Kadının Sesi Girişimi’nden şiddete karşı ‘Güvenli Yol’ projesi
Kadının Sesi Girişimi tarafından başlatılan “Güvenli Yol” projesi, Suriye’de hukuki zorluklar ve şiddetle mücadele eden kadınlara hukuki destek ve güvenli alanlar sunarak yeni bir koruma kapısı açıyor.

RANEEM AL-ABED
Şam- Yıllarca süren savaşın yorgunluğunu ve etkilerini hâlâ derinden yaşayan Suriye’de, kadınlar çeşitli şiddet ve ayrımcılık biçimleriyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Yasal ve toplumsal sistemin yeterli koruma sağlayamaması, dışlanma korkusu ve resmi kanallara duyulan güvensizlikle birleşince, birçok kadın kendini zorunlu izolasyonda, ağır yüklerle başa çıkmaya çalışırken buluyor.
Bu gerçekliğin ortasında, “Kadının Sesi Girişimi” tarafından Nisan ayında başlatılan “Güvenli Yol” adlı proje, kadınlara hukuki ve psikolojik destek sunarak yeni bir dayanışma kapısı aralıyor. Sadece danışmanlık sağlamakla kalmayan bu girişim, aynı zamanda kadınlarla güçlü bir güven ilişkisi kurmayı ve hukuki farkındalığı bir koruma aracı haline getirmeyi amaçlıyor. "Güvenli Yol", kadın haklarına dair daha bilinçli bir toplumun inşasına katkı sunarken, değişimin; uzun süre görmezden gelinen, susturulan seslere kulak verildiğinde mümkün olduğunu da kanıtlıyor.
“Güvenli Yol” projesini ajansımıza anlatan Kadının Sesi Girişimi üyesi Aya Qawaf, “Bu proje aracılığıyla Suriye’deki kadınlara hukuki danışmanlık, destek ve rehberlik sağlamak için çalışıyoruz. ‘Güvenli Yol’, şiddete maruz kalan ya da herhangi bir tehdit veya riskle karşı karşıya kalan her kadın için güvenilir bir hukuki rota çizmeyi hedefliyor. Bu sorunların üstesinden gelmelerine yardımcı olmak adına hem danışmanlık hizmeti hem de gerekli psikolojik desteği sağlıyoruz” dedi.
‘En büyük sorun Suriye’de hukuki altyapı’
Projenin Nisan ayında başladığını belirten Aya Qawaf, çalışmaların hukuk ve insan hakları alanında uzmanlardan oluşan entegre bir ekiple sürdürüldüğünü söyleyerek, “Başlangıçtan bu yana çok sayıda danışmanlık başvurusu aldık ve her zaman gizliliğe büyük önem verdik. Kadınların bize başvurduklarında kendilerini güvende ve rahat hissetmeleri için verdikleri bilgilerin gizliliğini korumak bizim önceliğimiz. En büyük zorluklardan biri ise Suriye’nin hukuki yapısıdır. Yıllardır süren savaşın ardından Suriye, hâlâ toparlanma ve iyileşme sürecinde. Ancak mevcut yasal sistem, kadınlar üzerinde baskı kuran ve onları haklarından mahrum bırakan ayrımcı metinlerle dolu. Bu da kadınlara yardım ulaştırmayı daha da zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.
Aya Qawaf, sözlerinin devamında Suriyeli kadınlara şu mesajı iletti:
“Ülkemde baskıya, şiddete, tehdide maruz kalan ve yasal haklarından mahrum bırakılan tüm kadınlara sesleniyorum: Mahremiyetinize ve bilgilerinizin gizliliğine büyük özen göstererek, size hukuki danışmanlık ve destek sağlamak için buradayız. Güvenliğiniz ve huzurunuz bizim için bir emanettir. Bu yüzden lütfen bizimle iletişime geçmekten, danışmanlık ve destek talep etmekten çekinmeyin.”
Daha çok velayet davaları alıyorlar
Aldıkları davaların büyük çoğunluğunun velayetle ilgili olduğunu belirten Aya Qawaf, “Bu davalar yalnızca yasal değil, aynı zamanda toplumsal şiddeti de gözler önüne seriyor. Çoğu durumda, yasalar annenin hakkını tanımasına rağmen baba çocukların velayetini talep ediyor. Anne çocukları alırsa, baba nafaka ödemeyi reddederek onu ekonomik olarak taciz etmeye başlıyor. Çok eşlilik, miras, boşanma, tek başına vasiyet, velayet ve vesayet gibi kişisel statü yasaları, kadınlara yalnızca geçici vesayet tanıdığı için ciddi bir yük oluşturuyor. Bu durum, kadınları evrak işleri, resmi prosedürler ve kayıt süreçleriyle ilgili ağır sorumluluklar altında bırakıyor” ifadelerini kullandı.
‘Aile içi şiddeti özel olarak ele alan bir yasanın çıkarılması gerekiyor’
Kadınların çocuklarına vatandaşlıklarını aktarma hakkının reddedilmesi gibi başka yasal şiddet biçimlerinin de var olduğuna dikkat çeken Aya Qawaf, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kişisel Statü Kanunu’nda değişiklik yapılması ve aile içi şiddeti özel olarak ele alan bir yasanın çıkarılması gerekiyor. Çalışmalarımız sadece hukuki danışmanlık sağlamakla sınırlı değil; aynı zamanda kadın haklarını güvence altına almak amacıyla hukukun cinsiyet eşitliği perspektifiyle ele alınmasını da içeren danışmanlıklar, bilgilendirme oturumları, eğitimler ve farkındalık atölyeleri gibi kapsamlı hukuki hizmetler sunuyoruz. Ayrıca, kadınların iş hayatı ve siyasete katılımını artırmak ve yasaların, anayasanın ve seçim süreçlerinin kadınlar üzerindeki etkisini anlatmak için de aktif bir şekilde çalışıyoruz.
Öte yandan savunuculuk faaliyetleri ve şiddet karşıtı kampanyalar yoluyla toplumsal cinsiyete duyarlı anlatıları teşvik etmek için de çalışıyoruz. Şu anda hukuk departmanımız bünyesinde, kadınların devrime katılımını ele alan bir araştırma raporu hazırlıyoruz. Bu raporda, kadınların devrim öncesinde, devrim sırasında ve geçiş sürecindeki rollerini inceliyor, aynı zamanda bu katılımı desteklemek için somut öneriler ve uygulanabilir önlemler sunuyoruz.”