‘Saldırılarla Kadın Devrimi’nin kazanımları hedef alınıyor’
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların Kadın Devrimi’nin kazanımlarına yönelik olduğunu belirten Rojda Osman, Kürtlerin nerede olursa olsun mücadeleyi yükselteceğini belirterek, “Saldırılara karşı direniş çizgisi her zaman akacak” dedi.
RONÎDA HACÎ
Hesekê- Heyet Tahrir El Şam(HTŞ) çetelerinin, Haleb kentine yönelik saldırılarının ardından Türk devleti ve ona bağlı çeteler, 2018'de işgal saldırıları nedeniyle yerlerinden edilen binlerce Efrînlinin yaşadığı Şehba- Efrîn Kantonu'na saldırdı. Aynı zamanda Türk devleti Minbic ve Til Temir’e yönelikte saldırılarını da sürdürdü. Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, saldırılara karşı seferberlik çağrısında bulunurken, Şehba ve Haleb kırsalına yönelik saldırılarla birlikte Şehba Halk Meclisi de, açıklama yaparak, Özerk Yönetim'in güvenli bölgelerine geçme kararı aldıklarını duyurdu. Bunun üzerine Türk devletinin 2018 yılındaki saldırıları nedeniyle yerinden edilen 200 bin Efrînli, Şehba ve Haleb kırsalında yaşayan Arap toplulukları Tebqa ve Rakka'ya geçti. Demokratik Toplum Akademileri Üyesi Rojda Osman, yaşanan sürece ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
‘Amaçları Kürt halkını yok etmektir’
Demokratik Toplum Akademileri Üyesi Rojda Osman, saldırıların amacının Suriye topraklarını bölmek olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: "Kuzey ve Doğu Suriye halkı son 12 yıldır mücadele ediyor, direniyor ve yıllardır göçe maruz kalıyor. Kuzey ve Doğu Suriye halkına yönelik giderek daha fazla planlar yapılıyor. Amaçları Kürt halkını yok etmektir. Haleb, Şehba, Til Rıfat tarafındaki mevcut saldırılarla Lozan Anlaşması'nı yeniden canlandırmak, Suriye topraklarını bölmek ve halka yönelik katliam yapmak istiyorlar.”
‘Kadın Devrimi’ne karşı bir saldırı olarak görüyoruz’
Rojda Osman, Haleb, Şehba ve Şêxmeqsûd’a yönelik saldırıların Şam hükümetinin görev ve sorumluluğu gereği hareket etmemesi nedeniyle gerçekleştiğini aktararak, "Şu anda içinden geçtiğimiz süreç bir devrimci halk savaşı sürecidir. Bu şekilde kendimizi ve projemizi hayata geçirilmek istenen planlarından korumalıyız. Son dönemde yaşanan olaylar toplumu büyük bir tehlikeye sokuyor. Bu tehlikenin sorumlusu da Şam hükümetidir. Şam hükümetinin Özerk Yönetim ile diyaloğu kabul etmemesi katliamların ve saldırıların önünü açtı. Aynı zamanda Haleb, Şêxmeqsûd ve Şehba'ya yönelik saldırılarda Şam hükümeti, halkı koruma görev ve misyonunu yerine getirmedi. İşgalci Türk devleti de Misak-ı Milli’yi hayata geçirmek için bu durumdan yararlanmaya çalışıyor. Haleb, Şehba ve Şêxmeqsûd’a yönelik mevcut saldırıları sadece bir saldırı olarak değil, aynı zamanda halkın kazanımlarına ve Kadın Devrimi’ne karşı bir saldırı olarak görüyoruz” ifadelerinde bulundu.
Uluslararası kuruluşlara çağrı
Planların temel amacının Kürt halkını bölmek ve yok etmek olduğunu yineleyen Rojda Osman, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Ayrıca Kuzey ve Doğu Suriye halkının ve Şehba'da zor koşullar altında yaşayan göçmenlerin seçtiği direniş hattını da hedef alan bir plan, onları bir kez daha göçe zorlayarak moralsiz bırakmak istiyorlar. Ancak direniş çizgisinin her zaman akacağını da söyleyebiliriz. Kürtler nerede olursa olsun haklarını arayacak ve soykırım planlarının boşa çıkarılması için mücadele düzeyini yükseltecektir. Bu nedenle insani ve uluslararası kuruluşları bu saldırılara karşı seslerini yükseltmeye ve tepkilerini göstermeye çağırıyoruz."