Erîfa Bekir: Çözüm anahtarı İmralı’dır

Kürt Halk Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çeken PYD Genel Meclis Üyesi Erîfa Bekir, CPT’nin tecride yönelik sessizliği ve Türkiye’nin kimyasal silah kullanması karşısında uluslararası kurumların tepkisiz kalmasını değerlendirdi.

ROJ HOZAN

Qamişlo- “Jin, jiyan, azadî” sloganının felsefesi ve Demokratik Ulus Projesi’nin inşasıcısı Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit sürüyor. İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 24 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’dan yaklaşık 20 aydır hiç haber alınamıyor. Abdullah Öcalan ve diğer tutukluların avukat ve aile görüş başvuruları “disiplin cezaları” ve “görüş yasağı” gerekçeleriyle engelleniyor. İmralı’da yaşanan haber alamama haline karşı Türkiye’de Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) öncülüğünde 775 avukat ile Avrupa ve Ortadoğu’da bulunan yüzlerce hukukçu, tecridin ve görüş engellerinin sona ermesi için Adalet Bakanlığı’na görüşme başvurusunda bulundu. Ancak bakanlık, yapılan başvurulara bugüne kadar olumlu ya da olumsuz yanıt vermedi.

Öte yandan Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT), 20-29 Eylül tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret etti. Türkiye’deki cezaevleri ile İmralı’yı ziyaret eden CPT, Abdullah Öcalan’ın durumuna ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı. Ağır tecrit koşullarına rağmen Abdullah Öcalan’a 6 aylık disiplin cezası verildi. Demokratik Birlik Partisi (PYD) Genel Meclis Üyesi Erîfa Bekir, Abdullah Öcalan üzerindeki tecride işaret etti.

‘Çözümün anahtarı İmralı’da’

“Tüm sorunların çözüm anahtarı İmralı’dadır” diyerek konuşmasına başlayan Erîfa Bekir, “Önder Apo üzerinde ağır bir tecrit uygulanmaktadır. Türk devleti uluslararası ile işbirliği ile Önder Apo’nun iradesini ve cesareti yenilgiye uğratmak istiyor. Önder Apo şahsında Kürt halkımı uzun süreli katliamdan geçirmek istiyor. Planlarının tersine Önder Apo, İmralı’yı bilimin aktığı ve barış ile demokrasinin öğrenildiği bir okula dönüştürdü. Bugün Önder Apo’nun fikir ve felsefesi her özgürlük isteyen Kürdün ve Kürt toplumunun beyninde yer edinmiş durumda. Tecridin hiçbir hukuki yanı yok” dedi.

‘Toplum da tecrit edilmek isteniyor’

Türkiye’nin Federe Kürdistan, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarında kimyasal silah kullanmasının ağırlaştırılmış tecrit ile bağlantılı olduğuna işaret eden Erîfa Bekir, “Önder Apo üzerindeki tecrit İmralı ile sınırlı değil. Tecrit ile bağlantılı olarak Türk devleti, halkımıza yönelik tüm yol ve yöntemlerle saldırılar gerçekleştirmektedir. Bununla tecridi genişletmek istiyor. Önder Apo şahsında toplumu da tecrit etmek istiyor” şeklinde konuştu.

‘Kürtler söz konusu olunca birleşiyorlar’

Uluslararası kurumların kimyasal silah kullanma karşısındaki sessizliğine değinen Erîfa Bekir, “Eğer uluslararası devletler Türk devletini onaylamasaydı, Türk devleti bu saldırıları yapamazdı. Söz konusu Kürtler olunca hepsinin birleştiğini biliyoruz. Gerilla olmasaydı toplumumuz soykırımdan geçmiş olacaktı. Bu yüzden gerillaya sahip çıkmalıyız. Gerilla direnişi sürüyor ve gerilla olduğu sürece Türk devleti ile diğer devletler değerlerimize el uzatamayacaklardır” ifadelerini kullandı.

‘Dünyanın sessizliğini kınıyoruz’

CPT’nin İmralı ziyareti hakkında da konuşan Erîfa Bekir, “CPT İmralı ziyaret etti ama Önder Apo’nun durumu hakkında bir açıklama yapmadı. Önder Apo’nun sağlık durumuna ilişkin herhangi bir bilgi verilmedi. Bu CPT’nin Türk devleti ile ortak olduğunu gösteriyor. Bugün Önder Apo gibi bir kişi tecrit ediliyorsa bu hiç kimsenin haklarının yasalarda korunmadığı anlamına geliyor. Kurum ve merkezleri kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Dünyanın bu umursamazlığını kabul etmiyoruz ve Önder Apo’yu özgürleştirme davasında ısrarcıyız” şeklinde konuştu. Halkın Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı sürekli alanlarda olduğunu ifade eden Erîfa Bekir, “Önder Apo’un felsefesi dünyaya yayılmış durumda. Önder Apo’nuh özgürlüğü kadın ve toplumun özgürlüğü demektir. Önder Apo özgür olmadan huzur ve güven olmayacak” diye belirtti.