Gazze’de halk patlamamış mühimmat tehdidi altında

Savaşın geride bıraktığı patlamamış mühimmat ve enkazlar, Gazze’de sivillerin hayatını tehdit ediyor. Yetkililer, uluslararası yardım çağrısında bulunarak bölgede acil önlem alınması gerektiğini vurguluyor.

Haber Merkezi- Gazze’de savaşın yarattığı yıkım, sadece enkaz ve hasarla sınırlı kalmıyor; patlamamış mühimmat ve savaş artıkları, sivillerin hayatını günlük olarak tehdit ediyor. Kurtarma ve yeniden inşa çalışmalarını aksatan bu tehlikeli kalıntılar, Gazze’de insani krizi derinleştiriyor ve halkın normal hayata dönme çabalarını ciddi şekilde engelliyor.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, yayımladığı açıklamada, ilk tahminlere göre yaklaşık 20 bin patlamamış savaş malzemesi bulunduğunu, bunların arasında Gazze’ye karşı yürütülen İsrail saldırılarında kullanılan bombalar, füzeler ve mermilerin de yer aldığını bildirdi. Bu saldırılar, iki yılı aşkın süren bir soykırım kampanyasının parçası olarak kaydedildi.

70 bin ton enkaz var

Merkez, Ekim ayı ortasına kadar yapılan tahminlerde, Gazze Şeridi’nde enkaz birikiminin 65 ila 70 milyon ton civarında olduğunu, bunun da binlerce ev, tesis ve kritik altyapının yaygın yıkımının sonucu olduğunu vurguladı. Tehlikenin kaynağı olarak ise bu enkazın içinde yaklaşık 71 bin ton patlamamış mühimmat ve savaş artıklarının bulunduğu ve bunların adeta “zamana bağlı bombalar” gibi halkın yaşamını tehdit ettiği belirtildi.

Halk için büyük tehlike

Merkez, bu büyük enkaz miktarının ve patlamamış mühimmatın saha koşullarını daha da karmaşık hale getirdiğini, Gazze’yi modern çağın en büyük insani felaketlerinden biriyle karşı karşıya bıraktığını vurguladı. Ayrıca, enkaz ve mühimmatın, evlerine dönmeye çalışan yerleşik halk için ciddi bir tehlike oluşturduğu ve yeniden inşa çabalarını engellediği, günlük yaşamda büyük riskler yarattığı ifade edildi.

Patlamalar belgelendi

Gazze İnsan Hakları Merkezi, son aylarda savaş artıklarından kaynaklanan patlama vakalarını da belgeledi. En son vaka, Gazze’deki Ez-Zeitun Mahallesi’nde meydana geldi; üç sivil, evlerinin çevresindeki enkazı temizlerken gömülü bir mermi patladı ve yaşamlarını yitirdiler. Benzer bir olay, Nusairat Mülteci Kampı’nda dört işçinin enkaz taşırken yaralanmasıyla kaydedildi. Ayrıca Han Yunus’un El-Kararah kasabasında da benzer patlamalar yaşandı. Bu olaylar, Gazze’nin farklı bölgelerinde sivillerin hayatını tehdit eden tehlikenin boyutunu ortaya koyuyor. Merkez, açıklamasında “Bu olaylar, bölgede her sokak ve mahallede mevcut ve devam eden tehlikenin canlı kanıtıdır. İsrail bombardımanı veya işgali altında kalan her yer, yerleşik halkın geri dönmeye çalıştığı veya insani ekiplerin yerleşim alanlarını hazırladığı, cenazeleri çıkardığı veya tarım arazilerini yeniden düzenlediği sırada ani patlamalara açık potansiyel alanlardır” ifadelerine yer verdi.

‘Halk ölümle dolu enkazın ortasında’

Gazze İnsan Hakları Merkezi’ne göre, savaş artıklarından kalan patlamamış mühimmat, uluslararası insancıl hukuk, özellikle Cenevre Sözleşmeleri hükümlerinin açık bir ihlali olarak değerlendiriliyor. Bu sözleşmeler İsrail’i, sivil halkı korumak için gerekli tüm önlemleri almaya, yerleşim bölgelerindeki savaş artıklarını temizlemeye ve patlamamış mühimmatın yerlerini açıklamaya zorunlu kılıyor. Çünkü bu materyaller, sivillerin yaşamı ve güvenliği için sürekli bir tehdit oluşturuyor. Merkez, tüm bölgelerde patlamamış artıkların yerlerini belirlemek amacıyla uluslararası uzman komitelerin oluşturulmasını, ayrıca bu artıkların temizlenmesi ve yerleşim alanlarının güvenli hale getirilmesi için gerekli ekipman ve uzmanlığa sahip uluslararası mühendislik ekiplerinin gönderilmesini talep etti. Merkez “Uluslararası toplumun bu felaket gerçeği karşısındaki sessizliği, Gazze halkının acılarının devam etmesine dolaylı bir ortaklık anlamına gelmektedir. Bugün halk, ölümle dolu enkazın ortasında yaşamaya devam ediyor” dedi.