KJK'den direniş çağrısı

KJK Koordinasyonu, dün Qamişlo’da gerçekleşen katliama dair açıklamasında “Kürdistan halkını, kadınlarını, ilerici insanlığı ve kadınları bu acımasız faşist saldırılar karşısında tutum almaya, birlikte direnişi büyütmeye çağırıyoruz” dedi.

Haber Merkezi- Komalên Jinên Kurdistan(KJK) Koordinasyonu işgalci Türk devletinin dün öğlen saatlerinde Tirbespiyê-Qamişlo yolunda gerçekleştirdiği Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) saldırısında Qamişlo Kantonu Eş Başkanı Yusra Derwêş, yardımcısı Lîman Şiwêş ve yurtsever Firat Tûma’nın yaşamını yitirmesine dair açıklama yaptı.

Türk devletinin kadın, Kürt ve insanlık düşmanı politikasını dünya kamuoyunun gözünün önünde, Başur ve Bakurê Kurdistan’da yoğunlaştırarak sürdürdüğüne dikkat çekilen açıklamada dün yaşanan katliam hatırlatıldı. Açıklamada yaşamını yitirenlerin ailelerine, yoldaşlarına ve yurtsever halka başsağlığı dilenirken “Misli ile kendimizi savunma, misilleme hakkımızı kullanmanın vaz geçilmez bir hak ve görev olduğunu belirtiyoruz” denildi.

Soykırım ve Kürdü yok etme politikası daha pervasız bir hal aldı’

Açıklamanın devamında kadınlar ve halka seslenilerek, Türk devleti yüz yıldır aralıksız bir biçimde soykırım kıskacına aldığı Kürt halkını, direnen, mücadele eden önderlerini ve öncülerini yok etmeyi bir politika haline getirip uyguladığı ifade edildi. Açıklamada Türk devletinin örgütsüz, öncüsüz ve statüsüz bırakarak, asimilasyon, sürgün, idam ve katletme ile Kürt varlığını ortadan kaldırmayı amaç edindiği kaydedilerek şöyle devam edildi: “Bunu yaparken hain Kürt’ten bölge devletlerinin Kürt düşmanı yaklaşımlarından ve uluslararası hegemon güçlerin çıkarcı politikalarından faydalanarak, destek ve katkılarını alarak yaptı. Lozan antlaşması ile ikinci yüz yılına girerken söz konusu soykırım ve Kürt’ü yok etme politikası daha da pervasız bir hal alarak, Türkiye devlet sınırları dışına taşırılarak, Başur, Rojava ve Rojhilat Kürdistan’a taşırdı. Benzer saldırılarını yurt dışında, nerede bir Kürt var ise oraya ihraç etti. Hiçbir uluslararası hukuk, insani ve ahlaki norm tanımadan bu saldırılarını yoğunlaştırarak sürdürmektedir.”

‘Türkiye DAİŞ’in bedelini ödetiyor’

Saldırıların tüm dünyanın gözleri önünde yaşandığı ve saldırıların seyredildiği ifade edilen açıklamada “Türkler Kürtler ve Rojavanın DAİŞ’i yenmesinin intikamını alıyor. Bu insanlık dışı saldırılarla DAİŞ’i yenmiş olmanın bedelini ödetiyor. Başta DAİŞ karşıtı uluslararası koalisyon güçleri olmak üzere uluslararası toplum bu saldırılara karşı sessizliğini koruyor. Bu sessizlik çok acımasız hiçbir etik ölçüye sığmıyor” ifadelerine yer verildi.

Açıklama şöyle devam etti:

“Değerli Halkımız, Devrimci, Sol ve Demokrat İnsanlık!

TC’de Erdoğan ve Bahçeli faşist kliğin öncülük ettiği dinci, ırkçı, milliyetçi ve insanlık düşmanı politika ve saldırı konsepti direnen ve mücadele eden Kürt’ü katlederek, bölgede tek hegemon güç olma amacı gütmektedir. Önünde engel olarak gördüğü ve düşman saldığı direnen ve mücadele eden Kürt’e yok etme amacının tüm boyutlarının görülerek çok daha güçlü bir direniş ve mücadele ile yanıt verilmesi gerekiyor.

Rojava Kürdistan’ı ekolojik, kadın ve insanlık kırımına karşı bir vaha rolü gördüğü için uluslararası güçlerin Türk devletinin bu saldırılarında rolü, oluru ve sorumluluğu vardır. Çok net olarak kadın ve Kürt katliamının ortakları haline gelmiş durumdadırlar. DAİŞ’i durduran, etkisiz kılan ve bu uğurda mücadele eden kadınların ve Kürtlerin katledilmesinde rahatsızlık duymadıkları gibi, Türk devletinin NATO üyesi olma hesabı ile “bir şey yapamadıkları” gibi iki yüzlü ve çirkince bir izah içindedirler.

‘Saldırıları önlemenin yolu direnmektir’

Sahadaki bu saldırılar Rojava’nın nasıl tehlikeli bir durumla karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Sömürgeci güçlerin devletlerin güncellenen kirli pazarlıklarının, diplomatik anlaşmalarının amacı Kürtleri iradesiz, kendini yönetemez, geleceklerini yönetemez  hale getirmektir.  Saldırılar geneldir, diğer Kürdistan parçalarını da kapsıyor. Kürt kazanımlarını tek tek yok etme çabaları yoğunlaştırılmış durumda. Her tarafta saldırılar var, saldırıları önlemenin yolu direnmektir.

‘Kazanımlar risk altında’

Rojava’nın ayakta kalması tüm Kürdistan’ı etkiliyor. Kazanımların yok edilmesi de hakeza dört parça Kürdistan’ı etkileyecektir. Kazanımlar uzun erimli mücadelemizin sonuçlarıydı.  Kürt halkını ve kadınları hassas ve duyarlılıkla hareket ederek tüm alanlarda mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Kürtler pasif bir direnişle ile değil radikal süreklililk kazanmış direniş ve mücadele ile kazanımlarını korumayı bilecek güç ve iradeye sahiptir. Rojava ve halkımızın kaderi risk altındadır. Bedeli ne olursa olsun kazanımlarımızın darbelenmesine müsaade edilmemelidir.

‘Direnişi büyütelim’

Birkez daha Rojava devriminin gelişmesinde emek sahibi olan Yusra Dewrêş, Leman Şiwêş Ferat Tüma’nın şahsında tüm özgürlük ve demokrasi şehitlerimizi saygı ile anıyor, gerçekleşen saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Her biri yüreği, aklı ile devrimin inşasında, gelişmesinde, korunmasında emek sahibi olan insanlardı. Bu emeğe, direnişe, onurlu duruşa sahip çıkmak, insanlığa ve kadınlara özgür bir gelecek sunma hayallerini sahiplenmek insan olmanın da demokratik olmanın gereğidir. Bu vesile ile başta Kürdistan halkını, kadınlarını, ilerici insanlığı, kadınları bu acımasız faşist saldırılar karşısında tutum almaya, birlikte direnişi büyütmeye çağırıyoruz.”