‘Kadınların iradesi ateşle yıkılamaz’

Dêrazor’da ZenûbyaKadınlar Topluluğu merkezinin IŞİD çeteleri tarafından kundaklanmasıyla ilgili Topluluk Sözcüsü Şehrazad el-Casim, saldırının kadınların özgürlük mücadelesini durduramayacağını vurguladı.

Rakka- Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinin Dêrazor kantonunda ZenûbyaKadınlar Topluluğu merkezinin kundaklanmasına ilişkin tepkiler devam ediyor.

IŞİD çeteleri, 17 Ekim’de Dêrazor kırsalındaki Ebû Hemam kasabasındaki Zenûbya Kadınlar Topluluğu merkezini ateşe verdi; yangın maddi zarara yol açtı. Merkeze yönelik saldırı ile ilgili açıklama yapan ZenûbyaKadınlar Topluluğu Meclisi Sözcüsü Şehrazad el-Casim, bunun alçakça bir girişim olduğunu belirterek çetelerin amaçlarının başarısız kaldığını dile getirdi. Şehrazad el-Casim, özgür kadının iradesinin hiçbir saldırı karşısında yenilmediğini ve teslim olmadığını söyledi.

‘Kadınlar hedef alınıyor’

Şehrazad el-Casim, çalışmalarının önemine dikkat çekerek “Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinin IŞİD’den Suriye Demokratik Güçleri’nin fedakârlıklarıyla kurtarılması ve kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi sonucunda, kadınların onlarca yıl boyunca yok sayılmış rolünü canlandırmak için bu kadın örgütlerinin kurulması şarttı” dedi. 21’inci yüzyılın kadın özgürlüğünün yüzyılı olduğu anlayışından hareketle kadın hareketinin faaliyetlerini yoğunlaştırdığını ifade eden Şehrazad el-Casim, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Kadın, devrimini her alanda yöneten bir figürdür; bu durum aşırı zihniyetin politikasıyla çelişiyor. Bu yüzden kadının şahsiyeti, kadın özgürlüğü fikrine düşman olan iç ve dış aktörler tarafından hedef alınıyor. Kadın örgütlenme, bilinçlendirme ve demokrasi aracıdır; bu hedeflemeyle özgür kadının iradesine zarar verilmeye, devrimin kazanımları zayıflatılmaya ve onu rolünden dışlayarak barışı tesis etme katılımından mahrum bırakarak cehalet çağına geri döndürmeye çalışıyorlar.”

‘Görevimizi sürdürmeye ant içtik’

Şehrazad el-Casim, saldırının amacının açık olduğunu; çünkü bu toplanma yerinin kadını savunma, haklarını talep etme, ona adalet sağlama, sosyal ve ailevi sorunlara çözüm bulma; ayrıca reşit olmayanların evlendirilmesinin ve çok eşliliğin önlenmesi gibi çalışmaların yapıldığı bir yer olduğunu hatırlattı. Şehrazad el-Casim, bunların bölgeye miras kalan ataerkil ve baskıcı zihniyetle çeliştiğini söyledi. Şehrazad el-Casim, çetelerin hedeflerine ulaşamayacağını vurgulayarak “Tekrarlanan girişimler var; hedef alınan sadece merkez değildi. Suikast ve kaçırma tehditleri gibi birçok tehdit mesajı alıyoruz. Onlar bizi sindireceklerini, irademizin zayıflayacağını sanıyorlar; bu uygulamaların mücadelemizden ve ilerleyişimizden bizi alıkoyacağını sanıyorlar. Oysa tam tersi oluyor: irademiz güçleniyor, gücümüz katlanıyor ve özgürlük ve kurtuluş yolunda başladığımız işi sürdürme kararlılığımız devam ediyor.
Her zulüm gören ve şiddet gören kadının özgürlüğünü ve adaletini talep eden, tüm dünyadaki kadınlara ulaşmayı hedefleyen bu yolda kararlıyız; kadını savunma, destekleme ve toplumsal rolünü güçlendirme görevimizi sürdürmeye ant içtik” şeklinde konuştu.

Merkezin bölgedeki tüm kadınları koruyan bir kadın barınağı ve kadınların sığınağı niteliğinde olduğuna işaret eden Şehrazad el-Casim, “Sloganımız ‘Jin, Jiyan, Azadi’. Kadın Devrimini ve onun kazanımlarını hedef alan tüm mezhepsel fitnelere karşı duracağız ve özgürlük karşısında oyuna gelenlere karşı sert bir cevap vereceğiz” dedi.

‘Çadırda da olsa devam edeceğiz’

Şehrazad el-Casim, son olarak çetelere şu sözlerle seslendi:

“Kadının zayıf ve kendini savunamayacak biri olduğu yanılgısındasınız; kadın tam tersine güçlü bir irade taşır ve bu darbeler ne kadar şiddetli olursa olsun teslim olmayacaktır. Kadın mağlup edilmeyi ya da onu şiddet ve kölelik aracı haline getiren otoriter rejimlerin kontrolüne girmeyi kabul etmez. Kadınların gücünü ve dayanışmasını herhangi bir saldırıya karşı bir silah haline getireceğiz; hangi binaları yakarsanız yakın, kurulan çadırlarda da olsa devam edeceğiz; tek bir kadın kalsa bile…
İzlediğimiz yol mücadele ve direnişle dolu, fakat pek çok zorluğun ardından elde etmek istediklerimizi başardık. Kadınlar, bir kimlik ve görüş sahibi olabilmek için çok şey verdiler.”