Hemşire Cemile Azzam Kamal Adwan Hastanesi baskınını anlattı
Kamal Adwan Hastanesi baskınında yaşananları anlatan Hemşire Cemile Azzam, “Acı ve öfkenin karıştığı bir geceydi” diyerek, kadınların çıplak arama, hakaret ve işkenceye maruz kaldıkları insanlık dışı uygulamalara dikkat çekti.
NAGHAM KARAJEH
Gazze- İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana aralıksız bir şekilde devam ediyor. Tüm dünyanın gözleri önünde insanlık suçu işlenirken kentin kuzey kesimine yönelik İsrail askerlerinin kara operasyonu da dördüncü ayına girdi. Hastanelerin hedef alınmasıyla uluslararası sözleşmeler ihlal edilirken, çok sayıda yaralı ve hastanın bulunduğu Kamal Adwan Hastanesi bir anda savaş alanına dönüştürüldü. Hastane saldırısı tanıklarından 26 yaşındaki hemşire Cemile Azzam, Kamal Adwan Hastanesi'nde geçirdiği son zorlu geceyi ajansımıza anlattı.
‘Bu saldırı bambaşkaydı’
“Acı ve öfkenin karıştığı bir geceydi” sözleriyle konuşmasına başlayan Cemile Azzam, şöyle devam etti: “27 Aralık gecesi 00.00’da İsrail güçleri hastaneye yönelik saldırı başlattı. Patlama sesleri duyuluyordu ve ardından baskınlar meydana geldi. Uçak sesleri ve çığlıklar adeta bitmek bilmeyen bir kabusa dönüştü. ‘Hayatımızın sonu yaklaştı’ dedik. Geçtiğimiz dört ay boyunca defalarca yapılan bombalamalara rağmen bu saldırı bambaşkaydı. Binlerce hasta ve yaralının sığınakta olduğu hastane, saldırıların şiddeti arttıkça doğrudan hedef haline geldi. Hastane görevlileri olarak tavsiye almak için hastane müdürü Dr. Hussam Abu Safiya'ya gitmeye karar verdik. Hastane müdürü, İsrail güçlerinin kendisine hastanenin yakınındaki bazı meydanları buldozerlerle yıkacakları konusunda bilgi verdiğini söyledi. Bu durum içimizi rahatlattı ama özellikle patlamaların artmasıyla içimizi saran korkuyu kontrol etmekte zorlandık. Sabah 06.00’da İsrail uçaklarının sesi geldiğinde bunun bir korkutmaya dönük olduğunu düşündük. Ardından İsrail askerleri silah tehdidiyle hastaneyi tamamen boşaltmamızı istedi. Bu durumda hastaneyi boşaltmaktan başka bir seçeneğimiz yoktu.”
‘Kadınlar korkunç fiziksel tacize maruz kaldı’
İsrail’in ilk etapta kadınların hastaneden çıkacağı emrini verdiğini söyleyen Cemile Azzam, “Erkeklerin çıkmasına izin vermediler. Bu durum insanlar arasında korku ve şüphe uyandırdı. Ne pahasına olursa olsun erkeklerle dışarı çıkma kararı aldık. Çünkü bilinmeyenin korkusu patlama sesinden daha güçlüydü. Sonumuzun ne olacağını bilmeden dışarı çıktık ve meydan İsrail tankları ile askeri araçlarla doluydu. İşgalci askerler bize sert emirlerle bağırıyordu. Yaralılar, hastalar, sağlık personelleri olarak Cebeliye Kampı’ndaki Al-Fakhoura Okulu’na götürüldük. Kadınlar burada korkunç fiziksel ve psikolojik taciz biçimleriyle karşı karşıya kaldılar. Okula gelir gelmez silahlarını bizlere doğrultarak başörtümüzü ve kıyafetlerimizi çıkarmamızı emrettiler. Bu sırada şiddete maruz kaldık. Tuvaletlerle çıplak aramaya tabi tutulduk. Serbest bırakıldıktan sonra işkence dolu bir yolculuğa çıktık. Ne su ne de yemek vardı. Yürümekten her an bacaklarımın hareket edemeyeceğini hissettim” sözleriyle kadınların maruz bırakıldığı ihlallere dikkat çekti.
‘Yaşananlar insanlık suçu’
Kamal Adwan Hastanesi'nde çalışan kadınların ve hastaların maruz kaldıkları durumu insanlık suçu olarak nitelendiren Cemile Azzam, "Tıp alanında çalışanlar olarak korunmak istiyoruz. Başımıza gelenler insanlığımızın ve onurumuzun kasıtlı olarak hedef alınmasıdır. Hastanenin sağlık personeli olan eşime de ulaşamıyorum. Tutuklandığı belirtiliyor, ancak nerede olduğunu bilmiyorum. Her saat başı insan hakları örgütlerini ve Kızılhaç'ı arayıp mesajlar gönderiyorum ama kimse bana bir cevap vermiyor. Uluslararası topluma çağrım; Gazze'de kadınların nasıl en korkunç şekillerde hedef alındığına tüm dünya tanık oldu. Bizler sadece sayılardan ibaret değiliz, bu sessizlik suçlara ortak olmaktır” sözleriyle yaşananlara sessiz kalınmamasını istedi.