Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınlar: IŞİD’in varlığı yaşamlarımız için hala bir tehdit

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin, bölgelerindeki cezaevlerinde bulunan IŞİD’lilerin yargılanması kararını destekleyen kadınlar, kendilerine en acı dönemi yaşatan IŞİD’in varlığının yaşamları için hala bir tehdit olduğunu anlattı.

NORŞAN ABDÎ

Kobanê – Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, devletlere yaptığı çağrıda vatandaşları olan IŞİD’lileri ülkelerine geri almalarını istedi. Ancak çağrılara yanıt gelmemesi üzerine Özerk Yönetim 10 Haziran’da yaptığı açıklamada bölgelerindeki cezaevlerinde bulunan 10 binden fazla IŞİD’liyi yargılama kararı aldı. IŞİD’lilerin Halk Koruma Mahkemesi ve Toplumsal Adalet Meclisi’nin çatısı altında uluslararası ve yerel yasalara göre yargılanacağı belirtiliyor.

IŞİD çetelerinin kontrolündeki bölgeleri özgürleştirme mücadelesinde hayatını kaybeden savaşçıların aileleri, Özerk Yönetim’in aldığı karara destek vermeye devam ediyor. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Fırat Bölgesi’ne bağlı Sarîn ilçesinde IŞİD saldırılarında çocuklarını yitiren kadınlardan 60 yaşındaki Meryem Musa, Sarîn’nin IŞİD’in kontrolünde olduğu dönemlerde tarifsiz acılar ve trajediler yaşadıklarını anlattı.

‘Hiçbir dönem bu kadar acı yaşamadık’

Pek çok insanın katledildiğini belirten Meryem Musa, şunları aktardı: Hayatımızda hiçbir zaman bu kadar aşağılanma, korku, adaletsizlik ve acılar yaşamadık. Canlarını halkı feda eden evlatlarımız sayesinde bugün topraklarımızda huzur ve güven içinde yaşıyoruz. IŞİD insanlık dışı saldırılarda bulundu, insanları öldürmekle kalmayıp evlerimizi yıktılar. Oğlum da Suriye Demokratik Güçleri saflarında yer alarak bölgelerin ve şehirlerin özgürleştirilmesine katıldı. Oğlum Baxoz özgürleştirme hamlesinde IŞİD’in eline düşerek şehit oldu. Bir şehit annesi olarak, Özerk Yönetim'in IŞİD’i yargılama kararını destekliyorum. Çeteler dünyanın gözü önünde cezalandırılmalı.”

‘IŞİD’in varlığı hala yaşamımız için tehdit oluşturuyor’

Kadınlardan 38 yaşındaki Bahia Ali de eşinin Suriye Demokratik Güçleri saflarında toprağını ve kendilerini korumak için savaştığını anlatarak, “Eşim Tişrin'i özgürleştirme hamlesinde IŞİD’in elinde şehit oldu. IŞİD bölgeye gizlice girdi ve bölgeyi kontrol altına aldıktan sonra kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere masumlara çok büyük haksızlıklar yaptı ve insanları vahşice katletti” dedi. IŞİD’in kadınlara en ağır şiddeti ve işkenceyi yaptığını anlatan Bahia Ali, şunları ifade etti:

“Kadınlar en temel haklarından mahrum bırakıldı. Güçlerimiz IŞİD’i bitirmek için çok savaştı ancak tamamen ortadan kalkmadı ve halen bölgede IŞİD hücreleri var. IŞİD’e karşı en başından karar verilmesi gerekiyordu. Çünkü varlıkları hala yaşamlarımız için tehdit oluşturuyor. Bu nedenle yönetimin yabancıları ülkelerine gönderme kararını hızlandırması gerekiyor.”

3 oğlu IŞİD tarafından katledildi

IŞİD’in evine düzenlediği baskında bir çocuğunun katledildiğini bir çocuğunun tutuklandığını ve mallarına el konulduğunu anlatan 67 yaşındaki Hilala Dakduk da “Aradan zaman geçtikten sonra oğlumun arabasının Rakka'da olduğunu duyduk. Onunla ilgili bilgi aramaya gittik ama ikinci oğlumu IŞİD’lilerin bir otobüse yaptığı bombalı saldırıda kaybettim. Rakka'yı özgürleştirme hamlesine katılan üçüncü oğlum da IŞİD tarafından öldürüldü. IŞİD’in öldürme, işkence ve insan kaçırma hakkı yoktu ve bu yüzden ağır bir şekilde cezalandırılmalıdırlar. Özerk Yönetim'in kararını sonuna kadar destekliyorum” dedi.