KJK’den Azime Arsun’a ilişkin KDP ve Güney Kürdistanlı kadınlara çağrı

KJK, KDP tarafından gözaltına alınan Kürt siyasetçi Azime Arsun’a ilişkin yaptığı açıklamada, KDP’ye içine düştüğü yanlış hesaptan dönmesi çağrısı yaparken, Güney Kürdistanlı yurtsever, demokrat kadınları da olay karşısında tutum almaya çağırdı.

Haber Merkezi- KJK Demokratik ilişki ve İttifaklar Komitesi, Hewlêr havaalanında gözaltına alınan ağır hasta Kürt siyasetçi Azime Arsun’a ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, siyasetçi Azime Arsun’un KDP ve   MİT iş birliği içerisinde Hewler Havaalanı’nda tutuklanması kınanarak, Türk devletine iade edilme tehlikesi olduğu vurgulandı.

“KDP sömürgeci faşist Türk devletine destek vermeyi sonlandırmalı Azime Arsun arkadaşımızı bir an önce serbest bırakmalıdır” denilen KJK Demokratik ilişki ve İttifaklar Komitesi’nin açıklamasının devamında şu ifadeler yer aldı:

“2 Mayıs tarihinde Azime Arsun arkadaşımızın tedavi amaçlı yurtdışına çıkmaya çalışırken sömürgeci Türk devletinin talebi doğrultusunda Hewler Havaalanında tutuklanmasını kınıyoruz.

Parastin tarafından bilinmeyen bir yere götürülen arkadaşımız hakkında günlerdir bir bilgi alınamamaktadır.  MİT ile işbirliği içerisinde kaçırılmış olan arkadaşımızın faşist Türk devletine iade edilme tehlikesi vardır.

Kürt kadın siyasetçisine yapılanlar bir tek Kürt düşmanlarını sevindirir

TC’nin son yıllarda Kürt ve kadın kırım politikalarını Güney Kürdistan’da yoğunlaştırdığını bilinmektedir. Halkı için mücadele eden değerli  militan ve Yurtseverlerimiz Güney Kürdistan’da şehir ortasında TC’nin cinayet şebekeleri tarafından suikast saldırıları sonucu şehit edilmekte,  Medya savunma alanlarında bulunan kürt halkının savunma güçlerine karşı uluslararası anlaşmalarla yasaklanmış olan kimyasal silahlarla saldırılar gerçekleştirilmektedir. Bu saldırılar bir tek onurlu Kürt halkını değil insanım, demokratım diyen tüm güçleri de rahatsız edip harekete geçirmiş ve geçirmelidir.  Kürt halkının ulusal birliğini, bütünlüğünü, çıkarlarını zedeleyen  bu uygulamalar karşısında tüm Kürt partileri, siyasetçi ve aydınları sömürgeci güçlerin bu saldırıları karşısında kendi halkının yanında saf tutmalılar. Ancak bazı güçlerin ve partilerin bu saldırılar karşısındaki tutumları Kürt düşmanlarını cesaretlendirmektedir. Kürt halkının ulusal bütünlüğünü, varlığını değerlerini tümden ortadan kaldırmak için elinden geleni yapan faşist Türk devleti ile ilişkilenmede halkımızın tüm tepkilerini görmezden gelen KDP, faşist TC’yi cesaretlendirmeye devam etmektedir. Bu haliyle Güney Kürdistanlı bazı güçlerin TC’nin soykırım politikalarına ortak olma temelinde geliştirdikleri ilişkiler trajik olduğu kadar vahimdir.

Bilinmelidir ki tüm yaşamını kendi halkının özgürlüğüne adamış bir Kürt kadın siyasetçisine yapılan bu son müamele bir tek Kürt düşmanlarını sevindirir. Halkımızı derinden üzen bu tip uygulamalara geçit vermemek ulusallığın gereğidir.

Tarihi günlerin arifesinde gerçekleşen olay işbirlikçilik olarak kayda geçecektir

Bakur’e Kürdistan-Türkiye’de demokratik güç birliği ile Kürt ve halklar düşmanı faşist AKP-MHP rejimini sandıklara gömeceğimiz bu tarihi günlerin arifesinde gerçekleşen bu olay işbirlikçilik olarak kayda geçecektir. Unutmamak gerekir ki bu faşist rejimle işbirliği içerisinde olan güçlerinde bu seçimle büyük kaydecekleri aşikardır.  Dolayısıyla  bu olayda sorumlu olan güçleri bu yanlış hesaplarından dönmeye, faşizme karşı direniş cephesine katkılarını sunmaya çağırıyoruz.   Kadınlar olarak da iktidar partilerinin ulusal birliği zedeleyen bu politikalarından caydırmaya dönük çaba ve çalışmalarımızı yoğunlaştırmamız gerekmektedir.  Bu vesile ile  Güney Kürdistanlı tüm yurtsever, demokrat, aydın kadınları da  bu olay karşısında tutum almaya çağırıyoruz.“