Rojhilat’ta şehir girişlerinde 'denetim' adı altında işkence

İran ve Rojhilat’taki ayaklanmanın ardından ‘Ahlak Polisleri’ uygulanmasının son bulduğu dünya gündemine yansıtılsa da Rojhilat Kürdistan’da devreye konulan yol denetimlerinde kadınlar birçok hak ihlaline maruz kalıyor.

LARA GEWHERİ

Mahabad - İran'da İrşad Devriyesi (Ahlak Polisleri) belirlenen kılık kıyafet kurallarına uymayan kadınları ve bazı erkekleri tutuklamak amacıyla 2005 yılında kuruldu. Bu devriye İran İslam Cumhuriyeti Kolluk Kuvvetleri'nde bir tür yardımcı ekip olarak biliniyor. Maliyeti yüksek olan bu devriyeler sadece İran şehirleriyle bağlantılı olurken, Rojhilat Kürdistan’daki birçok Kürt kadın da bu uygulama nedeniyle tutuklandı veya sokak ortasında işkenceye maruz bırakıldı. Jina Mahsa Amini de Tahran'da şiddete uğrayan ve hayatını kaybeden Kürt kadınlar arasındaydı ancak onun ölümü İran'da yeni bir devrim sürecinin başlangıcı oldu.

Kontrol noktalarında kadınlar hakarete maruz kalıyor

Ayaklanmayla birlikte İrşad Devriyesi’nin kaldırıldığı gündeme yansıtılsa da kadınlar sadece bu devriyelerin değil bir bütünen rejimin değiştirilmesini istiyor. Aktivistler, rejimin ‘ahlak polisi’ uygulamasını kaldırılmasının geç atılmış bir adım olarak yorumlarken, bunun sadece ayaklanmanın durdurulması için bir göz boyama olarak değerlendiriyor. Kadınlar, Rojhilat Kürdistan’ın şehir girişlerine kurulan denetim noktalarının da bu devriyeleri aratmadığına dikkat çekiyor. Kadınlar kontrol noktalarında yapılan denetimlerde kadınların hakaretlere maruz kaldığını aktarıyor. Ajansımız bu kontrol noktalarında hak ihlaline uğrayan kadınlara ulaştı. Kadınlar kontrol noktalarında yaşadıklarını anlattı.

‘Suçlu gibi fotoğraflarımızı çektiler’

Sara takma adını kullanan kadın, Meşhed'e yaptığı gezi sırasında iki kadın ajan tarafından tutuklandığını belirterek, “Zorla bir devriye minibüsüne bindirildim. Düzgün bir örtüm vardı ve saçımın çok az bir kısmı eşarbımın dışındaydı. Gözaltı sırasında birçok hakarete maruz kaldım, görevlilerden biri montumu çıkarıp makasla yırttı. Bizi rehin aldılar ve tıpkı bir suçlu gibi fotoğraflarımızı çektiler. Benimle birlikte tutuklanan bir arkadaşım rehin olmayı ve fotoğrafının çekilmesini reddetti, rejim güçleri kadının ağzı ve burnunu kırdı” dedi.

‘Eşyalarımız da kontrol edildi’

Noushin takma adını kullanan başka bir kadın ise yaşadıklarını şöyle anlattı: "Sardasht otoyolu kontrol noktasında bizi durdurdular, görevli sert bir şekilde başörtü konusunda beni uyardı ve başörtümü düzeltmemi söyledi. Ellerim titredi, yanımızda sadece alışveriş yaptığım kıyafetler vardı, onları da kontrol ettiler. Aracın tamamını inceledikten ve başörtüsü takmamızı hatırlattılar daha sonra gitmemize izin verdiler."

Kadınlar birçok haktan mahrum bırakılıyor

Aktivistler, İranlı kadınların sorununun sadece zorunlu başörtüsü değil, kadın haklarına uymayan ve büyük sorun oluşturan birçok yasa olduğunu kaydediyor. İran kanunlarına göre, kadın evlenmeden önce babanın, evlendikten sonra ise eşinin hakimiyeti altına giriyor. Kadın boşanma hakkından, çocukların velayeti hakkından, ülkeyi terk etme hakkından, eşinin rızası yoksa çalışma hakkından mahrum bırakılıyor. Yasalarda kadınların çeyiz ve nafaka hakkı olsa da birçok erkek nafaka ve çeyiz ödemeyi reddediyor. Çoğu kadın çocuklarının velayeti karşılığında çeyizini vermek zorunda kalıyor. Ailede erkeğin ölümü durumunda kadın yeniden evlenmek istediğinde çocukların velayet hakkı dedeye verilirken, çoğu zaman kadın eski eşin akrabalarından biriyle evlenmeye zorlanıyor.