‘Gerekçe ne olursa olsun idamlara karşı olmalıyız’
Belucistan’da çok sayıda kişinin uyuşturucu iddiasıyla idam edildiğini söyleyen kadın hakları aktivisti Fariba Baloch, idamlar arasına fark konulmaksızın tepki gösterilmesi gerektiğine işaret etti.

ŞAHLA MOHAMMADİ
Haber Merkezi – Kadın düşmanlığı, kadına yönelik şiddetin yayılması, ekonomik, sosyal eşitsizlikler, yöneticilerin yolsuzlukları ve siyasi kısıtlamalar İran halkının ayaklanmasını ateşleyen konular arasında yer alıyor. Beluclar’ın da katıldığı ayaklanma İslam Cumhuriyeti hükümetinin temellerini sarstı. 40 yıldan fazla bir süredir İslam Cumhuriyeti hükümeti kadınları tüm temel haklarından sistematik olarak mahrum bırakıyor. Dünyanın gözü önünde İran’da katliam ve idamlar ise sürüyor. Kadın hakları aktivisti Fariba Baloch, Sistan ve Belucistan'daki infazların ve yaygın baskıların nedenlerini değerlendirdi.
‘Uyuşturucu iddiasıyla idamlar’
Belucistan halkının uyuşturucu gibi suçlamalarla infaz edildiğini ve bu yol ile Belucistan halkının bastırılmak istendiğini ifade eden Fariba Baloch, “Geçen hafta iki genç idam edildi. Birçoğuna idam cezası veriliyor. İran halkı, İslam Cumhuriyeti'nin bu gençlere verdiği cezaları ve suçlamaları kabul etmiyor. Bir genç ailesine haber verilmeden avukatı olmadan infaz edildi. Belucistan'da halk uyuşturucu suçlamalarıyla infaz ediliyor” dedi. Fariba Baloch, “Uyuşturucu mafyası, akaryakıt mafyası, mazot bahanesiyle gençler öldürülüyor. Aslında yakıt ve uyuşturucu mafyası hükümet ve Devrim Muhafızları'dır. Bahanelerle Belucileri bastırmak istiyor” diye belirtti.
‘25 kişi idam edildi’
Bu yıl 22 Kasım'dan bu yana 25'ten fazla kişinin idam edildiğine değinen Fariba Baloch, “Muhsin Şikari ile Mecid Reza Rehneverdi adındaki iki gencin idamıyla eş zamanlı olarak birkaç Bellucun idamına tanık olduk. Belucistan halkı için bu acı vericidir. Eylemlerden önce uyuşturucu bahanesiyle tutuklandıkları doğru ama bu suçlamalar gerçek mi? İdam edilen gençlerden biri adil yargılanmadan, avukatsız ve ailesine haber verilmeden darağacına gidiyor ama direniyor. Bunun dışında birkaç kişi daha infaz edildi. Aslında Belucistan'da avukatın bir anlamı yok ve hükümet avukata erişime izin vermiyor” şeklinde konuştu.
‘İdamları fark etmeksizin protesto etmeliyiz’
Belucistan eyaleti başkenti Zahidan’da gerçekleşen, “Kanlı Cuma”ya değinen Fariba Baloch, “İslam Cumhuriyeti sokaklardaki katliamı azaltmış gibi görünebilir ama uyuşturucu ve diğer suçlamalar bahanesiyle cezaevlerinde Belucileri öldürmeye başladı. İdamları fark etmeksizin kınamalıyız. Muhsin Şikari’nin idamını protesto ederken hangi bahaneyle olursa olsun diğer gencin de idamını da protesto etmeliyiz” diye ifade etti. “Belucistan halkının da Kürdistan halkı gibi hep zulme uğramasının sebeplerinden biri belki de kültürlerinin, dillerinin ve dinlerinin farklı olmasındandır” diyen Fariba Baloch, bu baskının sebeplerinden birinin de din olduğunu vurguladı. Bu baskı ve katliamların sadece Sistan ve Belucistan'da değil, Belucilerin Sünni olduğu Gülistan eyaleti de dahil olmak üzere diğer şehirlerde çok sayıda infaz, cinayet ve tutuklamaya tanık olduğunu vurgulayan Fariba Baloch, “İslam Cumhuriyeti'nde Sünniler için de aynı eylemler yapılıyor ve bunca yıldır Belucistanlıların sesi hiçbir yere ulaşmadı” dedi.
‘Basın İslam Cumhuriyetine bağlı’
İran’daki basının İslam Cumhuriyeti'ne bağımlı olduğuna işaret eden Fariba Baloch, "Son üç aylık protestolarda tutuklanan Belucilerin sayısı, akıbetleri hakkında bilgi eksikliği ve hatta Beluci haberlerinin yer almaması endişe verici” diye kaydetti.
‘Kadınlar mücadele etmeli’
Belucili kadınların yaşadıkları haksızlık karşısında mücadele etmeleri gerektiğine değinen Fariba Baloch, her şeyin bir bedeli olduğunu ve hak kazanımı karşısında bir bedel verilmesi gerektiğini belirtti. Fariba Baloch, “Beluci kadınlar bu hareketin öncesine geri dönmeyecekler. Çünkü artık Belucistan'da kadınları belediye başkanı, vali ve diğer uygun pozisyonlarda aktif olarak rol oynuyor. Belucistan tarihine bakarsak, Belucistan'da ekonomik, siyasi, savaş ve ticaret anlamında önemli rol üstlenen kadınların olduğunu görürüz. Belucistan sömürgeleştirildi. Ama şimdi kadınlar daha bilinçli hale geldi ve daha önce bu hareketle birlikte sloganlar yazarak, videolar yayınlayarak ve sosyal ağlarda aktif olarak hareket etseler de sokak gösterilerinde var oldular” diye konuştu.
‘Sokakları bırakmayacağız’
Belucistan'da yaygınlaşan yoksulluğa değinen Fariba Baloch, “Pek çok çocuk yoksulluk nedeniyle okulu bırakıyor. Bir toplum bilgi ve eğitim sahibi olduğunda, baskı karşısında sessiz kalmaz, sesini yükseltir. İslam, Belucistan halkını hiçbir zaman o bilince ve bu birliğe ulaştırmadı ve böyle bir günde kadın erkek birleşmesinler diye onları eğitim imkanlarından mahrum etti. Sokaktaki Beluci kadın sayısı diğer yerlere göre daha az olabilir ama bu kadınlar alana çıkmaktan vazgeçmeyecek” ifadelerini kullandı.