Filistinli aktivist: Yaralananlar için giden ambulanslar İsrail tarafından vuruldu

Gazze’de bombardımana uğrayan mahallelere girmek isteyen ambulansların ve halka gıda taşıyan araçların İsrail tarafından vurulduğunu söyleyen insan hakları aktivisti Hanadi Abed, İsrail’in savaş suçu işlediğini belirtti.

RAFIF ESLEEM

Gazze – İsrail-Filistin arasındaki çatışmalar 5’inci gününde devam ediyor. İsrail savaş uçakları abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik hava saldırılarını gece boyunca sürdürdü. Gazze'den düzenlenen saldırılarda bin 200 İsrailli hayatını kaybederken, 106'sı ağır 2 bin 806 kişi de yaralandı. Filistin Sağlık Bakanlığı da İsrail'in saldırılarında Gazze'de 260’ı çocuk, 200’ü kadın olmak üzere 900 kişinin hayatını kaybettiğini, 4 bin 500 kişinin yaralandığını açıkladı. İşgal altındaki Batı Şeria'da ise İsrail askerlerinin saldırılarında 21 kişinin yaşamını yitirdiği, yaklaşık 130 kişinin de yaralandığı bildirildi.

‘Yaşananlar soykırım’

Filistinli insan hakları aktivisti Hanadi Abed, İsrail-Filistin arasındaki çatışmaları değerlendirdi. İsrail'in kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu savunmasız sivillere karşı gerçekleştirdiği saldırıları kınayan Hanadi Abed, Gazze Şeridi'nde yaşananları “soykırım” olarak değerlendirdi. Saldırılara karşı uluslararası toplumun sessizliğine işaret eden Hanadi Abed, konutları, tesisleri, ana yolları, altyapıları, iletişim ağları savaş uçakları ile vurulan şehrin küle döndüğünü söyledi.

‘İsrail yerleşim yerlerinin tamamını yok etmeye çalışıyor’

İsrail’in yerleşim yerlerinin tamamını yok etmeye çalıştığını belirten Hanadi Abed, şunları aktardı:

“Al-Rimal, Al-Darac Al-Karamah mahalleleri bombalandı. Gece yarısı yapılan saldırılarda uluslararası yasaklı silahlar kullanıldı. Saldırıların ardından sağlık ekiplerinin bile bölgeye giriş-çıkışı engellendi. Saldırıların olduğu bölgeye gitmek isteyen ambulans da bombalandı. Uluslararası sözleşmeler, savaş ortamlarında yaralı ve hastalarla, savaş esirleri ve silahlı çatışmadan zarar gören sivillerin, çatışmaya doğrudan katılmayan tüm insanların, her koşulda insanca bakım ve tedavi altına alınmasını öngörüyor. Dolayısıyla İsrail bu karara uymalıdır.”

‘Gazetecilere saldırarak savaş suçunun aktarılmasını istemiyor’

 

Şu ana kadar 8 gazetecinin yaşamını yitirdiği, 10 gazetecinin yaralandığı ve 2 gazetecinin de kayıp olmasına değinen Hanadi Abed, “Gazetecilere ve medya kuruluşlarına saldırmak ise en tehlikeli ihlaldir. İsrail işgal ettiği şehirlerde yarattığı tahribatın, savaş suçunun dünyaya aktarılmasını istemiyor. Medya kurumlarını ve gazetecilerin evlerini havaya uçuruyor. Filistin Gazeteciler Sendikası, Gazze Şehri'ndeki gazetecilerin olayları aktarırken hedef alınarak katledildiğini ve 40'tan fazla medya kuruluşunun kısmen ve tamamen yok edildiğini açıkladı” dedi.

‘Uluslararası hukuku hiçe sayıyor’

Savaş muhabirleri ve esirlerin 3’üncü Cenevre Sözleşmesi ve 1977 Ek Protokolü hükümleri tarafından güvence altına alınmasına rağmen gazetecilerin hedef alınmaya devam edildiğini vurgulayan Hanadi Abed, İsrail'in uluslararası hukuku hiçe saydığını söyledi. Hanadi Abed, “Öte yandan sivil savunma ekiplerinin çalışması engelleniyor. Ana yolları bombalayan İsrail, yolları taş yığınlarına dönüştürdü. Çok sayıda ceset enkaz altlarında kaldı. Bunun yanı sıra evlerinde günlerdir aç-susuz kalan ve bombalı saldırılar altında yardım bekleyen insanlar var. Birçok insan da sığınma yerlerinde kalıyorlar. Kadın ve çocuklar psikolojik olarak çok etkileniyor” dedi.

‘İnsanlar saldırıdan olmazsa bile açlıktan ölecek’

İsrail'in Amerika ve İngiltere'den askeri yardım ve füze aldığı bir dönemde sivillere yardım ve yiyecek sağlamak üzere Gazze Şeridi'ne giden Mısırlı bir kamyonun hedef alınmasını da kınayan Hanadi Abed, “Kuşatma altındaki şehirde insanlar nasıl hayatta kalacak merak ediyorum. İnsanlar saldırılardan ölmese bile açlıktan ölecek. Bombardımanlar nedeniyle bazı kadın ve çocuklar boğulma sonucu yaşamını yitirdi. Sosyal medya hesaplarını takip ettiğimde uzun saatler boyunca bazı konutların enkazı altında kalan ailelerin çağrılarına tanık oluyorum. Sivil Savunma ya da Kızılhaç, korkudan onlara ulaşamıyor, o insanları bölgeden tahliye edemiyor, çünkü İsrail doğrudan hedef alıyor” diye konuştu.

Uluslararası topluma Gazze Şeridi’nde olup bitenlere gözlerini kapatmamasını, katliamların önlenmesi, gazetecilerin, sağlık ekiplerinin ve sivil savunmanın korunması için acilen harekete geçmesi çağrısında bulunan Hanadi Abed, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere siviller bir an önce tahliye edilmeli. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Ofisi, İsrail hava saldırıları sırasında Gazze Şehri'ndeki büyük konut kulelerinin, Gazze'deki diğer konut binalarının, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na saldırı olduğunu açıkladı. Söz konusu saldırılarda sivil kayıplar oldu. İnsan Hakları Yüksek Komiseri, İsrail'in tıbbi tesislerin çalışma kabiliyetine zarar vererek sivillerin hayatlarını tehlikeye atma politikasını sürdüreceği ve bunun Gazze'de sahadaki ‘zaten kritik’ durumu daha da kötüleştireceği konusunda uyardı.”