Evîn Cûma: Şiddete karşı küresel kadın birliği oluşmalı
İran, Afganistan ve Türkiye örneklerini vererek genel olarak erkek egemen sistemlerin kadın düşmanı politikalarına dikkat çeken Cizîrê İnsan Hakları Derneği Başkanı Evîn Cûma, şiddete karşı küresel kadın birliğinin oluşturulması gerektiğini söyledi.
ROJ HOZAN
Qamişlo-Türk devleti ve ona bağlı çeteler, 20 Ocak 2018'de Efrin İşgal Harekâtı’na başladı. Efrin halkının 58 gün süren eşsiz direnişine rağmen 18 Mart 2018’de Efrin Türk devleti tarafından işgal edildi. 9 Ekim 2019'da Türk devleti ve çeteleri, Kuzey ve Doğu Suriye'de Serêkaniyê ve Gîri Spî'ye saldırarak bu bölgeleri işgal etti. Efrin'in 5 yılı aşan, Serêkaniyê ve Girê Spî’de 4 yıla yakın süredir devam eden Türk işgali sürecinde bu bölgelerdeki kadınlar insanlık dışı birçok saldırı ve politikaya maruz kaldılar.
Cizîr İnsan Hakları Derneği Başkanı Evîn Cûma, işgal altındaki bölgelerde kadınların maruz kaldığı saldırı ve kirli politikaları ajansımıza anlattı.
‘Şiddete karşı pratik adımlar atılmalı’
Evîn Cûma, Kuzey ve Doğu Suriye'nin işgal altındaki bölgelerinde yaşayan kadınların durumuna ilişkin yaptıkları araştırmaların durumun çok ağır olduğunu gösterdiğini belirterek, “Kadınlar yaşamın birçok alanında engellemelerle karşılaşıyor. Kadınlar değersizleştiriliyor, hakları yok sayılıyor ve her türlü şiddete maruz bırakılıyor. Uluslararası İnsan Hakları Derneği'nin gözlemine göre kadına yönelik şiddete ilişkin bulgular var ancak bu şiddeti önlemek için hiçbir pratik adım atılmadı. İşgal altındaki topraklarda kadınların evden dışarı çıkma, ders çalışma ve çalışma hakları ellerinden alındı. Kadın haklarının korunması için çalışan birçok aktivist şiddete maruz kalıyor ve yaşamları tehdit ediliyor. Genel olarak kadınların büyük bir şiddet ve tehdit altında yaşadığını belirtebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
‘Kadınlara katı yasalar dayatılıyor’
Erkek egemen sistemlerin kadın şahsında toplumu köleleştirmek istediğini kaydeden Evîn Cûma, Afganistan, Türkiye ve İran örneklerine dikkat çekerek, “Radikal İslam'ın dayatıldığı toplumlarda insanlara ve kadınlara saygı gösterilmiyor, şiddet ön planda tutuluyor. Ardından işgal, göç, adaletsizlik gibi başka durumlar devreye giriyor. Kök nedenler çözülmezse hiçbir toplum ayakta kalamaz. Afganistan'da kadınların durumu, Kuzey ve Doğu Suriye'nin işgal altındaki bölgelerinden çok uzakta değil. Kadınlara her gün katı yasalar dayatılıyor. İşgal altındaki topraklarda yaşanan tüm olaylar, sistemlerin gerçekliğinden dolayı Afganistan'da tekrarlanıyor” diye konuştu.
‘Şiddete karşı birlik oluşmalı’
“Kadına karşı aynı zihniyet, aynı yöntem, aynı şiddet uygulanıyor” sözleri ile egemen sistemlerin genellikle benzer kadın düşmanı politikalar yürüttüğünü söyleyen Evîn Cûma, “Yaşanan olaylar artık insanların vicdanlarının kaldıramayacağı bir boyuta ulaşmıştır. Bugün bunun sorumlusu kim? İlgili kurum ve kuruluşlar bu kadınlar için herhangi bir şey yapmıyor. Zaman zaman kimi açıklamalar yapıyorlar ama açıklamalar ve kınamalar durumu değiştirmek için yeterli değil. Bugün bu bölgelerde yaşam katlediliyor, yok ediliyor. Bunun için kadınların bu planlara ve şiddete karşı kendi örgütlenmelerini geliştirmeleri gerektiğini, küresel bir kadın birliği oluşursa hiçbir gücün onlara şiddet uygulayamayacağını söylüyoruz" dedi.
‘Özgürlüğün yolu mücadeleden geçer’
Evîn Cûma, konuşmasını şöyle tamamladı: “Kadınların haklarını bilmesi ve sisteme karşı mücadele yolunu seçmesi kadınları şiddetten kurtaracaktır. Kadınların deneyimlerini dijital medya aracılığıyla paylaşmasına izin verin ve sahiplenmek isteyen kadınlara fayda sağlayın. Susmak kadınların özgürlüğüne hizmet etmez, özgürlüğün yolu mücadeleden geçer ve kadın sorunlarının çözümüdür."