Psikolog Ola Hil: Kadın Koruma Merkezi çalışanlarına eğitim verilmeli

Filistin’de kadın katledilme oranının arttığını, Kadın Koruma Merkezleri’nin de çoğunlukla kadını şiddet gördüğü eve geri yolladığını vurgulayan Psikolog Ola Hil, merkez çalışanlarına yaklaşım ve görevleri konusunda eğitim verilmesi gerektiğini söyledi.

NAGHAM KARAJEH

Gazze – Filistinli kadınlar ataerkil zihniyetten kaynaklı şiddet başta olmak üzere birçok baskıyla karşı karşıya kalıyor. Yıllardır verilen ulusal mücadeleyle birlikte gelişen kadın mücadelesinin önemli kazanımları olsa da var olan sistemin ataerkil yapısından kaynaklı yapılan yasalar hayata tam olarak geçirilmiyor. Kadına yönelik şiddet olayları ya aile içinde üzeri örtülüyor ya da boşanmak isteyen kadın toplum içinde damgalanıyor. Şiddeti önleyecek uygulamaların olmadığı ülkede Kadın Koruma Merkezi’ne yerleşen kadınlarda, sığınma evi yöneticilerinin ve avukatlarının fail erkekle yaptığı görüşmeler ve aldığı sözde ‘sözler’ sonucu tekrar evlerine yollanıyor.

Sayıca da yetersiz olan Kadın Koruma Merkezi’nin çalışanlarının eğitim alması gerektiğini vurgulayan psikolog Ola Hil, şiddete karşı daha köklü bir mücadele yürütmek gerektiğini vurguladı.

‘Bu adım benim için yeni bir yaşamı ifade ediyordu’

Kadın Koruma Merkezi’ne yerleşen ve hukukçuların fail erkekle konuştuktan sonra evine geri dönmek zorunda bırakılan güvenlik nedeniyle gerçek ismini veremediğimiz 22 yaşındaki Basma Al-Ali, evlendirildiği erkeğin uyuşturucu bağımlısı olduğunu kaydederek, maruz bırakıldığı şiddeti şöyle anlattı:

“Kardeşimin yanında kalıyordum. Beni yük olarak gördüğünden tüm itirazlarıma rağmen beni evlendirdi. Evlendiğim günden buyana şiddet ve baskıya uğradım. Eşimin ailesi de bana değer vermiyorlardı. Beni hizmetçi gibi görüyorlardı. Eşimin uyuşturucu bağımlısı olduğunu öğrenince şok oldum. Uyuşturucuyu bırakması için elimden geleni yaptım ama başarılı olamadım. Uyuşturucu almak için evi ipotek etti. Şiddete dayanamayıp bir gece vakti evden kaçıp, kardeşimin evine gittim. Kardeşim bana, ‘Bunlar rutin sorunlar ve çoğu erkek uyuşturucu alıyor’ dedi. Geri dönmeyeceğimi boşanacağımı söyleyince de bana şiddet uyguladı. Sonrasında koruma merkezine gidip başvuru yaptım. Şikayetçi oldum. Bu adım benim için yeni bir yaşamı ifade ediyordu. Eşim gelip hukukçular ile müzakere etti ve sahte sözler verdi. Onun değiştiğini düşündüm, eve geri döndüm. Ama durum hiç öyle değildi. Döndükten iki ay sonra tekrar kaçtım evden. Yaşadığım şiddetin acısından sokağa çıkarak çığlıklar attım. Benden resmen intikam aldı ve beni odaya hapsetti. Beni öldürmekle tehdit etti. Maruz kaldığım işkenceden dolayı kaçma fırsatı hep aradım. Şimdi büyük bir psikolojik şok yaşıyorum.  Maruz kaldığım şiddet nedeniyle sağlığım kötüleşiyor.”

‘Koruma merkezleri şiddetten arınmış bir ortam sunmalı’

Şiddet maruz kalan kadınlara destek olacak daha güçlü kurumların oluşturulması gerektiğini söyleyen psikolog Ola Hil, koruma merkezlerinin yetersiz kaldığını kaydetti. Yasaların uygulanmadığını toplumsal gerçekliğin farklı olduğunun altını çizen Ola Hil, bu nedenle kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve işkence vakalarının arttığını vurgulayarak, "Koruma merkezlerinin psikolojik ve sosyal müdahalelerle şiddetten arındırılmış bir ortam yaratmak için her türlü çabayı göstermesi gerekiyor. Şiddete uğrayan kadınların güçlendirilmesi amacıyla tedavi ve eğitim hizmetlerinin yanı sıra hukuki hizmetler daha iyi bir şekilde verilmeli. Kadınlara ve kız çocuklarına daha iyi bir yaşam yaratılması önemli” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar koruma merkezlerini cezaevine benzetiyor’

Her ay 40'tan fazla kadın ve kız çocuğunun koruma merkezlerine başvurduğunu ifade eden Ola Hil, sözlerine şöyle devam etti:

“Kadınlar çoğu zaman yargıya başvurmaktan kaçınıyor ve sadece sorunlarını anlatmakla yetiniyor. Koruma merkezleri Şiddete maruz kalan kadınlara sürdürülebilir bir koruma ve güvenli ortam sağlayamıyor. Bazı sığınma merkezleri şiddete maruz kalan kadınları şiddet gördükleri ortama geri gönderebiliyor ve bu durum onların daha çok şiddete maruz kalmasına neden oluyor. Cezaevinden çıkan kadınlar açısından da koruma merkezleri yeterli desteği sunamıyor. Orada kalan kadınlar merkezleri cezaevine benzetiyor. Bir süre sonra merkezleri terk ediyorlar ve bu durumda hayatları riske giriyor.”

‘Şiddete karşı destek ağları oluşturulmalı’

Filistin’de kadın katledilme oranlarının arttığının altını çizen Ola Hil, son olarak şunları belirtti:

“Şiddete karşı hükümet, sivil toplum kurumları, yerel topluluklar ve ilgili taraflar çaba göstermeli. Koruma merkezlerinde çalışan personele ve hizmet sağlayıcılara, şiddete maruz kalan kadınlarla nasıl yaklaşacakları konusunda ve onların güvenli bir sığınak sağlamadaki rolleri konusunda özel eğitim verilmesine acil ihtiyaç var. Kadının şiddetten korunmasına ilişkin yasa ve politikaların yenilenmesi, adalet ve güvenliğin sağlanmasına yönelik imzalanan uluslararası anlaşmaların uygulanması, insan ve kadın haklarıyla ilgili kurum ve kuruluşlara da iş birliğini artıran entegre destek ağları ve koalisyonların kurulması çağrısında bulunuyorum”.