‘Jineoloji tüm dünyada kadınların yolunu aydınlatacaktır’

Jineoloji Konferansı’na katılan kadınlar, kadın bilimi jineolojinin dünyanın her yerindeki kadınların yolunu aydınlatacağını belirterek, “Jin, Jiyan, Azadî felsefesini yaygınlaştırma hedefimiz de bununla mümkündür” dedi.

Hesekê- Kuzey ve Doğu Suriye Jineoloji Akademisi 2’nci Konferansı’nı “Kadın Bilgeliği, Jineoloji ile Güncelleniyor” sloganıyla 25-26 Eylül tarihlerinde Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizîr Kantonu’nun Hesekê kentinde gerçekleştirdi.

Konferansı ajansımıza değerlendiren Jineoloji Merkezi Üyesi Orifan Abdi, “Jineoloji özellikle yeni bir bilim olması ve kadınların bu bilimin taşıyıcıları olması nedeniyle büyük önem taşıyor. Önder Öcalan 2008 yılında Özgürlük Sosyolojisi adlı kitabında kadınların tarihlerini yeniden yazması gerektiğini, kadınların gizli gerçeklerini ortaya çıkarması gerektiğini yazdı. Bizler de kadının tarih ve yaşamdaki rolünü ortaya koymalıyız, bunu toplumlarımızda yeniden harekete geçirmeliyiz ve kadınlardan çalınan hakları geri almak için elimizden geleni yapmalıyız” diye belirtti. 

‘Eğitimle kadınların güçlenmesini hedefliyoruz’

Eğitim programlarının önemli bir araç olduğuna dikkat çeken Orifan Abdi, “Eğitim toplumsal cinsiyetin en önemli çalışmalarından biridir. Bizler de eğitime bu anlamıyla büyük önem veriyoruz. Eğitimlerimizde toplumsal cinsiyet, özgür-eş yaşam, kadınların tarihi ve daha birçok konu başlıklarıyla eğitimlerimizi sürdürüyoruz. Eğitimlerle genel olarak kadınların güçlendirilmesini amaçlıyoruz. Kadınların gerçek doğalarıyla tanışması toplumsal bir değişimi de beraberinde getirecektir. Aynı zamanda erkek zihniyetin değişimiyle kadınlar ve erkekler birlikte eşit ve özgür bir yaşam sürebilir. Toplumsal cinsiyet üzerinden güçlü bir ilişki kurmayı hedefliyoruz. Kadın devriminin kazanımlarından biri toplumsal cinsiyet bilimi ve bunun sahadaki uygulamasıdır” ifadelerinde bulundu.

‘Tarihi yeniden yazıyoruz’

Jineoloji Akademisi Üyesi Alya Osman da, bilimsel yapıların gerçeklikten uzak olduğunu ve otoriter yapılar kurduğunu söyleyerek, “Geçen yüzyılın başında başlayan pozitif bilimsel yönteme yönelik mutlaka bir eleştiri var. Biz yeni bir araştırma yöntemi bulacağımızı varsaymıyoruz, aksine bilimin mirasına güveneceğiz. Ortadoğu tarihinden, kadınların tarihi ve bilimleri üzerinden dünya kadınlarının deneyimlerinden faydalanmak istiyoruz. Kadın biliminin bilimin dışında olduğu düşünülüyordu, dolayısıyla bu metodolojiyle ve bu fikirleri yeniden açıklayarak tarihi yeniden yazıyoruz” diye belirtti.

Özne- nesne ayrımı ve kimliğin silinmesi

Alya Osman, özne-nesne ayrımının aşılmasının önemine ilişkin ise, “Metodolojik sorunlardan biri de özne-nesne ayrımıdır, yani her insan kendisini bir özne, etrafındaki her şeyi ise madde nesnesi olarak görür. Bu davranış cinsiyetler arasındaki ilişkiden doğayla ilişkisine, toplumlar arasındaki ilişkiye ve hatta pratik aklın kendisini ‘ben’ ilan ettiği insanın kendisiyle olan ilişkisine kadar toplumun tüm entelektüel yapılarına girmiştir. Burada yaşamın tüm varlıklarına giren parçalanmanın, yok oluş kavramlarında aynı zamanda özne ve nesne değerlendirmelerine de bağlı olan otoriter yapıların kurulmasında etkili olduğunu görüyoruz. Bu halklar için kimliğin silinmesi ve insanlığın ahlaki anlamdan ve özgürlükten yoksun bırakılması durumuna yol açıyor” dedi.

‘Hakikat her yönden değerlendirmeyi gerektirir’

Bilimleri ayırma metodolojisinde yapılan hataya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Alya Osman, “Bütün dünya, meselelere parçalı bakış açısıyla karşı karşıyadır. Bir soruna bütünlük bakmadan sorunu çözmek mümkün değildir. Jineolojinin yöntemi olguyu tüm yönleriyle değerlendirmeye dayalıdır. Hiçbir konuyu tek taraflı değerlendirip bu doğrudur diyemeyiz, çünkü hakikat ulaşmak istediğimiz her konuyu değerlendirmeyi gerektirir ve her yönden bakmayı gerektirir" şeklinde konuştu.

‘Ahlaki toplumun gerçeğini geliştiren kadınlar’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Kürt Kadın Özgürlük Hareketi’nin fikirlerinden yararlandıklarını aktaran Alya Osman, sözlerini şöyle tamamladı: “Güncel yöntemlerde, mesajlarda, hikayelerde, hatta tarihi kinayelerde toplum üzerinde ne kadar çelişki ve aldatmaca yürütüldüğünü görüyoruz. Gerçeği arayan ve ahlaki toplumun hakikatini geliştiren kadınlardır. Bu sevgi üzerine inşa edilen bilim, dünyanın her yerindeki kadınların yolunu aydınlatacaktır. ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesini yaygınlaştırma hedefimiz de bununla mümkündür.”