Kadın Zamanı Derneği Raporu yayınlandı

Kadın Zamanı Derneği, Danışma Merkezi Raporu ’nu yayınladı. Raporda, kadınların şiddet gördüğü evlere dönmek zorunda kaldığı belirtilerek, dayanışmadan asla vaz geçmeyecekleri vurgulandı.

İstanbul- Kadın Zamanı Derneği Danışma Merkezi, Ağustos 2022- Ocak 2023 tarihlerini kapsayan Raporu’nu yayınladı. Raporda, psikoloji komisyonu aktarımı, hukuk komisyonu aktarımı, 6284 etkin uygulanmaması, adli yardım süreçlerinde karşılaşılan zorluklar, ekonomik şiddet ve başvuruların artması, saha çalışmalarının önemi ve sonuç bölümlerine yer verildi.

‘Kadınlar hedefi oldukları şiddetin sebebi değil’

Raporda, kadınların derneğe psikolojik destek için yaptıkları başvuruların nedenlerinin genellikle kaygı, çaresizlik, güvensizlik, utanç, korku ve yalnızlık hissettiklerini dair olduğu ifade edilerek, kadınların psikolojik şiddeti şiddet olarak tanımlamakta zorluk yaşadığı belirtildi. Raporda, “Kadınların şiddete uğradıklarında sessiz kalmalarının en büyük sebebinin toplumsal baskı olduğu üzerine tartışmalar yürüterek kadınların hedefi oldukları şiddetin sebebi olmadıkları vurgusunu yaptık” denildi.

 ‘6284 uygulanmıyor’

 Kadınların hukuki destek taleplerine ulaşmalarının yollarının zorlaştırıldığına yer verilen raporda, kadınların 6284 sayılı kanun kapsamında yaptıkları başvurulardan cevap alamadıkları, bundan dolayı şiddet gördükleri evlere dönmek zorunda kaldıklarına dikkat çekildi. Bu hukuksuzluklara karşı kadınların dayanışmadan güç aldığının ifade edildiği raporda şunlar kaydedildi: “Kadınların şiddet faillerinden şikayetçi oldukları dosyalara ilişkin sosyal destek taleplerinin ana motivasyonu ise kadın dayanışmasının yargılama pratiklerine etki ettiğini düşünmeleriydi. Bu durum yargının tek başına tarafsız ve adil biçimde ilerleyişine yönelik duyulan kaygıyı dile getirse de derneğimize bu taleple başvuran kadınlar, kadın dayanışmasını güçlü bir destek olarak gördüklerini dile getirdi.”

 Ekonomik şiddet

 Şiddetin artmasının, kadınların maddi ve sosyal olarak güvencesiz bırakılmasına karşı bir sistemin geliştirilmediğinin belirtildiği raporda, devlet mekanizmalarının işleyişinin bu sorunları derinleştiren tarafta yer aldığı ifade edildi. Raporda, “Kadınların çocuk bakımı ya da emek sömürüsü karşısında çalıştıkları işi bırakmaları biz kadınlar açısından ekonomik şiddettir. Kamu da dahi verilen izinlerin sadece anneyi kapsaması çocuk bakımının ebeveynlik sorumluluğunda değil kadının sorumluluğunda olmasının patriyarkal düzenin kamu desteğiyle resmileşmesidir” denildi.

 ‘Kadın dayanışmamızdan asla vazgeçmeyeceğiz’

 Raporun sonuç kısmında şu ifadelere yer verildi: “Savaşlarda, soykırımlarda, küresel krizlerde ve yaşam alanımızın her anında şiddet ilk olarak bizlere yöneliyor; ilk kapatılan, ilk gözden çıkarılan, ilk yok sayılanlar biz kadınlar oluyoruz. Erkek egemen zihniyetleri yaşamlarımızda şiddeti arttırdıkça bizlerde alternatiflerimizi, yaşam, hayatta kalma mücadelemizi büyüttük, buna dair yöntemlerimizi geliştirdik.  Şiddetin her türlüsünü gören ve yaşayan bizler; şiddet son bulana, bir kişi daha eksilmeyene kadar mücadele etmekten geri durmayacağız. Kadın politikaları üretecek, mekanizmaların kadın bakış açısına sahip çalışması için baskı oluşturmaktan ve kadın dayanışmamızdan asla vazgeçmeyeceğiz.”