Fas'ta özel gereksinimli kadınlar ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını istiyor

Fas’ta özel gereksinimi bulunan bireylerin ve özelde kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çeken Fas Eşitlik ve Kadın Hakları Forumu üyesi Samira Bakhti, her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını isteyerek, “Engellilik bireyde değil toplumdadır” dedi.

HANAN HARITE

Fas- Fas’ta 1 milyonu aşkın özel ihtiyaçlara sahip birey bulunuyor. Bunların yarısından fazlasını çocuklar oluşturuyor. Fas Eşitlik ve Kadın Hakları Forumu üyesi Samira Bakhti, kendisi gibi özel gereksinimi bulunan kadınlar için çalışıyor.

Özel gereksinimleri olan kadınların sesi olmak istediğini kaydeden Samira Bakhti, "Engelimin benim için hayatın kıyısında yaşamam için bir neden olabileceğini hiç düşünmemiştim. Çalışmalarıma devam ettim. Kolektif çalışmalar ve insan hakları çalışmaları yoluyla ve zor durumdaki engeli bulunan kadınları destekleyerek kendimi kanıtlamak için çalıştım” dedi.

‘Ayrımcılık kapıyı açtığımızda başlıyor’

Özel ihtiyaçları bulunan kadınların çektiği acıların Fas'taki diğer sağlıklı kadınların çektiği acılara benzediğini dile getiren Samira Bakhti, gereksinimi olan kadınların temel haklarından tam olarak faydalanmalarını engelleyen pek çok zorlukla karşılaştığını aktardı. Kadınların yaşadığı zorlukların başında birinci nedenin kadın olmaları ikinci nedenin de özel gereksinimlerinin bulunması olduğunu ifade eden Samira Bakhti, "Özel gereksinimleri olan kadınlar olarak ev içinde hayatlarımızı normal bir şekilde yaşıyoruz. Ancak engellilik, ayrımcılığın ve damgalanmanın ortaya çıktığı, halka açık yerlerde veya ulaşımda dışarı çıkıp insanlarla kaynaşmak için kapıyı açtığımızda başlıyor” ifadelerinde bulundu.

‘Kadınlar engellerinden dolayı suçlanıyor’

Özel gereksinimleri olan kadınların bundan dolayı suçlandıklarını belirten Samira Bakhti, yaşananları şöyle detaylandırdı:

"Toplum ve aile üyeleri, özel ihtiyaçları bulunan kadınların cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile ilgili bilgilere erişmesi gerektiğine inanmıyor. Çünkü bu tür bilgileri anlayamadıklarını düşünüyor. Bunun yanlış olduğuna inanıyorum, çünkü fiziksel engellilik, farkındalık, düşünce ve kavramayla hiçbir ilgisi yok. Öte yandan zorluklar arasında pek çok yerde mimari erişim, yani engeli bulunan insanlara yönelik tesis ve araçların bulunmaması da yer alıyor. Örneğin istismara ve şiddete maruz kalan engeli bulunan kadınlar için tesis ve araçlar yok. Onlarla işaret diliyle konuşan biri yok ve görme engeli bulunan kadınlar için Braille yazıcıları da yok. Görme engeli bulunan ve istismara maruz kalan bir kadının sığınma evlerine gitmesi durumunda kendisinden birtakım belgeler imzalaması istenebiliyor. Bu grubun durumu mesela dikkate alınmıyor. İşitme engeli bulunan kadınlar için ise işaret tercümanı yok. Yeminli tercüman kullanmak isterlerse tercüman için ücret talep ediliyor ve bu da onlara yük oluyor.”

‘Hukuki haksızlıklar yapılıyor’

Samira Bakhti, maruz kaldıkları hukuki şiddete ilişkin ise, “Şu anda değişiklik yapılmakta olan mevcut Aile Kanunu, zihinsel engeli bulunan kişileri tanımlarken, ‘aptal’, ‘deli’ gibi ayrımcı ifadeler içeriyor. Bu durum hafif düzeyde zihinsel engeli bulunan kişilere haksızlık teşkil ediyor. Doktor raporunda, tipi belirtilmeden hastanın zihinsel engelli olduğu belirtiliyor, dolayısıyla bu gruba tedavi uygulanıyor. Sanki hepsi aynı engellilik türüne sahipmiş gibi, bu da kişinin hafif engelli olmasına, farkında olmasına, ayırt edebilmesine ve topluma entegre olabilmesine rağmen üzerlerine vesayet uygulanmasını gerektiriyor” şeklinde konuştu.

Zihinsel olarak özel gereksinimli olmanın bilişsel engellilik veya zihinsel yetenekleri etkileyen engelliliğin bir dalı olduğunu kaydeden Samira Bakhti, şunları söyledi: “Özel öğrenme güçlüğü veya yaşla birlikte daha sonra kazanılan engellilik çok spesifiktir. Beyin yaralanmaları veya nörodejeneratif hastalıklar da yaşlanma hastalıkları gibi zeka geriliği olarak bilinen gelişimsel zihinsel bozukluk da zayıf entelektüel ve uyumsal performansla karakterize edilen nörogelişimsel bir hastalıktır. Vesayetin kanun metninden tamamen çıkarılması yönünde bir çağrıda bulunmadık ancak engellilik derecesinin belirlenmesi ve ileri derecede engelli olanlara da burada yazılanların uygulanması gerekiyor. Öğrenimlerini tamamlayıp daha yüksek dereceler alabilen, meslek veya iş sektörlerinden birinde rol oynayabilen kişiler var. Maalesef buna rağmen banka hesabı açamıyorlar ve aylık maaşlarını bir banka aracılığıyla alamıyorlar. Fas henüz bir engellilik değerlendirme sistemi yayınlamadı ve bugün, özellikle de ülkenin Aile Yasasını değiştirmek için çalıştaylar düzenlemeye başlamasından bu yana buna çok ihtiyacımız var.”

‘Dernekler yetersiz kalıyor’

Hareket etmekte zorlanan kişilerin karşılaştığı sorunları da aktaran Samira Bakhti, “Bu grup, sağlık durumları hareket etmelerine ve ilgili kurumlara gitmelerine engel oluyorsa, banka hesaplarını takip etmek için anne veya babadan vekaletname alamıyor. Fas'taki kadın dernekleri, insan hakları dernekleri, boşanma ve bir dizi hak üzerine engeli bulunan kadınların sorunlarıyla ilgilenmeli. Engelli kadınların sorunlarına ışık tutan dernekler var ancak yetersiz kalıyorlar. Kadınlar tüm farklılıkları ve durumlarıyla birlikte savunulmalıdır. Engelliliğin özel ihtiyaçlar çerçevesinde ele alınmayacağını umuyoruz, çünkü temelde vatandaşlar olarak hepimizin, ne olursa olsun, özel ihtiyaçları var” diye belirtti.

‘Engellilik bireyde değil toplumdadır’

Samira Bakhti, kim olursa olsun her bireyin görevini yerine getirebilmesi için her alanda yardıma ihtiyacı olduğuna inandığını belirterek, "Hepimiz özel ihtiyaçları olan insanlarız. Hastalık, kaza veya yaş nedeniyle engellilik sorununun çözümü için kadın derneklerinin yeniden düşünmesi gerekiyor. Karar vericilere, kadınlar ve engelli durumda bulunanlar için kamu politikaları oluşturmaları konusunda baskı yapılmalı. Tüm dünyayı etkileyen korona salgını Fas’ı da etkiledi. Fas'ta yaşanan deprem ve korona salgını sırasında engeli bulunan bireyler birçok zorluk yaşadı. Sağlanan destekte yetkililer engeli bulunanlar için bir kamu politikası oluşturmadı. Engellilik bireyde değil toplumdadır çünkü toplum engelli kadınların ve genel olarak engellilerin rollerini oynamalarını ve potansiyellerini gerçekleştirmelerini engellemektedir” diyerek sözlerini noktaladı.