Direnişin Adı 8 Mart: Dünya kadınları eşit yaşam mücadelesinden vazgeçmiyor-DOSYA 1

Kadınlar, erkek egemenliğine karşı 21’inci yüzyılda da eşit bir yaşamın inşasından vazgeçmeyerek, mücadelesini sürdürüyor. 114 ülkenin hiçbirinde cinsiyet eşitliğine ulaşılamasa da kadınların eşit hakları için var olma direnişi sürüyor.

DELAL SARI

Haber Merkezi- Milyonlarca kız çocuğu ve kadın eşit haklara, fırsatlara ve temsiliyete sahip olmadığı bir dünyada yaşıyor. Cinsiyet eşitsizliği nedeniyle hayatın birçok alanında yok sayılmaya devam edilen kadın ve kız çocuklarının eşit haklara erişmesine yönelik atılan adımlar ise yetersiz.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında NUJİNHA ekibi olarak dünya, Ortadoğu ve Kürt kadınlarının verdiği mücadelelere dikkat çekmek adına 3 bölümden oluşan ‘Direnişin Adı 8 Mart’ dosyamızı siz okurlarımıza sunuyoruz. Dosyamızın birinci bölümünde dünya kadınlarının geçtiğimiz 8 Mart’tan bu yana verdikleri mücadele ve kadınlara dönük baskıları ele alacağız.

Kadın ve kız çocukları aşırı yoksullukla yüz yüze

“Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında (SKA) İlerleme: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2023 Durum Raporu”nda mevcut hızla 2030 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun yüzde 8’ini oluşturan 340 milyondan fazla kadın ve kız çocuğunun aşırı yoksulluk içinde yaşayacağı öngörülüyor. Rapora göre; parlamentolarda hala yüzde 26,7, yerel yönetimlerde yüzde 35,5, iş dünyasında üst düzey pozisyonlarda yüzde 28,2 oranında kadın bulunuyor. İklim krizinin de 158 milyon kadın ve kız çocuğunu yoksulluğa itebileceği öngörülüyor. Yaşlı kadınlar yaşlı erkeklere göre daha yüksek oranda yoksulluk ve şiddete maruz bırakılıyor. Dünyadaki hiçbir ülkede, yakın partner şiddeti tamamen ortadan kaldırılmadı. Toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadınların güçlenmesini sağlamak için kapsamlı sistemlere sahip olan ve bu alanlarda bütçe ayırabilen ülke sayısı ise sadece 27.

Gelir uçurumu hala yüksek seviyede

Raporda yer alan diğer bazı tespitler ise şöyle; Mevcut hızla gidildiği takdirde, 2030 yılında tahmini 110 milyon kız çocuğu ve genç kadın eğitimden mahrum bırakılabilir. Kadınlar ve erkekler arasındaki iş gücü ve gelir uçurumu hala yüksek seviyede. Dünya genelinde erkeklerin kazandığı her 1 dolara karşılık olarak kadınlar 51 sent kazanıyor. İş yaşamının en verimli dönemindeki erkeklerin yüzde 90’u iş gücüne katılırken, bu oran kadınlarda 61,4’tür. Mevcut ilerleme hızında, bir sonraki neslin kadınları ortalama olarak erkeklere göre günde 2,3 saat daha fazla ücretsiz bakım ve ev işi yapacak.

114 ülkenin hiçbirinde cinsiyet eşitliğine ulaşılamadı

UN Women ve UNDP’nin geçen yıl Women Deliver Konferansı’nda ortaklaşa yayımladıkları küresel rapora göre ise; dünyada kadınlar ve kız çocuklarının yüzde 1’inden azı, kadınların güçlü olmasına izin verildiği ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı ülkelerde yaşıyor. Rapor için 114 ülkede cinsiyet ayrımcılığıyla ilgili yapılan kapsamlı araştırma ve anketlerde, 114 ülkenin hiçbirinin tam olarak cinsiyet eşitliğine ulaşamadığı tespit edildi. Dünyadaki 3 milyar 100 bin kadının cinsiyet ayrımını derinden hissettiği, kadınların yüzde 90’ının cinsiyet eşitliğinin az ve yetersiz olduğu ülkelerde yaşamak zorunda olduğu tespiti yer aldı.

Sadece 14 ülkede kadınlara tam yasal koruma sağlanıyor

Yine “Business and the Law 2023” raporuna göre; dünyada yalnızca 14 ülkede kadınlara tam anlamıyla yasal koruma sağlanıyor. Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, Yunanistan, İzlanda, İrlanda, Letonya, Lüksemburg, Portekiz, İspanya, İsveç, Almanya ve Hollanda’da yasal olarak kadın ve erkeklere tam olarak eşit haklar sunuluyor. 190 ülkenin, kadın ve erkek vatandaşlarına hukuki açıdan eşit haklar sunmaları bakımından 0-100 arasında puanlandırılan bir ölçekle değerlendirildiği raporda, 190 ülkeden yalnızca 99’unun puanı 80 veya üzerindeyken, en alt sıradaki bazı ülkelerin puanları 30’un altında kaldı. Almanya ve Hollanda, eşitlik puanı 100 olan ülkeler arasına 2023 yılında katıldı. Her iki ülkenin de ebeveyn izni haklarını cinsiyetler arasında eşitlemesi, puanlarını yükselten düzenlemeler oldu. Almanya’da eşit hakları içeren yasa değişiklikleri ile bir puan alarak ilk kez yüzde 100 eşitliğe ulaştı.

Eşit haklarda Batı Şeria, Gazze, Yemen, Sudan, Katar son sıralarda

Değerlendirilen 190 ülke ve bölgeden 99’u, 80 veya üzerinde puan alabildi. Yüzde 80 üzerinde eşitlik sağlayan ülke sayısı 2021’de 94 iken, 2022 yılında 98’e yükselmişti. 2019 gibi yakın bir tarihte sonuncu olan Suudi Arabistan, ülkede uygulanan yeni yasaların ardından puanını yükseltti ve şu anda yüzde 71,3 ile 136’ncı sırada yer alıyor. 2023 sıralamasında 26,3 puanla son sırada yer alan Batı Şeria ve Gazze’yi sondan geriye, 26,9 puanla Yemen, 29,4 puanla Sudan 29,4 puanla Katar takip etti. Türkiye’nin “Women, Business and the Law” puanı, 2022 yılında 82,5 puan ile 80’in üzerindeki ülkeler sıralamasındaydı. 2023 yılında yasal olarak herhangi bir iyileştirme yapılmadığı için kadın-erkek eşitliği puanı yine 82,5’ta kaldı.

Modern kölelik koşullarında yaşayanların yüzde 54’ü kadın ve kız çocuğu

Dünya genelinde yasaklanmış olsa da kölelik, zorla çalıştırılma, zorla evlendirilme, ticari cinsel sömürü, insan kaçakçılığı gibi her türlü sömürüyü içeren, kişinin özgürlüğünü ortadan kaldırmaya işaret eden “modern kölelik” şekliyle devam ediyor. Avustralya menşeli Walk Free Vakfı tarafından ILO tahminlerinin kaynak gösterildiği 2021 yılı verilerini içeren ve 2023’te yayımlanan rapora göre; modern kölelik koşullarında yaşayan insan sayısı son 5 yılda yüzde 25 artışla 49,6 milyon olarak tahmin ediliyor. Bu rakam 2016 verisine kıyasla 10 milyon kişilik bir artışı gösteriyor.

Modern kölelik en çok kalabalık ülkelerde görülüyor

Modern kölelik koşullarında yaşayanların 4’te 1’i çocuk, yüzde 54’ü kadın ve kız çocuğu oluşturuyor.  27,6 milyon kişi zorla çalıştırılıyor, 22 milyon kişi zorla evlendiriliyor. 160 ülkenin dahil olduğu listede ilk dört sırada Kuzey Kore, Eritre, Moritanya ve Suudi Arabistan var. Türkiye ise ilk 5’e yükseldi. 1 milyon 320 bine tekabül eden modern köle sayısıyla Türkiye, Avrupa ve Orta Asya bölgelerinde birinci.

Dünya genelindeki modern kölelerin yaklaşık 25 milyon ile yüzde 62'si Asya Pasifik'te yaşıyor. Bu bölgedeki kölelerin yüzde 66'sı zorla çalıştırılıyor, yüzde 34'ünün ise zorla evlendirildiği biliniyor. Bölgede modern kölelik en çok Kuzey Kore, Afganistan ve Pakistan'da görülürken modern köle sayısı en çok Hindistan, Çin ve Pakistan gibi kalabalık ülkelerde.

Afrika'da 9 milyon 240 bin modern köle bulunduğu tahmin ediliyor. Bu rakam dünya genelinde toplam modern köle sayısının yüzde 23'üne tekabül ediyor. Burada modern kölelerin yüzde 37'si zorla çalıştırılıyor, yüzde 67'si ise zorla evlendiriliyor. Kıtada 400 bin kişi ise cinsel sömürü mağduru. Afrika'da modern kölelik en yaygın Eritre, Burundi ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nde varlık gösteriyor.

Kuzey ve Güney Amerika'da ise yaklaşık 2 milyon modern köle bulunduğu tahmin ediliyor. Bu da dünya genelindeki köleliğin yüzde 5'i demek. Amerika'daki modern kölelerin yüzde 66'sı zorla çalıştırılırken, yüzde 34'ü zorla evlendiriliyor. Modern zaman köleliği bu kıtada en fazla Venezuela, Haiti ve Dominik Cumhuriyeti'nde yaygınken modern köle sayısı en çok ABD, Brezilya ve Meksika gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bulunuyor.

Dünyanın en gelişmiş ülkelerine ev sahipliği yapan Avrupa'da ve Orta Asya'da modern köle sayısı 3,5 milyon civarında. Bu da dünya genelindeki modern kölelerin yüzde 9'unun bu bölgelerde yaşadığı anlamına geliyor. Bu bölgelerde zorla evlendirilme yüzde 9 gibi çok az bir oran iken modern kölelerin yüzde 91'i zorla ve kötü koşullarda çalıştırılıyor. Avrupa ve Orta Asya aynı zamanda dünya genelindeki cinsel sömürü vakalarının yüzde 14'üne sahip. Avrupa ve Orta Asya'da ise Belarus, Türkmenistan ve Makedonya modern köleliğin yüksek oranda görüldüğü yerler olarak öne çıkıyor.

Dünyadaki modern kölelerin 529 bin ile yüzde 1'i Arap Yarımadası'nda bulunuyor. Umman'dan Suriye'ye, Ürdün'den Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) toplam 11 Arap ülkesinin bulunduğu Arap Yarımadası'nda bu kölelerin yüzde 67'si zorla çalıştırılıyorken yüzde 33'ü istemedikleri evlilikleri yapmak zorunda kalıyor. Küresel nüfusun yalnızca yüzde 2'sini oluşturan Arap toplumlarında veri yetersizliği nedeniyle bu oranların gerçekliği ise net değil. Öte yandan bu bölgede en çok çatışma bölgelerinin yoğun olduğu Suriye, Irak ve Yemen'de modern köle bulunuyor. Bu köleler tüm Arap Yarımadası'ndaki kölelerin yüzde 76'sını oluşturuyor.

Savaş ve çatışmalar kadın haklarını geriye götürüyor

2022 yılı verilerine göre; dünya genelinde 40’tan fazla bölgede savaş ve çatışmalar devam ediyor. Savaş ve çatışmalar nedeniyle BM’nin 2021 verilerine göre dünya çapında 89,3 milyon ile rekor sayıda insan savaş, şiddet, zulüm ve insan hakları ihlalleri nedeniyle yerlerinden edildi. Uzun yıllardır, Suriye, Somali, Yemen, Afganistan, Keşmiş, Myanmar, İsrail-Filistin, Kuzey-Güney Kore, Rusya-Ukrayna, Kolombiya, Endonezya, Batı Sahra, Kongo, Filipinler, Türkiye, Etiyopya, Mozambik ülkelerinde devam eden çatışma ve savaşlar kadın haklarını da geriye doğru götüren en önemli sorunlar arasında yer aldı.

Savaş ve çatışmalar özellikle kadın ve çocukları, salgın hastalıklar, şiddet, insan ticareti, emek sömürüsü, çocuk yaşta evlilikler, anne-bebek ölümleri ile sağlık, eğitim, cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine erişememe gibi sorunlarla karşı karşıya bırakıyor. İngiltere merkezli Çocukları Kurtarın Vakfının (Save the Children) 2019 yılında yayımladığı "Çocuklar Üzerindeki Savaşı Durdur" raporunda, dünyada 420 milyon çocuğun çatışma bölgesinde yaşadığı tespit edildi. Güncel verilerle bu sayının daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. "UNICEF: Dünya 2018’de çatışmadaki çocukları koruyamadı" raporuna göre ise dünyadaki çatışmalardaki çocuk haklarına yönelik “ağır ihlaller” 2010'dan bu yana neredeyse 3 kat arttı.

Her 3 kadından biri en az bir kez şiddet görüyor

Cinsiyet eşitsizliği kadına yönelik şiddeti de dünya genelinde artırıyor. UN WOMEN 2023 verilerine göre, küresel olarak tahminen neredeyse her üç kadından biri hayatları boyunca en az bir kez fiziksel ve/veya cinsel yakın partner şiddetine, ya da partneri olmayan kişiler tarafından cinsel şiddete veya her ikisine birden maruz bırakıldı. Her 3 kadından 1’i yaşamları boyunca yakın ilişkide olduğu partneri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz bırakılıyor. 2021 yılında 45 bin kadın yakın partneri ya da kendi ailelerinden biri tarafından katledildi. Yani her saat 5’ten fazla kadın veya kız çocuğu katledildi.

Her kıtada hemen hemen her ülkede, cinsiyet ayrımcılığı, cinsel taciz, tecavüz, şiddet, katledilmeler, ev içi emek sömürüsü, kürtaj yasağı, savaş, çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler, işsizlik, yoksulluk, eğitime erişememe, düşük ücret, güvencesiz çalıştırılma gibi sorunlar kadınların en önemli sorunları arasında yer alıyor.

Kadınlar yeni yaşamın inşasından vazgeçmiyor

Dünyadaki bu olumsuz tablo, kadınları 21’inci yüzyılda da yaşadıkları ülkelerde patriyarkaya karşı eşit yeni bir yaşamın inşasındaki kararlılığından vazgeçirmedi.  Kadınlar, dünyanın en zengin, gelişmiş, refah düzeyi yüksek olan ülkelerde dahi eşitlik mücadelesine devam ediyor. Örneğin İzlanda'daki kadın hareket büyük adımlar atmış olmasına rağmen, hala iyileştirilebilecek alanlar için mücadele etmeye devam ediyor. Cinsiyet eşitliği sıralamalarında on yıldan fazla bir süredir dünyada başı çeken İzlanda’da, parlamentoda yüzde 47,6 kadın temsili ile Avrupa'daki kadın oranı en yüksek olan parlamentolardan birine sahip. Ayrıca, kadın istihdam oranı kıtaya göre çok daha yüksek. 2021'de istihdam oranı yüzde 77,5 olarak gerçekleşti. Euro bölgesinde bu oran yüzde 67.5. Ancak bazı işlerde kadınların erkeklere kıyasla yüzde 21 daha az ücret alıyor. Ayrıca kadınların yüzde 40'tan fazlasının hayatlarında cinsel şiddetin bazı biçimlerini deneyimlediği belirtiliyor.

İstanbul Sözleşmesi AB üyesi ülkelerde yürürlüğe girdi

Kadınların mücadeleleriyle bir ülkede elde ettiği kazanımları ise diğer ülkelerdeki kadınları da etkiliyor. Örneğin, Latin Amerika'da kürtaj hakkını savunan "yeşil dalga" adlı hareket, son yıllarda birçok ülkede kürtajın suç kapsamından çıkarılmasını sağladı. Yine Türkiye kadın hareketinin emeğiyle Türkiye İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan ilk devlet olurken, Sözleşme şu an 27 AB ülkesinde yürürlüğe girdi. Avrupa’da sivil toplum örgütleri ve kadın aktivistlerin yıllardır sürdürdüğü müzakere ve savunuculuk çalışmalarının ardından Avrupa Birliği (AB)  Konseyi, AB’nin İstanbul Sözleşmesi’ne katılmasını onaylayarak tarihi bir adım atmış oldu. AB’nin 27 üye ülkesi İstanbul Sözleşmesi’ni resmen yürürlüğe soktu. Şiddetin tanımının yapıldığı, şiddeti önlemek için yasal ve politik önlemlerin alındığı ilk uluslararası belge olma özelliği taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nin resmi adı ise “Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”.

Sözleşme, daha önce Sözleşmeyi reddeden Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Letonya, Litvanya ve Slovakya gibi muhafazakâr AB ülkeleri için de geçerli olacak. Mayıs 2023 tarihinde alınan karar birlik genelinde uygulanacak. Sözleşmenin ilk imzacılarından olan Türkiye ise 20 Mart 2021 tarihinde Sözleşmeden çekilmişti!

Tecavüz suçunun ortak tanımı oluşturulamadı

Yine Avrupa Birliği'nin (AB) kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla üye devletler ile kanun yapıcılar arasında ilk yasayı kabul etti. Ancak yasada tecavüz suçunun ortak bir tanımı oluşturulamadı. Aylar süren müzakerelerin ardından 11 ülkenin sıcak baktığı rızaya dayalı tanımı 14 üye ülke engelledi. Tanımı engelleyen bu ülkeler arasında Bulgaristan, Macaristan, Çek Cumhuriyeti gibi Doğu Avrupa ülkelerinin yanı sıra Fransa, Almanya ve Hollanda da yer aldı. Yasa tasarısının yürürlüğe girebilmesi için Avrupa Parlamentosu ve Konsey tarafından resmen kabul edilmesi gerekiyor. Öte yandan tasarı, zorla evlendirme ve kadın sünneti (genital sakatlama) dahil olmak üzere kadınlara yönelik diğer şiddet türlerini suç haline getiriyor.

Barış çağrıları sürüyor

Yüz binlerce kadın, birçok ülkede devam eden savaşlara karşı protesto gösterilerinde de en önlerde yer almaya devam ediyor. İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik düzenlediği saldırılara karşı yasaklara rağmen kadınlar başta Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa olmak üzere Avrupa’nın birçok kentinde barış çağrısı yaptı. Protesto gösterilerinde “Özgür Filistin” sloganları atan kadınlar,  “Netanyahu bir savaş suçlusu” yazılı pankart açtı. Polislerin saldırdığı protestolarda çok sayıda kadın aktivist gözaltına alındı. Kadınlar, Filistinli kadınlarla dayanışması amacıyla çeşitli eylem ve etkinlikler yapmaya devam ediyor.

Asya, Avrupa, Amerika kıtalarında yer alan bazı ülkelerde kadınların mücadeleleriyle 2023 yılı içerisinde yaşanan olumlu ve olumsuz bazı gelişmeler şöyle;

Güney Kore

    
   
        

Büyük çoğunluğu Kore, Filipinler, Tayvan ve diğer Asya ülkelerinden yaklaşık 200 bin kadın, 1910-1945 yıllarında Kore Yarımadası'nı işgal eden Japon askerlerince tecavüz ve cinsel istismara uğramıştı. Güney Kore Temyiz Mahkemesi, Japonya'nın savaş zamanında genelevlerde çalışmaya zorlanan 16 kadına tazminat ödemesine hükmetti. Her biri 200 milyon won (155 bin dolar) tazminat talebiyle 16 mağdur kadın, 2016'da dava açmıştı.  (Kasım,2023)

Fransa

    
        

*Fransa Ekolojik Geçiş Bakanlığı'nın rakamlarına göre, her 10 kadından neredeyse 9’u ulaşım araçlarında "cinsiyetçi ya da cinsel taciz" mağduru olduğunu söylüyor. Fransa'nın başkenti Paris'te ulaşım hizmeti veren RATP (Paris Özerk Ulaştırma İdaresi) ve IDFM (Île-de-France Ulaştırma İdaresi), toplu taşımada cinsel şiddet mağduru ya da riski altındaki kadınlara yönelik güvenli bir alan oluşturdu.  Auber RER istasyonunun içinde yer alan mekan, çalışanları kamusal alanlarda seyahati daha güvenli hale getirmeyi vaat eden start-up Umay tarafından eğitilen bir Relay mağazası oldu. Kendisini güvende hissetmeyenler “güvenli alana” sığınabilecek. Paris ulaşım ağı genelinde başka noktalara da güvenli alanlar kurulacak.(Aralık, 2023)

*Fransa’da 5-26 Ekim 2022 tarihinde 15 yaş üstü 2 bin 500 kişiyle yapılan bir araştırma ülkede cinsiyet ayırımcılığın hala “alarm verici” seviyede olduğunu gösterdi. Viavoice Enstitüsü tarafından Fransa Kadın-Erkek Eşitliği Yüksek Konseyi (HCEFH) için yaptığı cinsiyetçilik vakalarını konu araştırmada, birçok genç erkeğin kadınlara yönelik ayrımcı veya şiddet içeren davranışları kabul edilebilir bulduğunu ortaya koydu. Rapor, ankete katılanların çoğunun prensipte cinsiyetçilikten şikayet etmesine rağmen, "pratikte bunu reddetmediklerini" gösterdi. Kadınların yüzde 80'i erkeklere göre daha kötü muamele gördüğünü belirtirken neredeyse üçte biri tecavüze uğradığını ifade etti. Cinsiyetçilik ve tecavüz vakaları gençler arasında yaygınlaşırken erkeklerin yüzde 26'sı cinsel şiddete yönelik tepki ve önlemleri abartılı buluyor. 25-34 yaş arası erkeklerin dörtte biri saygı görmek için şiddetin gerekli olduğunu düşünürken, yaş farklı olmaksızın erkeklerin yüzde 40’ının da kadınların çocuklarıyla ilgilenmesi gerektiğini düşünüyor. Erkeklerin sadece yüzde 9’u erkeklerin ev işi yapmasını normal karşılıyor. Ülke nüfusunun yüzde 82’si, cinsiyet meselesinin hükümetin öncelikli gündem maddeleri arasında yer almasını istiyor.(Ocak, 2023)

*Fransız aktrisler çocukluk dönemlerinde kendilerine cinsel taciz ve tecavüzde bulunan kendilerinden onlarca yaş büyük yönetmenleri ifşa etti. Ünlü oyunculardan Judith Godreche de #MeToo eylemine katıldı. Judith Godreche, 2017'da #MeToo hareketi çerçevesinde ABD'li film yapımcısı Harvey Weinstein'a karşı konuşan oyuncular arasında yer almış ve Weinstein'ı 24 yaşındayken cinsel saldırıda bulunmakla suçlamıştı. Judith Godreche'in ardından diğer kadın aktrislerden de cinsel taciz ve istismar suçlamaları gelmeye başladı.  (Şubat,2024)

İspanya

    
        

*2023 Kadınlar Dünya Kupası Finali sonrasında madalya takma töreni sırasında İspanyol kadın futbolcu Jenni Hermoso cinsel tacizde bulunduğu için İspanya Futbol Federasyonu Başkanlığı görevinden 3 yıllığına uzaklaştırılan Luis Rubiales, kadın futbolcuların grev ve gelen tepkiler ardından istifa etti. (Ocak,2023)

* İspanya’da kamuoyunda "evet evettir" olarak bilinen yeni tecavüz yasası yürürlüğe girdikten sonra 943 suçlunun cezasında indirime gidildi. Söz konusu yasa cinsel istismar ile cinsel saldırganlık arasındaki farkı ortadan kaldırıyor. (Haziran, 2023)

*İspanya’da hükümet, kadınların siyaset, iş dünyası ve kamusal hayatın diğer alanlarında daha eşit bir şekilde temsil edilmesini öngören yeni bir toplumsal cinsiyet eşitliği yasasının duyurusunu yaptı. Eşit Temsil Yasası olarak adlandırılan tasarının, seçmen listelerinde, büyük şirketlerin ve meslek birliklerinin yönetim kurullarında cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik maddeler içerdi. (Mart, 2023)

*İspanyol milletvekilleri, tarihi bir adım atarak, şiddetli regl ağrısı çeken kadınlara ücretli tıbbi izin verilmesini öngören yasal düzenlemeyi onayladı. İspanya bu tür bir yasayı onaylayan ilk Avrupa ülkesi oldu. Regl iznine ilişkin düzenleme sayesinde adet sancısı çeken çalışanların 3 güne kadar ücretli izin almalarına olanak tanınıyor. Yasal düzenleme ile ayrıca regl ürünleri okullarda ve hapishanelerde, hormonal doğum kontrol hapları ve ertesi gün hapları ise devlete ait sağlık merkezlerinde ücretsiz olarak sunulacak. (Şubat,2023)

Macaristan

* Macaristan’da çocuk istismarı nedeniyle hüküm giymiş bir kişiyi affetmesi nedeniyle tepki gösterilen Cumhurbaşkanı Katalin Novak, "hata yaptığını" belirterek görevinden istifa etti. Eski Adalet Bakanı, parlamenter ve hukukçu Judit Varga da milletvekilliğinden istifa ettiğini ve siyaseti de bıraktığını açıkladı. (Şubat,2024)

Rusya

*Rusya'da yönetim kürtajı yasaklamaya yönelik adımlar atmaya başladı. Rusya'da kadınlar kürtaj haklarında giderek artan kısıtlamalarla karşı karşıya kalıyor. Her ne kadar bu yöntem hala yasal ve yaygın olarak yapılabiliyor olsa da, son zamanlarda kürtajı kısıtlamaya yönelik girişimler arttı. Vladimir Putin, 1990'ların sonunda iktidara gelene kadar, yasalar, kadınların herhangi bir koşul olmaksızın 12 haftaya kadar hamileliklerini sonlandırmalarına izin veriyordu. Ayrıca boşanma, işsizlik veya gelir değişiklikleri gibi 'sosyal nedenler' olarak adlandırılan nedenlerle 22 haftaya kadar kürtaj yapmalarına olanak sağlanıyordu. (Ekim,2023)

Meksika

    
       
        

*Meksika'da yüksek mahkeme, kürtajı suç sayan yasanın anayasaya aykırı olduğunu kadınların ve gebelik yeteneği olan kişilerin insan haklarını ihlal ettiğini belirterek, kürtaj yasağını Ceza Kanunu'ndan çıkardı. Federal sağlık kurumlarının talep eden herkese kürtaj hizmeti sunması zorunlu hale geldi. Kararı memnuniyetle karşılayan hükümete bağlı Meksika Ulusal Kadın Enstitüsü, "Bugün Meksikalı kadınlar için zafer ve adalet günü!" diye yazdı ve kararı cinsiyet eşitliğine doğru atılmış "büyük bir adım" olarak nitelendirdi.

Ülkede kürtaj hakkı için mücadele veren Seçimli Üreme için Bilgi Grubu adlı sivil toplum kuruluşu da karar üzerine yaptığı açıklamada "Hiçbir kadın ya da hamile kişi veya sağlık çalışanı kürtaj nedeniyle cezalandırılamayacak” dedi. Ancak ülkede hala 20 eyalette kürtaj yasak. Federal yargının kararı doğrudan eyalet yasalarını etkilemiyor. Kürtaj hakkını savunanlar ise eyaletlerin federal mahkeme kararının mantığını izlemelerini talep ediyor. Ülkenin merkezindeki Aguascalientes eyaleti kürtajı suç olmaktan çıkaran 12'inci eyalet oldu. Başkent Mexico City 16 yıl önce kürtajı suç olmaktan çıkaran ilk Meksika kenti olmuştu. (Ekim,2023)

ABD

* ABD'nin Güney Carolina Eyalet Meclisi’nde görüşülen ve Güney Carolina Doğum Öncesi Eşit Koruma Yasası olarak adlandırılan yasa teklifinde, kürtajın 'cinayet' olarak cezalandırılması istendi. Teklifin yasalaşması halinde kürtaj yaptıran kadınlar "kasten cinayetle" suçlanabilir. Hamileliği sona erdiren her türlü eylemi "kasten doğum öncesi cinayet" olarak yeniden sınıflandıran tasarıya göre kürtaj herhangi bir cinayet gibi cezalandırılabilecek ve 30 yıl hapisten idama kadar varan cezalar verilebilecek. Tasarıda, kürtaj yaptıran bir kadının "yakın bir ölüm veya büyük bir bedensel yaralanma tehdidi ile buna mecbur bırakılması" halinde kovuşturmadan açıkça muaf tutulması öngörülüyor.

Kadın Haklarını Güçlendirme Ağı'nın Başkanı Ann Warner, tasarının yasalaşması halinde kürtaj yaptıran kadının ya da işlemi gerçekleştiren doktorun suçlanabileceğine dikkat çekti. Ann Warner, tasarı için "Bu, devleti... insanların vermek zorunda oldukları en kişisel özel kararlara müdahale etmeye zorlayacak ve kadınların hapse gönderilmesiyle sonuçlanacaktır” dedi.  Güney Carolina eyaletinde halen hamileliğin yaklaşık 20. haftasına kadar yasal olarak kürtaja izin veriliyor.(Mart,2023)

Hindistan

* Hindistan'ın yüzde 34 ile en yoğun Müslüman nüfusuna sahip olan Assam eyaleti, evlilik ve boşanmalarını düzenleyen 1935 tarihli Müslüman Evlilik ve Boşanma Yasası'nı yürürlükten kaldırdı. Gelişme Müslümanlar tarafından eleştirilirken eyalet yetkilileri, bu adımın çocuk evliliklerini engellemek için atıldığını öne sürdü. Bu kapsamda Uttarakhand eyaleti de bu ay başında evlilik, boşanma, evlat edinme ve miras konularında tek tip medeni kanunlar uygulamaya başladı. (Şubat,2024)

Kanada

*Kanada hükümeti, kadınları ve LGBTİ+ topluluğunu hedef alan ‘ahlaksızlık yasası’ ve kürtaj karşıtı yasaları yürürlükten kaldırdı. Şubat, 2023)

*Kanada'da parlamentonun alt meclisi olan Avam Kamarası'nda federal hükümetin yerli kadınlar ve kız çocuklarına yönelik şiddete karşı "acil durum" ilan etmesine yönelik önerge kabul edildi. Önergede, federal hükümetten, yerli kadınlar, kız çocukların kaybolduğu durumlarda halkı bilgilendiren bir uyarı sistemini kurmak için acil yatırım yapması talep edildi.

Kanada Yerlilerle İlişkiler Bakanlığı yaptığı açıklamada, "Daha fazlasını yapmamız gerektiği açıktır” diyerek, konuya dair "ulus eylem planı" üzerinde çalışıldığını belirtti. Kanada'da her yıl 5 Mayıs'ta Kırmızı Elbise Günü olarak da bilinen Kayıp ve Öldürülmüş Yerli Kadın ve Kızlar için Ulusal Farkındalık Günü etkinliği düzenleniyor. Kırmızı Elbise Günü’nün 1980'den bu yana kaybolan ya da öldürülen 4 bin yerli kadını simgeliyor. (Mayıs, 2023)

İsviçre

* İsviçre Ulusal Konseyi, “bir başka kişinin iradesine aykırı olarak gerçekleşen cinsel ilişkiyi” tecavüz kabul eden mevzuatta bir değişiklik yaptı. Yasaya göre artık onay olmadan gerçekleşen tüm cinsel ilişki türleri tecavüz sayılacak. (Temmuz,2023)

Danimarka

*Danimarka’nın resmi dili Dancada kullanılan cinsiyetçi ifadeler gözden geçirilerek, dilde cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına bir dizi düzenlemeye gidildi. Dansk Sprognævn (Danimarka Dil Konseyi), 12 yıl sonra yaptığı ilk gözden geçirme çalışmasında, cinsiyet eşitliğini gözeten yeni bir baskı hazırlamaya başladı. (Ocak,2023)

*Danimarka bağlı özerk bölge Grönland'da yaşayan bir grup kadın, 1960'lı yıllarda rızaları dışında doğum kontrolü uygulandığı gerekçesiyle tazminat talebinde bulundu. (Ekim,2023)

İzlanda

    
       
        

* İzlanda'da on binlerce kadın ülkenin devam eden cinsiyet dayalı ücret farkı ve yaygın cinsiyete dayalı şiddeti protesto etmek amacıyla greve gitti. Bu eylem, İzlanda kadınlarının topluma değerlerini kanıtlamak için hem evde hem de iş yerinde çalışmayı reddettiği ilk grevden 48 yıl sonra geldi. Ülkenin tüm sektörlerindeki kadın işçiler, bir 'kvennafri' yani 'kadınlar için bir gün tatil' diyerek işlerini bıraktı. Eyleme kadın başbakan Katrin Jakobsdottir de katıldı. Jakobsdottir yaptığı açıklamada "İzlandalı kadınlarla dayanışma gösteriyorum" dedi. (Ekim,2023)

Yarın: Ortadoğu ülkelerinde kadın mücadelesi