Dêrsim Tertelesi için yüzleşme çağrısı
Dêrsim Tertelesi’nde yaşamını yitirenler için yürüyüş düzenlendi. Basın açıklamasında yapılan konuşmalarda yüzleşme olmadan Türkiye’de bir demokrasiden söz edilemeyeceğine dikkat çekildi.

Haber Merkezi- Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu, Dêrsim Terletesi'nin 88'inci yıl dönümü dolayısıyla Sanat Sokağı'nda başlayan bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Halkaların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dersîm İl Örgütü, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), çok sayıda kurum ve kuruluş ile yurttaşın katıldığı yürüyüşte katledilenler anıldı. Yürüyüş boyunca yurttaşlar ellerinde Seyit Rıza'nın fotoğrafları ve karanfiller taşırken kadınlar siyah bir çarşaf açtı. Sessiz yapılan yürüyüş Seyit Rıza Meydanı'nda sonlandırıldı.
Alevi halkına çağrı
Burada yapılan basın açıklamasında önce katledilenler için saygı duruşu gerçekleştirildi. İlk olarak söz alan Dêrsim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Başkanı Ali Rıza Bilir, "Dêrsim raporlarını ön görüldüğü üzere fiziki kıyımın ardından, kültürel asimilasyon süreci etkili biçimde devreye konulmuştur. Dêrsim’in birçok yerinde yolumuzun rehberliğini yürütmekte olan ocak evlatları katledilerek ve ocaklar sistemi vurularak halkımız hem toplumsal çözülürse hem de inançsal kimliğinden koparılma sürecine konulmuştur. Yasaklar ve asimilasyonu esas alan politik ve eğitim müfredatıyla halkımızın tüm birikimlerinin iradesi anlamına gelen dilimizle yok oluş sürecine sokulmuştur. 4 Mayıs Bakanlar Kurulu kararının 88’inci yıl dönümünde halkımıza çağrıda bulunuyoruz; biz insan bizi insan kılan insanlık Alevi içindeki yerimiz ve halk kimliğimiz anlamına gelen soykırım sarmalından tüketilmek istenen Dêrsim gerçekliğinde ısrar etmeye, direnişi ve mücadeleyi işletmeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu.
'Tarihle yüzleşmek zorundayız'
Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe de bugün yaşanan sorunların temelinin katliamlarla yüzleşmemekten geldiğini belirterek “Sadece Cumhuriyet tarihi değil, onun öncesindeki bir bütün tarihiyle yüzleşmek durumundayız. Bu yüzleşmeyi gerçekleştiremezsek, bugün arzu ettiğimiz adalete demokrasiye ve barışa ulaşabilme şansımız yoktur” dedi.
Emek Partisi Dêrsim İl Başkanı Ergin Tekin ise 10 binlerce kişinin katledilmesinin yanı sıra asimile edilmek için başka şehirlere sürüldüğüne dikkat çekerek “Eğer bu acının biraz azalmasını sağlayacaksak, bunun en önemli yollarından biri bu katliamla yüzleşmekten geçer. Bu katliamla yüzleşmedikten sonra diğer yanıyla bunu bir siyasi malzeme yapan iktidarlarla karşı karşıya kalıyoruz” sözlerini kullandı.
‘Sorumlular hesap vermeli’
ESP adına söz alan Orhan Çelebi de yaşanan katliamların sorumluların hesap vermesi gerektiğini söyledi. Sivas Katliamı'nın faillerinin Cumhurbaşkanı tarafından affedildiğini hatırlatan Orhan Çelebi, Dêrsim katliamının üzerinden 88 yıl geçmiş olmasına rağmen acının ilk günkü gibi taze olduğunu ve faillere hesap sorulmadan üzerinin kapatılmasına izin vermeyeceklerini konuşmasında vurguladı.
Avrupa Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı Hüseyin Mat, sürece değinerek, barışın gelmesini en çok Alevilerin istediğini dile getirdi.
‘Yüzleşme olmazsa demokrasiden söz edemeyiz’
Kitleye seslenen DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonu Eşbaşkanı Yüksel Mutlu dün yaşamını yitiren İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder’in yakınlarına başsağlığı dileyerek konuşmasına başladı. Yüksel Mutlu, şunları söyledi:
“Bugün buraya bir araya gelmemizin sebebi 88 yıllık bir acı, vahşet, halkımızın, büyüklerimizin çığlıklarının yeri göğü delerek bugüne kadar mücadele ettiğimiz, mücadelesini sürdürdüğümüz bir Dêrsim Soykırımı. Soykırım olarak adlandırdığımız 88 yıllık dinmeyen bir acıdan söz ediyoruz. Seyit Rıza’nın tarihe geçen iki sözü var. Birisi, ‘Ayıptır, günahtır, zulümdür, evladı Kerbelayız' diğeri, ‘Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim bu bana dert oldu, ben de sizin önünüzde diz çökmedim bu da size dert olsun’ bu iki cümlede vahşetin anlamı var. Orada mücadele var, direniş var, soykırım var ve bu mücadeleyi sürdüren ardılları var. Eğer bir yüzleşme olmazsa Türkiye’de bir demokrasiden söz edemeyiz. Bugün Sırrı Süreyya Önder’in de öncülüğünü ettiği, İmralı heyeti içinde yer aldığı ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısının meali budur. Bizler bunun mücadelesini büyütmek zorundayız. Aksi halde sadece 15 Kasım’da ya da 4 Mayıs’ta buraya temsili olarak gelmek yetmiyor."
‘Eşit yurttaşlık oluncaya kadar mücadele edeceğiz’
Yüksel Mutlu konuşmasını şu sözlerle noktalı:
"4 Mayıs Bakanlar Kurulu kararı dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde savaşın sonunda kız çocuklarına ganimet olarak el konulmamıştır ama burada el konuldu. Biz bunların peşindeyiz, bunun mücadelesini yürüteceğiz. Eşit yurttaşlık olana, Kürtler ve Aleviler, Ermeniler, Süryaniler, Türkler, tüm halklar eşit ve özgür olana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Kürt sorunun çözümü budur.”
‘Tarihsiz ve dilsiz bırakıyorlar’
Son olarak konuşan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Zeynel Kete de haksızlığa karşı el ele verip bir araya gelenlerin bir topluluk oluşturduğunu bu topraklarda hak ile yaşadıklarını ancak egemenlerin yapmış oldukları düzenden memnun olmadıkları için onları katlettiğini vurguladı. Zeynel Kete, “Şehitlerimiz, pirlerimiz bu uğurda Hakk'a yürüyen canlarımızın mezarları verilmemiş yerleri gizli tutulmuştur. Çünkü bir mezara sahip olmak, bir değere, kutsal bir mekana, bir tarihe bir hafızaya sahip olmaktır. Eğer bir mezarınız varsa onun bir hikayesi de vardır. Alevi inancında mezar en kutsal yerdir, ziyaretinizdir. Mezarlar üzerinde sorunlarımızı çözeriz. Eğer bugün bizi mezarsız bırakıyorlarsa bizi kültürsüz, tarihsiz, dilsiz bırakıyorlar" dedi.