sokuluyor” derken muhalif bir kesimin açık olarak hedef alındığı bir operasyonla karşı karşıya olunduğunu vurguladı. Sevda Çelik Özbingöl, “Bu elbette yaşadığımız ilk operasyon değil biz son süreçte siyasi yönü hukuki yönünden baskın olan ciddi mağduriyetlere ciddi hukuksuzluklara tanıklık ettiğimiz operasyonlar ve yargı süreçleri yaşadık. Bu operasyonun siyasi olduğunu yaşadığımız tecrübelerle söyleyebiliriz. Bu konuda eleştirilerimiz ve hukuk temelinde mücadelemiz devam edecek. Seçim öncesi gerçekleştirilen bu operasyonun bir siyasi saldırı olduğunu düşünüyoruz. Sahada çalışan, seçim süreçlerinin parçası olan arkadaşlarımıza yönelik olarak gerçekleştirilen bu operasyonun da dolayısıyla seçim güvenliğini de tehlikeye sokmak amacına hizmet edeceğini görüyoruz. Ancak buna izin vermeyeceğiz. Alandaki çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu. 

‘Duyarlılığını müşahit olarak gösterin’

Sevda Çelik Özbingöl, son olarak tüm bu saldırılarla birlikte yurttaşlara şu sözlerle çağrıda bulundu:

“Seçim güvenliğine ilişkin bütün önlemlerimiz aynı şekilde sürüyor. Biz bu hukuksuz saldırının yanında halkımızın göstereceği sahiplenişin de artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Özellikle bu noktada biz gözaltındaki arkadaşlarımızla ilgili süreci takip ederken ayrıca seçim sürecine dair oluşabilecek aksaklıklarla ilgili kesintisiz bir şekilde alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Halkımızın bu süreçte, duyarlılığını müşahit olarak, sürece seçim güvenliğine dahil olarak da e bu hukuksuzluğun karşısında yanımızda olmasını ve bize katkı sunmasını aracılığınızla iletmek istiyorum.”