19 Temmuz'u anlattı: Hala bir kolum ve bir bacağım var; mücadelem sürecek
Kadınlar öncülüğünde başlatılan 19 Temmuz Rojava Devrimi’nin tanıklarından Helîma Osman, Türk devletinin saldırılarında yaralansa da, “Hala bir kolum, bir bacağım, bir dilim ve bir beynim var” diyerek mücadeleye devam edeceğini anlattı.
BERÇEM CÛDÎ
Kobanê- Tunus’ta 2010 yılının sonlarında başlayan halk ayaklanmaları Ortadoğu’nun birçok ülkesine yayılarak devam etti. Suriye’de 2011 yılında ayaklanmalar başladı. Kuzey ve Doğu Suriye’de 19 Temmuz Devrimi, 2012 yılında Kobanê kentinde başladı. Ardından Efrin ve Cizîr’de devam etti. Ardından Efrin ve Cizîr’de devam etti. 19 Temmuz Rojava Kadın Devrimi, devrim içinde birçok devrimi de yaratarak, dil, kültür, siyaset, hukuk ve özellikle kadınlar için farklı fırsatlar yarattı. 12’nci yılına giren devrimin tanıkları, bu devrimi yeni bir doğuş olarak nitelendiriyor.
47 yaşındaki Helîma Osman da, devrimde önemli roller üstlenen kadınlardan biri. Devrim sürecinde uzun bir süre iç güvenlik güçlerinde görev alan Helîma Osman, Kobanê'deki IŞİD çetelerine karşı direnişde de yerini aldı. Son olarak Sara Örgütü’nün çalışmalarında yer alan Helîma Osman, bu yıl 18 Nisan'da Türk devletinin düzenlediği hava saldırısında yaralandı. Ajansımıza konuşan Helîma Osman, 19 Temmuz devrimini anlattı.
‘Kobanê şehri Kürt halkının ve Önder Apo'nundur’
Konuşmasının başında Kobanê'den başlayan devrimin detaylarına dikkat çeken Helîma Osman, "19 Temmuz öncesi süreç çok heyecanlıydı. Hatırlıyorum, hepimiz harekete katılarak büyük bir heyecanla devrime hazırlanıyorduk. Toplumun bilinçlenmesi ve örgütlenmesi düzeyinde meclislerin ve öz savunma kuvvetlerinin kurulması için hazırlıklar yapıldı. Biz Kobanê halkı büyük bir inanç ve sorumlulukla Baas rejimini Kobanê'den çıkarttık ve bağımsızlığımızı ilan ettik. İçimizi coşku, mutluluk ve öyle bir duygu kapladı ki, aralıksız yürüyüşler ve etkinlikler düzenledik. Çocuklar, kadınlar, gençler, yaşlılar yerlerini aldılar, mutluluklarını birbirleriyle paylaştılar. Kobanê şehri Kürt halkının ve Önder Apo'nundur ve bununla birlikte yıllar süren işgalin ardından Kobanê kendi halkının şehri haline gelmiştir. Bu anla birlikte Kürt halkının Kürdistan'ın bir parçasını özgürleştirme hayalinin garanti altına alındığı Rojava Kürdistan'da devrimin kıvılcımı ateşlendi ve yavaş yavaş yayıldı” dedi.
‘Kadınlar devrimin sahibi oldu’
Helîma Osman, devrimin Kadın Devrimi’ne nasıl dönüştüğüne ilişkin ise şu ifadelerde bulundu: "Kadınların devrimdeki varlığı çok önemliydi. Kadınlar olarak rejimin tüm kurumlarına girdik, onların bayrağını indirdik, yerine yeşil, kırmızı ve sarı bayrağımızı astık. Devrim öncesinde kadınlar Baas rejiminin baskısı altındaydı. Devrimle birlikte kadınlar devrimin sahibi olma gücünü ve kararlılığını geliştirdi. Kadınlar, varlıklarını, haklarını ve özgürlüklerini güvence altına alacak yeni bir alternatif yaşam ve sistem kurma fırsatını gördüler ve devrimi büyük bir coşkuyla karşıladılar. Biz kadınların bu devrime toplumun her kesiminden daha çok ihtiyacı vardı, biz de ayağa kalktık, öncülük ettik ve devrimi kadın devrimi haline getirdik. Özellikle Önder Apo'nun toplum özgürlüğünü kadın özgürlüğüne bağlayan bakış açısını temel alarak mücadelemizi yürüttük.”
‘Kadınlar önemli bir güce sahip oldu’
Devrimin bir parçası olduğunu belirten Helîma Osman, "Bir kadın olarak kadın devriminin bir parçası olduğum ve tanık olduğum için çok şanslıyım. Devrimden önce hayatım evde çocuk bakmakla sınırlıydı. Geri kalmış gelenekler ve ataerkil toplum bilincinin bir sonucu olarak geleceğimize yönelik hedefler belirleyip gerçekleştiremedik ama devrim patlak verip önümüze fırsatlar sunulduğunda çalışmaya başladım. Başlangıçta Şehid Yehya Mahalle Meclisi’nde yer aldım. Daha Sonra Kadın İç Güvenlik Güçleri'ndeki ilk 5 kadından biri oldum. Asayişte kadın sayısını artırmak için bütün evleri gezdik. Ancak toplum kadınların askeri kıyafet giymesini ve şehrini savunmasını kabul etmiyordu. Bu görüşü ortadan kaldırmak için mücadele yürüttük. Onlarca YPJ taburu kurularak kadınların güvenliği artırıldı. Kadınlar öz savunma alanında büyük ilerlemeler sağladı. Ayrıca hayatın her alanında başarılar elde edildi ve her alanda kadınlar önemli bir güce sahip oldu” sözlerine yer verdi.
‘Kazanımlarımızı korumak için mücadeleye devam edeceğiz’
Helîma Osman, son olarak, kadınlar öncülüğünde başlatılan Rojava Devrimi’nin 12’nci yıldönümüne dair şu mesajı verdi:
"Bugün devrimimizi ne kadar çok anlatırsak kadınların başarıları da o kadar ortaya çıkacaktır. Tarihte hangi devrimde ve dönemde kadınlar 12 yılda sistemlerini kurabildiler veya kendi özgürlüklerinin bilincine vardılar? Ya da hangi devrimde ve dönemde örgütlenme, öz savunma, hukuki, kültürel, bilimsel, eğitim, medya vb. alanlarda yer aldı ve kendi özerkliğini gerçekleştirdi? Bunun en somut örneği Yekitiya Star'ın Kongra Star’a dönüşmesidir. Kadın Devrimi sayesinde yaratılan bu model, kadınlar ve halk için umut, hegemonik güçler için ise tehlike haline geldi. Ben de o kadınlardan biriyim, kadın devriminde yer almaya, rolümü oynamaya, etkili faaliyetler yürütmeye karar verdim. Türk hükümeti insansız hava aracıyla doğrudan beni hedef aldı ve bunun sonucunda bir kolumu ve bir bacağımı kaybettim. Yüzlerce kadın gibi ben de Türk devletinin hedefi oldum. Devrimimizin 12’nci yılında şu mesajı veriyorum; Hala bir kolum, bir bacağım, bir dilim ve bir beynim var. Çünkü bir damla kanımız kalsa da Kadın Devrimi’ni ve kazanımlarını korumak için mücadeleye devam edeceğiz."