EŞİK: Türkiye’yi İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden taraf devlet yapacağız

EŞİK, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi üzerinden 2 yıl geçtiğini hatırlatarak, “Türkiye’yi İstanbul Sözleşmesi’ne eninde sonunda yeniden taraf devlet yapacağımızdan en küçük bir kuşkumuz yok" dedi.

Haber Merkezi- Eşitlik İçin Kadın Platformu, 20 Mart gece yarısı yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi üzerinden geçen 2 yıla ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Ülkenin kadın hakları ve insan hakları hukuku tarihinde kabul edilemez bir adım atıldığına vurgu yapılan açıklamada, “30 Nisan’da yayınlanan ikinci bir kararla Türkiye’nin 1 Temmuz 2021 tarihi itibarıyla Sözleşme’nin tarafı olmaktan çıkacağı ilan edilerek hukuka aykırılık perçinlendi” denildi.

‘Çekilme girişimine karşı 220’den fazla dava açıldı’

Çekilme girişimine karşı kadınlar, kadın örgütleri, barolar, meslek örgütleri, sendikalar ve siyasi partiler tarafından 220’den fazla dava açıldığının hatırlatıldığı açıklamada, 28 Nisan ve 23 Haziran 2022 tarihleri arasında bu davalardan bir kısmı için 4 duruşma yapıldığı belirtildi. Söz konusu dosyalara EŞİK Platformu’nun çağrısıyla toplanan 1000’in üzerinde kadın avukatın yetki belgesi sunduğunun ifade edildiği açıklamada, duruşmalara yüzlerce hukukçu ve aktivistin katıldığı hatırlatıldı.

‘Karar henüz çok sayıda kadına ve kadın örgütlerine tebliğ edilmedi’

Duruşmaların ardından, Danıştay 10. Dairesi’nin, 2’ye karşı 3 hâkimin oyu ile duruşmaları yapılan davaları reddettiği ve çekilme kararını “hukuka uygun” bulduğunun kaydedildiği açıklamada, şunlar aktarıldı:

“Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na (DİDDK) yapılan temyiz başvuruları ise 10. Daire'nin kararıyla aynı şekilde çoğunluk oyuyla ‘hukuka uygun’ bulunarak, ülkenin hukuk güvenliğine verilen zarar katmerlendi; Türkiye hukuk devleti ilkesinden biraz daha uzaklaştırıldı. Karar henüz temyize başvuran çok sayıda kadına ve kadın örgütlerine tebliğ edilmedi. Kararın verildiğini, gerekçesini ve karşı oy yazısını basına yansıyan haberlerden öğrenmek de dönemin hukuk dışı uygulamalarına bir örnek olarak tarihe geçti.”

‘İç hukuk yolları tüketildiği anlamına gelmiyor’

Açılan davaların bir kısmının karara bağlanmasının iç hukuk yollarının tüketildiği anlamına gelmediğine vurgu yapılan açıklamada, “Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yolu açık. Kaldı ki, Danıştay 10. Daire’nin önünde henüz hiç karar verilmemiş olan çok sayıda dava bulunmakta.  Kadınlar olarak asla pes etmeyeceğimizi, hukuki mücadeleyi son ana dek yılmadan sürdüreceğimizi tüm ilgililere bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz” denildi.

‘İstanbul Sözleşmesi’nin maddeleri yürürlükte kalacak’

Türkiye’yi hukuk ya da politika yoluyla İstanbul Sözleşmesi’ne eninde sonunda yeniden taraf devlet yapacaklarından en küçük bir kuşkularının olmadığına vurgu yapılan açıklamada, şunları kaydedildi:

“Öte yandan, iktidar-muhalefet, merkezi yönetim-yerel yönetim, adliye-üniversite ve medya herkese tekrar hatırlatıyoruz ki, Türkiye’nin sözleşmeye taraf devlet olup olmadığı konusundaki hukuki tartışma sürse de, sözleşmenin hükümleri şu anda yürürlükte ve herkes bu hükümleri uygulamakla yükümlü. Çünkü Sözleşme'nin onay yasası olan 6251 sayılı yasa hala yürürlükte ve bu yasa yürürlükte olduğu sürece, İstanbul Sözleşmesi’nin maddeleri de iç hukukumuzun bir parçası olarak yürürlükte kalacak.”

‘İttifak pazarlık masasında şimdi de 6251 ve 6284 yasası var’

AKP’nin seçim için açtığı yeni ittifak pazarlık masasında şimdi de İstanbul Sözleşmesi’nin onay yasası olan 6251 sayılı yasa ve 6284 sayılı kadına karşı şiddetle mücadele yasası olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Yeniden Refah Partisi’nin 30 maddelik talep listesinde yer alan şu maddeler aktarıldı:

* “6284 sayılı yasanın aile bütünlüğünü bozucu hükümlerinin ayıklanması” (md. 15),

* “toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin düzenlemelerden vazgeçilmesi (md. 17),

* “süresiz nafaka konusundaki mağduriyetler giderilmesi” (md. 25),

* zinanın suç sayılması (md. 27) gibi 5 ayrı madde.

‘HÜDA-PAR’ın TBMM’ye girmesi hala gündemde’

Bütün bu taleplerin AKP'nin ittifak yapmaya niyetlendiği HÜDA-PAR’ın da talepleri olduğuna işaret edilen açıklamada, Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’na katılmayacağını açıkladığı ancak aralarında Müslüman feminist Konca Kuriş’in de olduğu onlarca kişinin işkenceyle katletmesinden sorumlu Hizbullah’ın uzantısı olarak anılan HÜDA-PAR’ın TBMM’ye girmesinin hala gündemde olduğuna dikkat çekildi.

‘Adalet Bakanı’nın kadınlara vaadi nafakanın kesilmesi!’

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın kadınların yoksulluk nafakasının sınırlandırılması ve erkeklerin boşanmasının kolaylaştırılması ile ilgili yasanın seçimlerden sonraya bırakıldığını açıklamasını da unutmayacaklarının belirtildiği açıklamada, “Milyonlarca kadına verilen seçim vaadi, nafakasının kesilmesi, adeta boş ol sistemindeki gibi hızlı bir biçimde boşanıp aile konutundan da atılması…” denildi.

‘Yorulmayacağız, vazgeçmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz’

Şiddet yasası, medeni yasa gibi kadınları psikolojik, fiziksel, cinsel ve ekonomik şiddete karşı koruyan yasaların sadece tartışmaya açılmasının bile kadınlara karşı şiddeti körükleyen bir etki yaptığına vurgu yapılan açıklamada, şöyle denildi:

“6284'e ve medeni haklarımıza göz dikenlere, anayasal eşitlik ve laiklik ilkesini yok sayanlara, kadınların ve çocukların nafakasına el uzatanlara, ayrımcılık yapanlara, istismarı affedenlere, kadın cinayetlerini görmezden gelenlere, İstanbul Sözleşmesi'ne karşı olanlara verilecek tek bir cevabımız var. Kadınların hakları ve hayatları üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçin; çünkü biz eşitlikten, özgürlükten, yaşam tarzımızdan ve haklarımızı garanti altına alan yasalardan vazgeçmemeye kararlıyız. Biz hiç yorulmadık, vazgeçmedik, boyun eğmedik. Yorulmayacağız, vazgeçmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden de, 6284 sayılı yasadan da vazgeçmeyeceğiz.”