Lübnanlı aktivistler: Filistin halkının direnişi meşrudur

Lübnanlı kadın hakları savunucuları, Gazze’ye yönelik İsrail’in yanında yer alan ülkelere tepki göstererek, “Filistin halkının bu işgale karşı direnişi meşrudur. Tek bir Filistinli kalsa bile bu direniş devam edecek” dedi.

SUZAN EBU SAİD

Beyrut – Hamas'ın silahlı kanadı İzeddin el-Kassam Tugaylarının 7 Ekim’de İsrail'e yönelik 'Aksa Tufanı' operasyonunun ardından başlayan İsrail-Filistin çatışması devam ediyor. İsrail’in ambargosunun devam ettiği Gazze Şeridi’ne yönelik sivilleri ve yaşam alanlarını hedef alan saldırılarını değerlendiren Lübnan Kadın Konseyi Başkanı Adla Siblini, saldırıların bir an önce durdurulmasını istedi.

‘Savaşı destekleyenler karşı olanlar da var’

Adla Siblini, Lübnan’da uzun yıllardır devam eden çoklu krizlerin ekonomik, sosyal ve psikolojik etkilerine işaret ederek, “Siyasi açıdan görüş ayrılıkları bulunuyor. Lübnan birçok cephede bölünmüş durumda. Savaşa katılmanın gerekliliğini vurgulayanlar var ve savaşa katılmaya karşı olanlar var. Ayrıca toplumsal bir kafa karışıklığı da var” dedi.

‘Halkın işgalciye karşı direnişi meşrudur’

Filistin ve Lübnan'daki güvenliğe değinen Adla Siblini, "İşgalciye karşı direniş, Birleşmiş Milletlerin ifadesine göre meşru bir meseledir. Bir ülkenin işgal edilmesi halinde o ülkenin halkının bu işgale karşı direnişi de meşrudur. Filistin 1948'den beri işgal altında, hatta ondan önce de işgal altındaydı. Filistin'de Yahudiler, Müslümanlar ve Hıristiyanlar yaşıyor. Filistin halkı birçok katliama maruz kaldı. Filistin halkının bu işgale karşı direnişi meşru bir haktır” şeklinde konuştu.

‘Tek bir Filistinli kalsa bile bu direniş devam edecek’

Gazze Şeridi’nin yıllardır kuşatma altında olduğunu hatırlatan Adla Siblini, konuşmasının devamında şunları ifade etti:

“İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik hava saldırılarında aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu insanlar katlediliyor. Gözaltı merkezlerinde binlerce tutuklu var. Bu imha savaşının yanında yer alan ülkeler Filistin halkını yok ediyor. Ancak tek bir Filistinli kalsa bile bu direnişin devam edeceğini unutuyorlar. Filistin halkına destekler yetersiz. Maalesef çok az kişi Filistin halkının yanında yer aldı. Tüm Arap halkları bu direnişi yüceltirken, bir grup Lübnanlı genç ise motosikletleriyle güney Lübnan topraklarına Filistin bayrağı astı. İsrail onlara ateş açtı ve İsrail'in işgal ettiği Şebaa Çiftlikleri de dahil olmak üzere Lübnan köyleri bombalandı. Dolayısıyla Lübnan direnişi topraklarını geri alana kadar meşrudur.”

‘İsrail katliam yapıyor’

Avukat Amal Al-Rayes ise "Ortadoğu'da adalet neden uygulanmıyor?" sorusunu sorarak medyanın Gazze'de yaşananlara ışık tutmadaki rolüne işaret etti. Uluslararası hukukun uygulanması çağrısında bulunan Amal Al-Rayes, "İsrail, Gazze halkına ve güney Lübnan halkına saldırıyor. İsrail yüzünden birçok savaşa tanık olduk, binlerce kişi yerinden edildi. Zulüm görmeleri ve kamplara yerleştirilmeleri talihsizlik değil mi? Sosyal alanda çalışan bir kadın olarak bu saldırıları kınıyorum. Yaşam hakkını destekliyoruz. Hepimiz birbirimizle yaşıyoruz. Neden bu kavga? Yahudiler defalarca katliama maruz kaldı ama şimdi de maruz kaldıklarını uyguluyorlar, Filistinlilere de aynı "Üslup"la işkence yapıyorlar” diyerek, 4 Ekim’den bu yana Türk devletinin Rojava’ya dönük saldırılarını da kınadığını belirtti.