‘Kamusal alandaki kadınlara yönelik nefret söylemleri önlenmeli’
Suriye'nin geçici anayasasında kadın hakları yer alsa da kadınları koruyacak önlemler olmadığını ve nefret söylemlerinin tehdit oluşturduğunu belirten Dima Musa, "Bu tehditler önlenmezse, kamusal alandaki kadınların hayatları tehlikeye girer” dedi.

LAMİS NASIR
Şam – Suriye’de, kritik bir döneme girilirken, devletin ve kurumlarının yeniden inşası tartışılmakta. Bu süreç, kamu ve siyasette yer alan Suriyeli kadınlar için zorlayıcı hale geliyor. Esad rejiminin çöküşüyle birlikte, cihatçı HTŞ’nin yönetimi altındaki bölgelerde kadınların hakları daha da kısıtlanıyor ve kamusal alandaki varlıkları giderek azalıyor. Kadınlar, bu siyasi ve toplumsal baskılarla birlikte, nefret söylemleri ve ayrımcılıkla daha fazla karşılaşmakta. Kadınlara yönelik tehditler ve aşağılayıcı dil, özellikle dijital medyada daha fazla yer buluyor. Suriye'nin yeniden inşa süreci toplumsal yapının yeniden şekillendirilmesini gerektiriyor. Bu noktada, kadınların haklarının korunması büyük bir önem taşıyor.
‘Her zaman saldırılara maruz kaldık’
Suriye muhalefetinin eski üyesi, avukat ve siyasetçi Dima Musa, kadınların bu süreçte maruz kaldığı baskı ve kötü muamelenin boyutlarını anlatarak, yaşananların yeni olmadığını vurguladı. 14 yıldan uzun süredir kamu işleriyle ilgilendiğini belirten Dima Musa, kadın aktivistlere yönelik saldırıların devam ettiğini ifade etti. Dima Musa, "Siyasi aktivizmde yer alan biz kadınlar, özellikle feminist olarak tanımlananlar, her zaman saldırılara maruz kaldık. Ancak bu saldırılar, fikirlerimize veya duruşlarımıza yönelik değildi. Aksine, saldırılar her zaman toplumun değerleri ve bize bakış açısına yönelikti, amaçları bizi bu alandan dışa itme çabasıydı” diye konuştu.
‘Kadınların karar alma süreçlerinde yer alması gerekmektedir’
Dima Musa, nefret söylemleri, ayrımcılık ve ötekileştirmenin giderek tehlikeli bir hal aldığını belirterek, "Yeni Suriye'nin temellerini atarken kadınların karar alma süreçlerinde yer alması gerekmektedir. Devrimi ve Suriye halkının mücadelesini destekleyen kadınlar, bu yeni dönemde yer almalıdır. Yakın zamanda Süveyda’da bir kadın, şehrin valisiyle tartıştıktan sonra sert bir saldırıya uğradı. Eğer aynı durumu bir erkek, valiye karşı yaşasaydı, aynı şekilde saldırıya uğrar mıydı? Tabii ki hayır. Valiye karşı çıkan bir erkek olsaydı kahraman olarak görülüp övülürdü, ama kadın olduğu için cinsiyetçi söylemlerle karşı karşıla kaldı” sözlerine yer verdi.
Suriye'nin geçici anayasasında kadınlara ve toplumdaki rollerine ilişkin bazı hükümlerin yer aldığını, ancak kadınları yaygın psikolojik şiddet ve siber tehditlerden koruyacak bir dilin bulunmadığını belirten Dima Musa, “Mevcut durum, kanun ve toplumsal güçle ele alınmadığı takdirde, nefret söylemleri kamusal alanda çalışan kadınların hayatlarını doğrudan tehdit edebilir” uyarısında bulundu.