SUZAN EBU SAİD

Beyrut- "Demokratik Bir Ortadoğu İçin Barışa Giden Yol" konulu çalışta Ortadoğu ülkelerinin içinde bulunduğu krizler, Demokratik Ulus Projesi’nin önemi ve çözüm yolları tartışmalarıyla tamamlandı.

Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 13 Haziran’da Lübnan Daimi Federal Kongresi tarafından Newroz Kültür Derneği, Doğu Çok Kültürlü Platformu, Demokratia Novus Orao Seclorum ve RESILIENT BEIRUT işbirliğiyle düzenlenen çalıştayda kadınlar Ortadoğu’daki krizlerin çözüm yollarını masaya yatırdı. Gazeteci Khazna Nabi'nin moderatörlüğünü yaptığı “Ortadoğu'da Rönesans'ın Temelleri" konulu oturumda devrim, Demokratik Ulus ve Doğu Kürdistan'dan başlayan kadın devrimi ele alındı. Konuşmalarda, Jina Mahsa Amini’nin katledilmesiyle İran ve Rojhilatê Kurdistan’da kadınlar öncülüğünde başlayan “Jin, Jiyan, Azadi” ayaklanmanın ulusların ve kadın mücadelesinin odak noktasını oluşturduğu kaydedildi. Ayrıca Kuzey ve Doğu Suriye’deki Rojava Kadın Devrimi ile dünyadaki kadın mücadelelerini anlatan bir gösterimle oturum tamamlandı.

‘Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı’

Ortadoğu ve özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu krizleri aşması için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Demokratik Ulus Projesi’ne ihtiyaçları olduğuna dikkat çeken katılımcılar, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturulması gerektiğinin altını çizerek, kadın haklarına da odaklanması gerektiğine vurgu yaptı. Ortadoğu’daki siyasi, kültürel ve ekonomik sorunların demokratik bir konfederasyon yoluyla çözülmesini isteyen katılımcılar, bunun başarılması için de ortak bir stratejiye ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Savaş politikaları sonucu göçe maruz bırakılan mültecilerin de sorunlarını tartışan katılımcılar, özellikle Suriye’ye dikkat çekerek, yerinden edilme ve sığınma krizini ele aldı. 

‘Gelecek için bir vizyon oluşturmalıyız’

Ajansımıza konuşan kadınlardan Tunuslu insan hakları aktivisti, Afrika Kadın Birliği ile Güvenlik ve Barış Komitesi üyesi Salwa Qiqa, forumun konusunun kendisini bazı sorular sormaya sevk ettiğini söyleyerek, şöyle konuştu:

“Demokratik bir Ortadoğu nedir? Toplumsal özgürlüklerin olmadığı ülkelerde demokratik bir topluma nasıl ulaşılır? Bana göre demokrasi birçok temele dayanır ama ben iki temel üzerinde durdum. Birincisi sivil devletlerin kurulmasının gerekliliği, yani din-devlet ayrımına dayalı olması. Çünkü Ortadoğu'daki ülkelerinde yaşayan toplumların farklı kimlikleri, dilleri, kültürleri ve inançları var. İkincisi demokrasidir. Sivil devlet aslında bir hayaldir. İngiliz Yazar Samuel Johnson, bu alanda büyük hedeflere ulaşmak için özgüven gerektiğini söyler. Özgüvenimiz yoktur, aynı şey tarihimize olan güvenimiz için de geçerlidir. Hıristiyanlık öncesi zamanlarda ve yazının icadında demokrasi vardı ve Kartaca'nın kurucusu ve ilk kraliçesi Kraliçe Alissa da dahil olmak üzere önde gelen toplumlarda kadınların rolü vardı. Filozof Aristoteles, Kartaca'nın anayasasının bu olduğunu düşündü. O zamanlar Atina anayasasından daha iyiydi, bu nedenle tarihimizdeki parlak noktalara geri dönmek, bugün ve geleceği inşa etmek için temel bir unsurdur. Bu nedenle gerçek eşitliği sağlayan bir sivil devletten uzağız ancak umutsuzluğa kapılmamalıyız. Güçlerimizi toplamalı ve gelecek için bir vizyon ortaya koymalıyız.”

‘Toplumun özgürleşmesi kadının özgürleşmesinden geçiyor’

Rojhilat Kurdistanlı Kürt siyaset araştırmacısı Mizgin Mugiriyan, forumun ilk oturumunda Ortadoğu'da demokrasi, kadın devrimi, Kürt kadınların “Jin, jiyan, azadî" sloganıyla devrime nasıl öncülük ettiğini konularını tartıştıklarını kaydetti. Mizgin Mugiriyan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın düşüncesinden ilham alan “Jin, jiyan, azadî" sloganının kökenini ve anlamını anlattı. Son iki bin yıllık medeniyet tarihinin kadınların köleleştirilmesi tarihinden başka bir şey olmadığını ifade eden Mizgin Mugiriyan, kadınların toplumun direği olduğunu ve toplumun özgürleşmesinin kadınların özgürleşmesinden geçtiğini söyledi. Rojava Kadın Devrimi ve Kuzey-Doğu Suriye’de hayata geçirilen Demokratik Ulus Projesi’nden dersler aldıklarını belirten Mizgin Mugiriyan, Ortadoğu’nun karşı karşıya olduğunu krizlerin Özerk Yönetim Sistemi’yle çözüme kavuşabileceğinin altını çizdi.

İnsan haklarının ve dünya barışının korunmasına yönelik uluslararası bir örgütün sosyal işler danışmanı Dr. Zinab Al Khnsa Ortadoğu ülkelerinde özgürlüğün baskılanmaması için özgürlük ve ilerleme fikrinin esas alınması gerektiğini söyleyerek, “Çünkü oradaki tüm özgürlükler bastırılmıştır. Kadınların haklarını savunabilmeleri için koşulların yaratılmasına ihtiyaç vardır” şeklinde konuştu.

‘Ortak eylem yolları bulundu’

Forumun ikinci oturumunda Sudan Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi Direktörü, insan hakları aktivisti, kadın ve siyaset araştırmacısı Neamat Coco, "Demokratik Ortadoğu'ya Doğru" başlığıyla yürütülen tartışmaların moderatörlüğünü yaptı. Demokratik bir Ortadoğu için ortak stratejiye ihtiyaç olduğunu ifade eden Neamat Coco, Ortadoğu'da demokratik konfederasyona ulaşmak için ortak eylem yollarının bulunmasının şart olduğunu kaydetti. Neamat Coco, “Önder Abdullah Öcalan’ın üzerinde çalıştığı konularla ilgileniyorum. En çok dikkatimi çeken şey Kürt kadınların Kuzey ve Doğu Suriye’de kurtarılmış bölgelerdeki deneyimledir. Önder Abdullah Öcalan'ın savunduğu değerlerin pratik bir uygulamasıdır ve bunu böyle değerlendiriyorum. Arap bölgesindeki tüm kadın veya feminist hareketlerde uygulanabilecek bir model. Kadınlar özgür olursa toplum ve erkekler de özgür olacak gibi görünüyor ve bu nedenle özgür bir toplum kadınların özgürlüğünü garanti eder” dedi.

‘Kürt kardeşlerimizden ilham alma zamanıdır’

Uluslararası ve insancıl hukuk alanında doktora sahibi ve Kadın Dayanışma Ağı üyesi Yemen'den Dr. Raeda Hussein Al-Dhubhani, "Forum sırasında sunulan çalışma metinleri çok zengindi. Gördüklerimden ve tanık olduklarımdan memnun kaldım ve umarım yakında toplumun geneline fayda sağlayan forumlar yapılır” ifadelerinde bulundu.

Feminist aktivist ve ajansımızın Tunus muhabiri Zouhour Mecherguı ise, şöyle konuştu: “Foruma uluslararası bir katılım oldu. Kürt halkının davasına inanan, Önder Abdullah Öcalan’ın fikirlerini benimseyen katılımcılar, önemli tartışmalar yürüttü. Tüm katılımcılar, Rojava'daki kadın devriminin dünyaya iletilmesi gerektiğini, Kuzey-Doğu Suriye’de güçlü bir iradeye sahip kadınların çabalarını gördüklerini söyledi. Rojava Kadın Devrimi’ni anlatan sinevizyonu çok etkileyiciydi. Fotoğraf ve videolarla belgelenen YPJ’nin DAİŞ’e karşı verdiği mücadelede Kobanê ve Kuzey-Doğu Suriye’deki özgürleştirilen şehirleri gördük. Bugün demokratik bir yaşam, kalıcı barış ve toplum bireyleri arasında etkin eşitlik için Rojava Kadın Devrimi’nden ve Kürt kardeşlerimizden ilham alma zamanıdır.”