BERÇEM CÛDÎ

Kobanê – Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, 10 Haziran'da yaptığı açıklamayla, bölgelerinde bulunan cezaevlerindeki IŞİD üyelerinin yargılanacağını duyurdu. 10 binden fazla IŞİD’linin Halk Koruma Mahkemesi ve Toplumsal Adalet Meclisi’nin çatısı altında uluslararası ve yerel yasalara göre yargılanacağı belirtiliyor.

Birçok IŞİD çetesinin yabancı ülkelerin vatandaşı olduğunu belirten Özerk Yönetim, söz konusu devletlere de çağrıda bulunarak, kendi vatandaşları olan IŞİD’lileri ülkelerine geri almalarını istedi. Ancak çağrılara yanıt gelmemesi üzerine Özerk Yönetim aldığı kararla IŞİD’lileri uluslararası ve yerel yasalara göre yargılayacağını açıkladı.

Özerk Yönetim'in aldığı kararın ardından, IŞİD çetelerinin kontrolündeki bölgeleri özgürleştirme mücadelesinde hayatını kaybeden savaşçıların aileleri, çocukları başta olmak üzere IŞİD tarafından katledilenlerin aileleri de Özerk Yönetim’in kararına destek verdi. Fırat Bölgesi’nin IŞİD’den kurtarılması için başlatılan özgürleştirme hamlesinde hayatlarını kaybedenlerin aileleri ajansımıza konuştu.

‘Acılar her geçen gün yenileniyor’

Minbic’i özgürleştirme hamlesinde çocuğunu yitiren Emîne Yasîn, şunları ifade etti: “Oğlum Çiya, Minbic’in özgürleştirilmesine üç gün kala şehit oldu. Oğlumu DAİŞ’in keskin nişancıları şehit etti. Çiya'nın şehit edilmesinin üzerinden 7 yıl geçti ama o dönemde yaşadığım acılar her geçen gün yenileniyor. Bu yüzden DAİŞ’lilerin yaptıklarını unutamam. Hesekê’de Xiwêran Cezaevi’nde çetelerin savaşçılarımızı şehit ettiği olayı hala unutmadık. Bir şehit annesi olarak çetelerin gözümüzün önünde yargılanıp cezalandırılmasını istiyorum. Şu sıralar yıldönümüne girdiğimiz Kobanê Katliamı’nı da DAİŞ çeteleri gerçekleştirdi. Kardeşim de çeteler tarafından katledildi. Çocukları babalarının mezarını ziyaret ederek mumlar yakıyor ve ben bu sahneyi her gördüğümde öfkem daha artıyor. Bizler bu duygularla çetelerin yargılama sürecine katılacağız.”

‘Neden hala binlerce DAİŞ çetesi topraklarımızda’

YPG savaşçısı Aram'ın annesi Necma Kenco, IŞİD çetelerinin yargılanmasının Kobanê'de olmasını istediklerini  belirterek, şunları ifade etti:

"DAİŞ'i yok etmek ve bölgelerimizi onların vahşetinden korumak için yüzlerce evladımız şehit oldu. Buna rağmen öncelikle gurur duyuyoruz. Bugün Kobanê topraklarında yaşıyorsak bu da çocuklarımızın sayesindedir. Şunu sormak istiyorum; çeteler neden sadece Kürt bölgelerine saldırdı?  Neden hala DAİŞ çetesi topraklarımızda bulunuyor? Buradan anlaşılıyor ki devletler DAİŞ’ten korkuyor. Hiçbirimiz DAİŞ’in vahşetlerini unutamayız, kimse unutamaz. Bir şehit çocuğu sürekli babasının nerede olduğunu soruyor ve bu sürekli aklıma geliyor. Bazı çocuklar babaları şehit olduktan sonra dünyaya geldi. Bizler yaşananları asla unutmayacağız ve çetelere destek verenleri affetmeyeceğiz. Bizim topraklarımıza saldıranlar bunun hesabını vermelidir. Bu yüzden çetelerin Kobanê’de cezalandırılmalarını istiyorum.”

‘Devletler kendi vatandaşları olan çeteleri almıyorlar’

Sewlî Hisên de oğlunun DAİŞ çeteleri tarafından vahşice katledildiğini söyleyerek, duygu ve düşüncelerini şu sözlerle paylaştı: "Kobanê'nin kurtarılmasının ardından güçlerimiz Sirîn ilçesini özgürleştirmeye gitti. Oğlum Yılmaz da o adıma katıldı ve sonuna kadar mücadele etti. Yılmaz, DAİŞ tarafından katledildi ve kesilen kafası Sirîn'e götürüldü. O sırada oğlumun cenazesini gömüp bekledim. Sirîn kurtarıldıktan sonra arkadaşları Yılmaz'ın kafasını bana getirdiler ve biz de cenazesini toprağa gömdük. Oğlum şehit oldu. Elimden gelse o çeteleri kendi ellerimle cezalandırırım. Devletler kendi vatandaşları olan bu çeteleri almıyorlar ve bizler yıllardır bunlara ekmek, su veriyoruz. Artık bu çetelerin yargılanması gerekiyor.”