Cumartesi Anneleri: Açıklamalarımız suç duyurusudur
Cumartesi Anneleri 32 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen ve özel harekatçı Ayhan Çarkın’ın itiraflarında da yer alan Hüsamettin Yaman ile Soner Gül’ün akıbetini sordu.
İstanbul- Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle eylemlerinin 997’nci haftasında bir kez daha Galatasaray Meydanı’nda buluştu.
Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eylemine, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve çok sayıda kişi katılırken 4 Mayıs 1992 tarihinde İstanbul’da gözaltına alınarak kaybedilen ve 32 yıldır akıbetleri hala bilinmeyen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetleri soruldu.
Ayhan Çarkın'ın itiraflarında yer aldı
Açıklama metnini okuyan Maside Ocak, “Hüsamettin Yaman 2 Mayıs 1992 Cumartesi günü evden çıktı. 4 Mayıs Pazartesi günü Ağabeyi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişi ‘Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade'de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun’ dedi. Yaman ve Gül Aileleri, önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ardından devletin ilgili tüm kurumlarına başvurdu. İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütü girişimlerde bulundu. Ancak Hüsamettin ve Soner’in gözaltına alındığı kabul edilmedi. Girişimlerini sürdüren Yaman Ailesi 2 yıl boyunca polis takibinde tutuldu. 19 Aralık 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın'ın infazlar ve kayıplarla ilgili itirafları yayınlandı. Çarkın, itiraflarında Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladı” şeklinde konuştu.
Dosyada ilerleme kaydedilmedi
Maside Ocak, Ayhan Çarkın’ın itirafında Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün son sözlerinin “insanlık onuru işkenceyi yenecek!” olduğu bilgisini de verdiğini ifade ederek, açıklamaya şu sözlerle devam etti:
“Bu beyanların ardından Yaman Ailesi yeniden suç duyurusunda bulunarak, dosyanın tekrar açılmasını istedi. Ayhan Çarkın'ın ifadelerine rağmen dosyada ilerleme kaydedilmedi. Bu durum, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını ve siyasi etkilere açık olduğunu göstermektedir. 997. haftamızda yargı makamlarına sesleniyoruz: Her hafta Galatasaray’da yaptığımız açıklamalar suç duyurusu niteliğindedir. Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili adil ve etkin bir soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Hüsamettin Yaman, Soner Gül ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Açıklama abluka altında tutulan Galatasaray Meydanı’na karanfillerin atılması ile son buldu.