‘Gazze’de yaşananlar soykırımı aştı’

Gazze sokaklarında insanlar açlık ve susuzluktan bayılıyor. Kadınlar bir lokma yiyecek bulmak için çabalarken tuzlu su hayatta kalmanın formülü oluyor. Gazzeli Diana Siyam yaşananların soykırımı aştığını söylüyor.

RAFIF ESLEEM

Gazze- İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları aralıksız bir şekilde devam ederken abluka nedeniyle insanlar açlıktan yaşamlarını yitiriyor. Bir bardak su ve bir kaşık tuz... Gazze'deki kadınlar ve çocukları için İsrail ordusunun dayattığı abluka sonucu yaratılan açlığa karşı verdikleri mücadelede hayatta kalma formülü bu. İsrail medyasından gelen açıklamalarda kentteki açlığın sona erdiği izlenimini verse de gerçek bambaşka. Un dahi hâlâ makul fiyatlarla temin edilemiyor.

Ajans olarak bu gerçeği belgelemek için sokaklara ve mülteci kamplarına gittik. Konuştuğumuz kadınlar, temel gıda maddelerinin fiyatlarında herhangi bir düşüş olmadığını ve açlığın tüm şiddetiyle devam ettiğini doğruladılar. İsrail medyasının çizdiği "pembe tablo", gerçeklerle tamamen farklı.  

‘Filistin halkı eziliyor’

Diana Siyam, Gazze'de sekiz aydır süren açlığın zaman zaman şiddetinin arttığını, bunun da ateşkes haberlerinin gidişatına göre değiştiğini belirtiyor. Diana Siyam, "Ateşkes umutları arttığında fiyatlar bir nebze düşüyor, ama müzakereler çökünce halk da açlıktan çöküyor. Filistin halkı, işgalin çekici ile fırsatçı tüccarların örsü arasında eziliyor” diyor. "Dün gece aç hissetmeden uyudum. Yemek yediğimden değil, yardım konvoylarının gireceğine dair haberler okuduğum için umutluydum" şeklinde konuşan Diana Siyam, sabah uyanıp sadece un almak için pazara gittiğinde ise gerçekle yüzleşiyor. Çünkü hala unun kilosu 30 dolar.

Saatlerini bir şey yemeden geçiriyor

Pazarda ne sebze ne meyve ne konserve et ne de tuzlu peynir bulabilen Diana Siyam, bu ürünlerin yardım konvoylarının geldiği dönemlerde az da olsa bulunabildiğini anlatıyor. Büyüme çağında olan çocukların gelişimi için gerekli besinleri sağlayamamanın psikolojik baskısı altında ezildiğini anlatan Diana Siyam, kendisinin de halsizlik, baş ağrısı, bacak ve eklem ağrılarından mustarip olduğunu belirtiyor. Diana Siyam, bazı günler 18 saat, bazen 24 saati aşkın süre hiçbir şey yemeden geçiriyor.  

Sağlık sorunları başladı

Sadece su ya da suyla karıştırılmış tuz içerek midesinin çürümemesini ve tansiyonunun düşmemesini sağlamaya çalıştığını açıklayan Diana Siyam, “Yumurta yok, sebze yok, şeker yok, et hiç yok” diye ekliyor. Tek tüketebildikleri şey mercimek, ama o da artık hem pahalı hem de sağlığa zarar verir hâle gelmiş. Aynı yemekleri sekiz aydır yemekten mideleri artık kabul etmiyor. Diana ve ailesi mercimekten dolayı kabızlık, mide ağrısı gibi sağlık sorunları yaşamaya başlamış. Diana Siyam, konuşmaya şu sözlerle devam ediyor: 

“Hastaneler açık olsa muhtemelen çok daha ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkacak. Bu açlık vücutlarımızda kalıcı hasarlar bıraktı. Eğer bir gün doyarsak bile bedenlerimiz bu felaketi unutturmayacak.”

Açlıktan bayıldılar

Diana Siyam’ın kızı dün sokakta yürürken bayılmış. Sebebi açlık. Eşi, su kuyruğunda beklerken yere yığılmış. Komşular koşarak bir bardak su ve tuz getirmesini istemişler. Diana Siyam, şöyle konuşuyor:

“Her sabah kendi kendime soruyorum: Bu bir kâbus mu? Ağlamak istesem de çevremdeki kadınların bu gözyaşına ortak olmasından korkuyorum. Kendimi toparlayıp savaşıma devam ediyorum. En azından hamile değilim. En azından emzirmiyorum.”

Diana Siyam, yardım kuruluşlarının sadece kol çevresi ölçümüne göre anne ve çocuklara gıda takviyesi verdiğini söylüyor. “Kolu bir santim daha incelse alabilecekti” diyerek isyan ediyor: “Gerçekten de bir annenin veya çocuğun iskelet haline mi gelmesi gerekiyor o bir torba takviye için? Ölmeleri mi bekleniyor?”

Yaşananlar soykırımı aştı

Diana Siyam, yaşananların soykırımı aştığını vurguluyor:

“Bu bir aç bırakma savaşı. Bir genç, sadece bir torba un almak için öldürülüyor. Kadınlar, yolda düşüp bayıldıklarında hastaneye bile kabul edilmiyor. Zayıflık, tansiyon düşmesi, artık ‘öncelik’ değil. Çünkü hastaneler enkaz altından çıkarılan çocukları ve ağır yaralıları kabul ediyor.”  Son olarak, yardımların gerçekten Gazze’ye ulaşmasını umduğunu dile getiriyor.