Depremin üzerinden 8 ay geçti: Konteynır yok, olanda kışa uygun değil

Semsûr’da depremin üzerinden geçen 8 aya rağmen hala konteynır verilmeyen aileler var. Konteynırlara yerleşen depremzedelerde, konteynırların ihtiyaçlarına yanıt olamadığını söyledi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Semsûr- Mereş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Semsûr’da aradan geçen zamana rağmen halkın yaraları sarılmış değil. Kentteki depremzedelerin bir kısmı şimdilerde AFAD tarafından kurulan, “Geçici barınma merkezleri” olarak adlandırılan konteynır kentlerde kalıyor. Şehrin yüzde 60’ı depremde ağır hasar alırken, evleri orta veya az hasar gören yurttaşlar ise evlerinde kalıyor. Kent merkezinde, ‘K1, K2, K3’ adıyla 20 ayrı noktada 13 bin 726 konteyner yer alıyor.

Konteynır kentlere gitmeyen bazı depremzedeler ise gönüllülerin kurduğu konteynırlarda ya da kendi imkanları ile yaptıkları kulübelerde yaşam mücadelesi veriyor. TOKİ tarafından inşası devam eden deprem konutları tamamlanmazken, depremzede yurttaşlar ise yaklaşan ikinci kışı düşünüyor. Konteynır kentlere yerleşen depremzedeler konteynırların küçüklüğü ve su geçirmesinden şikâyet ediyor. Konteynıra ulaşamayan yurttaşlar ise misafir olarak akrabalarının yanında kalmak zorunda. Kentte kadınlar yaşadıkları sıkıntıları ajansımıza anlattı.

‘7 kişi 21 metrekarelik evde kalıyoruz’

21 metrekarelik konteynırda 7 kişi kaldıklarını ve konteynıra sığmadıklarını söyleyen depremzede Nafiye Esen, “Burada perişan ve çaresiz haldeyiz. Tek bir konteynırda iki aile kalıyoruz. Burada konteynırlar birbirine çok yapışık. Kimsenin kendi alanı yok. Konteynır çok küçük ve kimse sığamıyor. Tuvaleti ve banyosunu kullanamıyoruz çünkü su akıtıyor. Geceleri herkes birlikte uyuyor. Bir küçük odayı mutfak ve çocukların odası yaptık. Çocuklar yemeklerin piştiği yerde yatıyor. Halılarımızın hepsi banyodan akan su nedeniyle ıslanıyor. Ne yapacağımızı hiç bilmiyoruz. Bu yaşamak değil. Adıyaman sahipsiz bırakıldı” sözlerini kullandı.

‘Tozdan dumandan hepimiz hastalandık’

Binaların yıkımı sırasında oluşan tozun konteynır kenti etkilediğine dikkat çeken Nafiye Esen, “Burada kalıyoruz ama konteynırdan dışarı dahi çıkamıyoruz. Çıktığımızda da direk toza maruz kalıyoruz. Yıkım olduğunda bize ‘çıkmayın’ diyorlar ama günlerce içeride ne yapacağız. Çocuklarımız bu tozdan dolayı hastalandı. Hepsi ya öksürüyor ya da astım oluyor. Bu halde diğerleri yaşayabiliyorlarsa yaşasınlar. Ama biz yaşayamıyoruz. Bizlere bir çare bulsunlar, yeter artık!” şeklinde konuştu.

‘8 aydır konteynır bekliyorum’

Depremzede Nurcan Şahin ise 8 aydır başvuru yapmasına rağmen kendisine konteynır verilmediğini bu nedenle annesinin yanında kalmak zorunda kaldığını söyledi. Aylarca çadırda kaldıktan sonra konteynıra geçtiğini ancak yaklaşan kış nedeniyle tedirgin olduklarını aktaran Nurcan Şahin, “Bugün buradayız ama yarın ne olacağını hiç bilmiyorum. 8 aydır sürekli başvuru yapmama rağmen bana konteynır verilmedi. Kiracıydım ve evden çıkarıldım. Bu süreçte gitmediğimiz kapı kalmadı. Benim sabit bir adresim olmadığı için oğlumu okula gönderemiyorum. Zaten konteynırda sağlam değil. Banyoyu dahi kullanamıyoruz. Çok zor durumdayız. Gidecek hiçbir yerimiz yok” açıklamasında bulundu.

‘Konteynırın her yerinden su sızıyor’

Konteynırın her tarafından su aktığını ve yağışların başlaması ile çok zor durumda kalacaklarını ifade eden Nurcan Şahin şunları söyledi: “Başımız koyacağımız tek yer bu konteynır o da sağlam değil. Sağlam olmadığı için de bir yağmur yağdığı gibi alan su altında kalacak. Banyo su sızdırdığı için burada duş alamıyoruz. Çocukları alıp başka yere gidiyoruz. Bu konteynırlarda kalan herkes hasta. Bu toz bu duman herkesi hasta etti. Bu yıkımlar bir an önce son bulsun bizlerde rahatlayalım. Ne soluduğumuz hava temiz ne konteynırlar sağlam ne de kalacak yerimiz yok. Kış gelse yan yana sarılıp öyle uyuyacağız. Bunun dışında yapacak hiçbir şeyimiz yok.”