Leyla Zana: Halk direngenliğinden bir şey kaybetmedi
DEM Parti’nin seçim çalışmalarına katılan siyasetçi Leyla Zana, halkın direngenliğinden bir şey kaybetmediğini vurgulayarak, “Yılmadan umudu büyütmek ve hakkını verebilmek için bir duruş ve söyleme sahip olmak gerekir” dedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed- Yerel seçimlere sayılı günler kala Kürdistan’da DEM Partili belediye eşbaşkan adaylarının çalışmaları coşku ve heyecanla devam ediyor. Seçim çalışmalarında DEM Partili adaylarla halk buluşmalarına katılan siyasetçi Leyla Zana da halkta ayrı bir coşku yaratıyor. Amed’deki görkemli Newroz kutlamasında yüz binlerce kişiye seslenerek birlik ve mücadele çağrısı yapan Leyla Zana, iki gündür de Amed’de DEM Partili eşbaşkan adaylarıyla ilçe ilçe köy köy gezerek seçim çalışmalarına katılıyor.
Leyla Zana’yı iki gün boyunca 4 ilçede takip ettik. Binlerce kişiyle bir araya gelen Leyla Zana, halkta büyük bir coşku ve heyecan yaratıyor. İlk olarak Hazro ilçesine giden Leyla Zana, ilçe girişinde yüzlerce araçlık bir konvoyla karşılandı. Kendisini karşılayan kadınlarla kucaklaşan çocukları alnından öpen Leyla Zana, hemen hemen herkesle tokalaştı. Kimi kadınlar Leyla Zana’ya dakikalarca sarılarak duygusal anlar yaşadı. Leyla Zana ve beraberindeki DEM Parti Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan Adayları Serra Bucak ve Doğan Hatun, Hazro ilçe merkezinde de yüzlerce kişi tarafından karşılandı. Aynı ilgi burada da gösterildi. Burada kısa bir konuşma yapan Leyla Zana, 90’ları hatırlatarak sözlerine başladı.
‘Herkesin örgütlenmesi gerekiyor’
Herkesin pür dikkat dinlediği Leyla Zana, Kürt halkının birlik ve beraberliğini güçlendirme çağrısını yineledi. Bu birliğin önce zihinde ardından dilde oluşması gerektiğini söyleyen Leyla Zana, gençlere ve çocuklara güzel bir alan bırakmak için çalışmak zorunda olduklarını dile getirdi. Leyla Zana, şöyle devam etti: “Bugün bu mücadeleyi tırnaklarımızla kazıyarak bugüne getirdik. Bu güzel çocuklara güzel bir gelecek bırakmak hepimizin borcu. Anneler ve gençler herkese çok iş düşüyor. Herkesin örgütlenmesi gerekiyor. Parti kimsenin babasının değil, halkın evidir. Biz bu süreçte kimseye mecbur değiliz. Bizim kendi partimiz kendi adaylarımız var. Ben size bize oy verin demeye utanırım. Çünkü herkesin kendisine oy vereceğini iyi biliyorum. Bize ‘siz bize oy verin ama sizin bir hakkınız olmasın’ diyorlar. Biz bunlara mecbur değiliz. Bizim irademiz ve bizim hakkımız var. Bizi kandırmak isteyenlere ‘artık yeter’ diyoruz. Hakkımız olanı alacağız. Hep beraber çalışarak alacağız. Zafer bizim olacak.”
Hani, Pasur ve Dicle’de binlerce kişiyle buluştu
Leyla Zana ve beraberindekiler daha sonra sloganlarla Hazro’dan Hani’ye uğurlandı. Leyla Zana Hani’de yüzlerce kadın tarafından coşkuyla karşılandı. Burada da seçimlerde halkın iradesine sahip çıkma vurgusunu yapan Leyla Zana, kendisine uzatılan her eli sıkmayı da ihmal etmedi. Leyla Zana, halka hitaben yaptığı konuşmasının ardından çekilen halaylara da katıldı.
Leyla Zana seçim çalışmasının ikinci gününde olumsuz hava koşullarına rağmen Dicle ve Pasur’da da (Kulp) aynı coşkuyla karşılandı. Dicle’de kar yağışı ve soğuk havaya rağmen yüzlerce kişi tarafından karşılanan Leyla Zana, halka hitaben yaptığı konuşmada ilgiyle dinlendi. Gençler ve kadınların yoğunluğu dikkat çekti. Leyla Zana Pasur’da da binlerce kişiyle bir araya geldi. Buluşmada sık sık “Direne direne kazanacağız” sloganı atıldı. Her iki ilçede de halka hitaben yaptığı konuşmada demokrasi ve barışın inşaası için yerel seçimlerin önemine vurgu yapan Leyla Zana, İstanbul’daki Kürt seçmenlere partilerine sahip çıkmaları çağrısında bulundu.
‘Sayın Abdullah Öcalan’ın büyük bir payı var’
Konuşmalarında “Üçüncü Yola” değinen Leyla Zana, şunları ifade etti: “Üçüncü Yol, barışın, demokrasinin ve adaletin yoludur. Güçlü bir iradenin sandıkta çıkması güçlü bir barış demek. Güçlü bir demokrasi ve özgür günler demek. Bizler hep beraber bu topraklarda çok çektik, gelecek çocuklarımızındır onlar çekmesin. Özgür ve birlikte bir yaşamın geleceğin tohumlarını 91’de bu alanda atmıştık. Umuyor ve diliyorum ki üçüncü yolun hayat bulması için de ki biliyorsunuz; bunda Sayın Abdullah Öcalan’ın büyük bir payı var. Halklar bütün özgürlüklerini bütün kimliklerini asimile ve inkâr etmediği birbirine saygı duyarak geleceği örme umudunu çiziyor. Tekrar diyoruz ki bu fikirleri, bu felsefeyi yaşamda bize öğretene bir selam gönderiyoruz.”
‘Halk direngenliğinden bir şey kaybetmedi’
Leyla Zana, 4 ilçe ve çok sayıda köye yaptığı ziyaretlerde her bir yurttaşın yanındaki diğer bir kişiyi oy vermesi için ikna etmesini istedi. İki gün boyunca takip ettiğimiz Leyla Zana’ya Lice dağı eteklerinde, izlenimlerini sorduk. Halkın ilk günkü heyecanı ve direngenliğinden bir şey kaybetmediğine vurgu yapan Leyla Zana, görülen özlemin de bir şahsa değil, halkın duymak ve görmek istediği yaşama olan özlemi olduğunu ifade etti. Doğru söylem, doğru tutum ve tarzın önemine vurgu yapan Leyla Zana şöyle konuştu:
“Halkımızın özlem duyduğu budur. Kişi olarak bizi sevebilir bağrına basabilir. Ama önemli olan onun arzu ve beklentilerini küçültmemiz değil, tam tersine hakkıyla değer biçmektir. Onlar bu değeri fazlasıyla hak ediyor. Belki zaman zaman koşullardan, zaman zaman da devletin yönelimlerinden dolayı bizler yeterince cevap olamadık. Ben böyle değerlendiriyor ve bakıyorum. Çok ilginç bir pankart vardı Pasur’da, “Tu li ku mayi?” diye. Ben her daim halkın arasındayım, siz istediniz ben de geldim.”
‘Bu sorumluluğu taşıyabilirsek hep birlikte kazanacağız’
Seçimin eksik anlatıldığını dile getiren Leyla Zana, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Seçimin hakkını verebilmemiz gerekiyor. Bu aynı zamanda büyük bir sorumluluktur. Seçim sadece koltuktan, mevkiden ibaret değil. Aynı zamanda bu belediyeleri doğru tarzda işletebilirsek kişisel çelişki ve uyumsuzluktan kendimizi arındırabilirsek, kolektif bir ruhla çalışmaya yaklaşırsak halkımızın kültürel, sosyal ve siyasal boyutta katkı sunabileceği alanlardır. Bu alanların hakkını verebilmek gerekiyor. Bu sorumluluğu taşıyabilirsek hep birlikte kazanacağız. Yılmadan umudu büyütmek ve bu umudun hakkını verebilmek için de bir duruş ve söyleme sahip olmak gerekir. Halkımız hak ettiği bir yaşamı emeğinin karşılığı ile alacak ve kazanacaktır.”