Hatay’daki son Ermeni köyü de göçle karşı karşıya

Hatay’da son Ermeni köyü olarak bilinen Vakıflı’da depremle ağır hasar gördü. Toprağında kalmakta ısrar eden Elena Çapar, çadırları ve imkanları olmadığı için köyün büyük bölümünün göç etmek zorunda kaldıklarını ama mutlaka geri döneceklerini söyledi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Hatay – Türkiye’nin son Ermeni köyü olarak bilinen Vakıflı’da halk depremle yaşanan yıkım ve çadırlarının olmaması nedeniyle göç etmek zorunda kalıyor. Hatay’ın Samandağ ilçesine 5 kilometre uzaklıkta bulunan ve Osmanlı İmparatorluğu öncesinden bugüne yüzlerce yıl Ermenilere ev sahipliği yapan köy yaşanan depremlerden büyük hasar gördü. Musa Dağı eteklerinde kurulan köy Akdeniz manzarası, doğası ve tarihi ile göz kamaştırırken, depremle adeta felaketi yaşadı. Deprem öncesi 135 kişinin yaşadığı köyde şimdi ise 30 kişi kalıyor.

Sadece dayanışmacılar yardım etti

Eskiden 7 Ermeni köyünün olduğu bölgede şimdi tek başına kalan Vakıflı’da 35 hane bulunuyor. Kilise, müze, kadın kooperatifi ve doğal güzelliklerin bulunduğu köy, misafirperverliğiyle biliniyor. Depremin ardından köye üç gün boyunca yardımlar ulaşmazken, halk, 3’ncü gün gönüllüler tarafından kendilerine yardım ulaştırıldığını belirtiyor. İsim yazdırılmasına rağmen AFAD’ın halen çadır göndermediği köyde yurttaşlar kendi çadırlarını İstanbul’dan getirirken, çadır bulamayan veya imkânı olmayan yurttaşlar ise köyden ayrılmak zorunda kaldı.

‘Üç gün boyunca kâbus yaşadık’

“Hatay merkeze üç gün gelmeyen, buraya nasıl gelsin” sözleriyle yaşadıkları süreci anlatan Vakıflı köyü yurttaşlarından Elana Çapar, depremin ilk 3 gününde büyük bir kâbus yaşadıklarını belirtti. Depremin durması ardından evlerinden çıkıp köyde bulunan çay bahçesinde bir araya geldiklerini anlatan Elena Çapar, gençlerin tek tek evleri gezip yaşlıları evlerinden çıkardığını dile getirdi. Üç gün boyunca çay bahçesinde masaların üzerinde uyuduklarını aktaran Elena Çapar, “İkinci gün kâbus gibi bir gündü. O gün ne sarsıntı ne yağmur ne de fırtına hiç dinmedi. Üçüncü gün sonunda gelen yardımlarla masalarda uyumaya başladık. Sonrasında yavaş yavaş gönüllülerden gelen yardımlarla yaşamaya devam ettik. Bizim ev ağır hasarlı, köyde yıkılacak 15 ağır hasarlı ev var. Şuan çadırlarda kalıyoruz ve bu şekilde süreci bekliyoruz” diye konuştu.

‘135 kişilik köyde 30 kişi kaldık’

Ağır hasarlı binalara ne olacağını bilmedikleri için koca bir belirsizlik içerisinde yaşadıklarını ifade eden Elana Çapar, tek isteklerinin yaşadıkları yeri terk etmemek, toprağında kalabilmek olduğunu söyledi. Elana Çapar devamla şöyle konuştu: “Devlet ne yapacak, hasarlı evlerin durumu ne olacak hiç bilmediğimiz için bekliyoruz. Köyümüz turizme açık bir köydü. Bir müzemiz, kilisemiz, yine kadın kooperatifimiz var. Hem kültürel hem de doğa açısından çok güzel ve çok güzel işler başarmış bir köy.  Depremden önce biz köyde Ermeniler olarak 35 hane toplamda 135 kişiydik. Ama depremden sonra yardımda gelmeyince göçenler oldu ve 30 kişi kaldık.  Eskiden 7 köymüş ama biz şu anda tek köyüz. Bütün evlerimiz eski, benim evim 1918’de yapılmış bir ev, yine komşumun evi 130 yıllık bir ev. Evler eski olduğu için hepsi hasar almış durumda. Bizler bu köyü bırakıp gitmeyi düşünmüyoruz gitmeyeceğiz de. Bizlere yeni yaşam alanı oluşturulması gerekiyor. İnat edip burada kalacağız.”

‘Gidenler evler onarıldığı gibi geri gelir’

Yaşadıkları köyü terk etmek istemediklerini vurgulayan Elena Çapar, gidenlerin de evler onarıldığı gibi geri dönecekleri dile getirdi. Elena Çapar, “Hatay medeniyetlerin şehri, insanların beraber yaşadığı bir şehir. Birbirimizin cenazesine, bayramlarına gidiyoruz, buranın böyle oluşu bizi ayakta tutuyor. Deprem nedeniyle çocuklarımızı ve yaşlılarımızı göndermek zorunda kaldık. Burada deprem korkusu çok kötü. O gidenler de gitmek istemiyordu ama çocukları için buradan gidiyorlar. Evlerimiz onarıldığı gibi hepsi yeniden köylerine dönecek. Bizim de tek talebimiz evlerimizin onarılması. Burayı seviyoruz” ifadelerinde bulundu.