KJAR: Demokratik Ulus, 16 Eylül Devrimi’ne en uygun yaşam modelidir

KJAR, Jîna Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından başlayan ayaklanmaların yıldönümüne ilişkin gerçekleşecek eylemelere katılım çağrısı yaparak, “Demokratik Ulus, 16 Eylül Devrimine en uygun yaşam modelidir” dedi.

Haber Merkezi- Doğu Kürdistan Özgür Kadın Topluluğu (KJAR), Jîna Mahsa Amini’nin İran’da ‘ahlak polisleri’ tarafından katledilmesinin ardından başlayan ‘Jin jiyan azadi’ ayaklanmasının yıldönümüne ilişkin açıklama yaptı.

“Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma, halkların ve İran’daki kadınların geleceğidir” denilen açıklamada, Demokratik Ulus’un İran halklarının istemine yanıt verebilecek en uygun sistem olduğu vurgulandı

KJAR, açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:

“Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma, halkların ve İran’daki kadınların geleceğidir. Demokratik Ulus, 16 Eylül Devrimine en uygun yaşam modelidir. Kadınlar, alanlara akarak rejime karşı öfkelerini haykırdılar. Kadınlar, devrimin en önemli merkezinde yer aldılar ve devrime öncülük ettiler. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere toplumun her kesiminin dahil olduğu devrim sürecinde, toplumun ataerkil zihniyete karşı kadınlar öncülüğünde bir toplumsal devrim istediklerini ortaya koydular.

Kadınların rejime dönük öfkesini açığa çıkardı

Geçtiğimiz yıl Doğu Kürdistan ve İran’da katletme ve kadınlara yönelik baskı siyasetine karşı mücade edildi. Jîna’nın rejim güçlerince katledilmesi kadınların ve tüm kesimlerin rejime yönelik öfkelerini açığa çıkarmasına yol açtı. İlk defa Jîna Mahsa Amini’nin mezarı başında Doğu Kürdistan’da atılan ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sloganı, eylemlerin ideolojik tanımına dönüştü. ‘Jin, Jiyan Azadî’ felsefesinin kurucusu olan Önder Apo, 1989 yılının Nisan ayında yaptığı bir tahlilde şunları söylemektedir: ‘Kürdistan’da Jin ve Jiyan aynı kökenden gelmektedir.’ Bu temelde de özgür ve demokratik bir yaşam (jiyan) için de kadınların (jin) özgür olması gerektiğini vurguladı.

‘Jin, Jiyan, Azadî’ özgürlüğün sembolü oldu

‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi, 2000’li yıllarda Kuzey Kürdistan’da eylem ve gösterilerde özgürlüğün sembolü olarak açığa çıktı. Rojava’da bugün bu slogan kadın devrimine dönüşmüştür. Doğu Kürdistan ve İran’da yükselen bu slogan, dünyaya yayıldı.

Doğu Kürdistan ve İranlı kadınlar örgütlülükleriyle 21’inci yüzyılın karakterini belirleyeceklerdir. Bu temelde özgür ve demokratik bir yaşam için de örgütlenmeye ihtiyaç vardır. ‘Jin, Jiyan, Azadî’ devriminin ortaya çıkardığı değerlerin korunması ve demokraik ve özgür bir toplumun yaratılması için ortak bir mücadeleye ihtiyaç vardır. ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi, İran’daki tüm ulusları yan yana getirdi ve toplum ve kadın mücadelesini birleştirdi. Bu temelde her zamankinden daha fazla örgütlenmeye ihtiyaç vardır.

Eylemlere çağrı

İran rejimi ve şimdi de Taliban, kadın bedeni üzerinden egemenliklerini sağlamak istiyor. Afgan kadınları yakından takip eden İranlı kadınlar büyük bir çoşkuyla ortak mücadeleyi örüyor.

Kalıcı bir çözümün geliştirilmesi için şu hususların hayata geçirilmesi zaruridir;

*‘Jin, Jiyan, Azadî’ devriminin 1’inci yıldönümünde gerçekleşecek olan eylemlere toplumun tüm kesimlerinin katılması gerekiyor.

*25 Eylül’de devrim şehitlerinin mezarları ziyaret edilmelidir.

*Sadece İran ve Doğu Kürdistan’da değil, dünyanın her yerinde eylemler düzenlenmelidir.”