NUN İnisiyatifi: Önder Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için mücadelemiz sürüyor

Abdullah Öcalan’ın Özgürlüğü İçin NUN İnisiyatifi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadelenin sürdüğüne dikkat çekerek, “CPT, Avrupa Konseyi ve insan hakları örgütlerinin sessiz kalmasını kınıyoruz” dedi.

Haber Merkezi – Abdullah Öcalan’ın Özgürlüğü İçin NUN İnisiyatifi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen 9 Ekim uluslararası komplonun 25’inci yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.

‘Uluslararası örgütler üzerine düşen görevi üstlenmeli’

Uluslararası toplumun, kurum ve kuruluşların, hak örgütlerinin Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecridin sona ermesi için üzerine düşen görevi üstlenmesi gerektiğinin belirtildiği açıklamada, "25 yılı aşkın bir süre önce başlayan uluslararası komplo, kapitalist güçlerin Önder Öcalan'ın önerdiği projeden duyduğu korkunun ürününden başka bir şey değildir” denildi.

‘En temel haklarından mahrum bırakıldı’

Türkiye, İsrail, Amerika başta olmak üzere birçok uluslararası ülkenin istihbarat teşkilatının bu komploya katıldığına işaret edilen açıklamada, “Rusya, komplonun uygulanmasında başrol oynamıştır. Komplo sonucu Kenya’dan kaçırılan Önder Öcalan adil bir yargılama olmadan Türk cezaevlerine konuldu ve en temel haklarından mahrum bırakıldı” diye kaydedildi.

‘Özgür yaşam fikri tüm kadınlara umut verdi’

Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve meşru haklarının tanınması konusunda bugün her kesimden halk mücadelesinin yürütüldüğünün vurgulandığı açıklamanın devamında şöyle denildi:

“Önder Öcalan'a yönelik bunca yıldır yaşanan ihlallere rağmen onun fikri hâlâ yayılıyor. Kadınlara dair özgür yaşam fikri tüm kadınlara umut verdi. Ortadoğu ve Afrika kadınlarının ve daha birçok kadının Önder Öcalan'ın kadın meselesine dair fikirlerini benimsediğini görüyoruz. Kadınların mücadelede oynadığı büyük rolü önemsiyoruz. Kadınlar, Önder Abdullah Öcalan’ı faşist zindanlardan kurtarıncaya kadar mücadelelerini yükseltmelidir. İşkenceye Karşı Komite, Avrupa Konseyi ve insan hakları örgütlerinin sessiz kalmasını kınıyoruz. Sessizlik, Önder Öcalan'a yönelik ihlallere ve işkenceye suç ortaklığı anlamına gelmektedir. İmralı Cezaevi'nde olup bitenler acilen açıklanmalı ve hukuk dışı tecridin kırılması gerekmektedir.”