‘Annem enkaz altından ses veriyordu yine de kurtarmadılar’

Depremde ailesinden 7 kişiyi kaybeden Zeynep Ergün, annesinin 4’ncü güne kadar sesini aldıklarını ancak kurtarma ekibinin gelmediğini anlattı. Zeynep Ergün yaşadıklarını, “Annemin inleye inleye ölmesini bekledik” sözleriyle özetledi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Semsûr- Depremin büyük yıkım yarattığı kentlerde tarihler hala 6 Şubat’ı gösteriyor. Saatin hala aynı anda durduğu kentlerde bina enkazları hala yerde cenazeler ise kayıp. Geride kalanların ‘ölmediğimiz için dua mı etsek yoksa üzülsek mi’ dediği kentlerde 6 Şubat’tan bu yana değişen hiçbir şey olmadı.  Yakınlarını kaybeden insanlarda o gün yaşadıklarını  hiç unutmuyor, onlarla uyuyup onlarla uyanıyor. “Kurtulabilirlerdi” diyerek günlerce süren bekleyişlerini anlatan depremzedelerin son sözleri ise hep, “Gelmediler” oluyor.

Geriye koca koca enkazlar kaldı…

Zeynep Ergün ailesinden 7 kişiyi depremde kaybetti. Annesi, iki kardeşi, eniştesi ve üç yeğenini yıkılan evlerinin enkazında kaybeden Zeynep Ergün, “Bu acıyı yaşamayan anlayamaz” diyerek konuşmasına başlıyor. Deprem olduğu ilk anda annesinin evine koştuğunu ancak kendisi koca bir enkaz yığınının karşıladığını anlatan Zeynep Ergün, ilk üç gün boyunca kimsenin yardımlarına gelmediğini söyledi.

‘Yanımızda hiç kimse yoktu’

Zeynep Ergün Semsurlu binlerce insan gibi o sabah yaşadıklarını ve kimsesiz bırakılmışlıklarını şu sözlerle anlattı: “İlk üç gün AFAD hiçbir şekilde yoktu. Biz orada acılar içinde kıvranırken yanımızda hiç kimse yoktu. Dördüncü gün erkek kardeşim Zülfikar’ı çıkardık. 5’nci günde kız kardeşimi, eşini ve yeğenlerimi çıkardık. Annemi 8’nci güne kadar bekledik. O bekleme süresi içinde neler yaşadığımızı bir biz biliriz, ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu çok büyük bir acı ve kayıp. Bizim için çok ağır bir travma, bunu ne şekilde atlatırız hiç bilmiyorum. Kardeşim çok darbe almıştı. Ama benim annem yaşıyordu. Annem de yanındaki yeğenim de ihmalden öldü.”

Gelen ekipler “bina tehlikeli” diyerek gitti

İlk beş günde ailesinden annesi ve yeğeni dışında herkesi çıkarttıklarını ancak günlerce ses veren annesini bir türlü kurtaramadıklarını dile getiren Zeynep Ergün, annesinin inlemelerine rağmen, oraya 0gelen yetkililerin “Bu bina çok tehlikeli” diyerek arkalarına bakmadan gittiklerini söyledi. Zeynep Ergün konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Üçüncü gün Jandarma geldi ve annemin sesini duydular. Annem de yeğenim de her ikisi de ses verdi. Ancak ona rağmen ‘bulunduğunuz bina tehlikeli’ denilerek hiçbir şey yapmadan gittiler. Tehlikeli olabilir ama bir şeyler yapılması gerekiyordu. Ne kadar tehlikeli olursa olsun o an yardım gerekiyordu. Biz günlerce yardım beklemek zorunda değildik. Bütün Adıyaman böyleydi. Jandarma ve AFAD annemin sesini duymasına rağmen hiçbir şekilde bir müdahalede bulunmadı. Biz 8 gün boyunca annemin ölmesini bekledik. Kimse bu acıyı bilemez. Sadece yaşayan insanlar bilir. 8’nci gün annemi çıkardığımız zaman annemden geriye bir şey kalmamıştı. Elimizden gelen her şeyi yapmaya çalıştık sokak sokak gezip kepçe aradık ama kimse hiçbir şey yapmadı.”

‘Biz 8 gün boyunca annemin inleye inleye ölmesini bekledik’

“Gecelerce sokaklarda yardım istedim, kepçe istedim ama kimse yoktu” diyerek o gece yaşadığı çaresizliği anlatan Zeynep Ergün, iş işten geçtikten sonra kırıcı ve kepçenin enkazın önüne geldiğini söyledi. Enkazların altında kalan binlerce insanın ölüme terk edildiğini belirten Zeynep Ergün, “Biz 8 gün boyunca annemin inleye inleye orada ölmesini bekledik” dedi. Yaşadığı şeylerin ağırlığı ile hayata nasıl tutunacağını bilmediğini ifade eden Zeynep Ergün, “Son günlerde biz artık sadece cenazelerimizi almak istedik. Çünkü iki defa AFAD’tan çalışanlar geldiler bu bina tehlikeli biz giremeyiz dediler. Bir tanesi gelip bana inleme sesi var dedi. İnleme sesi varsa eğer neden müdahale edilmedi. Orayı bırakıp gittiler. Buraya insanları kurtarmak için geldiler ama annemi bırakıp arkalarına dönüp gittiler. Oranın altında kalan herkes can. Dört gün boyunca bir insanın sesi enkaz altından geldi ama onları ölüme terk ettiler. Onlar hiçbir şey yapmadılar. Hiçbir şey yapmadılar ekipler geldiğinde bana ‘git kırıcı getir’ diyordu ben gidip kırıcıyı nereden getireyim. Annemin sesi 4’ncü günden sonra kesildi ondan sonra ses alamadık. İlk üç gün inliyordu dördüncü günde ses verdi. Ama sonra sesi kesildi bütün ekipler annemi ölüme terk ettiler. Annem orada 8 gün enkaz altında kaldı biz 8 gün boyunca öldük” şeklinde konuştu.