Bombardıman ve engellemeye rağmen Özerk Yönetim yardımda kararlı

Özerk Yönetim Eşbaşkan yardımcısı Emine Ose, depremzedelere gönderdikleri yardımların Türk devleti ve Şam yönetimi tarafından sınır kapılarında engellenmesine karşı, depremzedelere yardım ulaştırmakta kararlı olduklarını ve görüşmelerin sürdüğünü belirtti

BÊRÎTAN SARYA

Haber Merkezi-Mereş’te 6 Şubat günü 7,7 ve 7,6 şiddetinde meydana gelen depremlerle birlikte Türkiye ve Bakurê Kurdistan ile Suriye’de insani felaket yaşandı. Türkiye iktidarı ve Şam yönetiminin deprem sonrası da yürüttüğü politikalar bu felaketi daha da ağırlaştırdı. Bugün itibariyle Bakurê Kurdistan ve Türkiye’de yaşamını yitirenlerin sayısı 20 bin 318’e ulaşırken halen enkaz altında binlerce insan var. Depremde Suriye’de özerk yönetim alanlarından 6 kişi yaşamını yitirirken 54 kişi yaralandı. Bu can kayıpları ve 25 yaralanma durumu Halep’in ağır savaşlar yaşamış ve Şam yönetimi kuşatmasındaki Şêx Maqsud mahallesinde yaşandı. Ayrıca Suriye’de Şam yönetimi kontrolündeki ve Türk devletinin işgali altındaki alanlarda deprem sonucu yaşanan can kaybı dün itibariyle 3 bin 383’e ulaştı ve henüz resmi açıklama yapılmamakla birlikte sayının 4 bini geçeceği tahmin ediliyor.

Depremle birlikte depremzedeleri kurtarmak ve yardım etmek için harekete geçen Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Suriye’nin diğer alanlarına yardımları engelleniyor. Türk devletinin depremin ilk gününden bu yana özerk yönetim alanlarına bombardımanları devam ediyor.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Eş Başkan Yardımcısı Emine Ose deprem sonrasında yaşananları ve yardımların engellenmesini ajansımıza değerlendirdi. Emine Osê, Erdoğan’ın yaşanan insani felaketi suistimal ederek, hem özerk yönetim alanlarına saldırdığına hem de diplomasi de kullandığına dikkat çekti.

‘İnsan yaşamı her türlü siyasi çelişkinin üstündedir’

Emine Ose ilk olarak Rojava ve Bakurê Kurdistan, Türkiye ve Suriye’de depremle birlikte yaşanan felakette yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar dilediğini söyledi. Emine Ose Türkiye ve Şam yönetiminin depremle birlikte yaşanan insani felaket sürecinde de siyasi çıkarlarına göre hareket ettiğini dile getirdi.

Özerk yönetim olarak depremin ilk gününden itibaren Suriye ya da Türkiye’deki depremzedeler için yardıma hazır olduklarını belirttiklerini ifade eden Emine Osê devamla şöyle konuştu: “Bunun üzerinden pratik olarak bazı girişimlerde bulunduk.  Bazı bölgelerimiz Türkiye tarafından işgal edilmiş durumda ve buralarda ağırlıklı olarak çeteler yaşıyor. Yine rejimin kontrolündeki bölgeler içinde girişimde bulunduk. Suriye’de depremden etkilenen bölgelere yardım noktasında hiçbir ayrım koymadık. Çünkü yaşanan insani bir felakettir ve insanların yaşamı her türlü siyasi çelişkinin üstündedir.  Bu felakette Şex Maqsut ve Eşrefiye de yaşayan halkımız da çok zarar gördü bunun üzerine bizim yardımlarımız oldu. 2. bir adım olarak hem Suriye hem de Bakurê Kurdistan’da depremden etkilenen insanlar için yardım kampanyası başlattık.

‘Türk devleti bu felakette de siyasi çıkar peşinde’

Emine Ose, AKP-MHP iktidarı ve Şam yönetiminin depremle birlikte yaşanan insani felakette de milliyetçi, sorumsuz, ayrımcı politikalarını sürdürdüğünü ve bazı bölgelere hiç yardım gitmediğini dile getirdi. Emine Osê Türkiye iktidarının ve Şam yönetiminin bu olaydan bile siyasi fayda elde etmeye çalıştığını belirterek, “Türkiye iktidarı bütün dünyanın ilgisini üzerine çekmek istiyor yine birçok ülke ile sorun yaşarken bu bahane ile arasını düzeltmek istiyor. Suriye rejimi aynı şekilde bu felaketle birlikte üzerinde ki baskı ve ambargoyu azaltmak istiyor ve Özerk yönetimi töhmet altına almak istiyor. Bizim depremzedelere yardım götürmekten herhangi bir çıkarımız yok. İnandığımız insani değerler, ahlak ve ilkelerimiz temelinde harekete geçtik ve tüm depremzedelere imkanlarımız doğrultusunda yardım etmek istedik. Fakat önümüzde binlerce siyasi yaklaşım çıkıyor ve bizi engelliyor. Çocukların ve annelerin çığlıklarına karşı bütün insanlığın vicdanı harekete geçti. Herkes açıklama yaptı. Herkes yardım etmek istiyor. Fakat bu yardımlar engelleniyor” dedi.

‘Yardım tırlarımız sınır kapılarında bekletiliyor’

Özerk yönetimin Şam yönetimi kontrolündeki ve Türk devletinin işgali altındaki bölgelere gönderdiği yardımların birkaç gündür sınır kapılarında bekletildiğini kaydeden Emine Ösê, “Şêx Maqsud’un da içinde bulunduğu Halep için 100 tanker mazot tankeri, sağlık malzemeleri ve çadır hazırladık ve bölgeye gitmek üzere yola çıkardık. Ama bu malzemelerin alana geçerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasına izin verilmedi. Araçlar sınır kapısında bölgeye geçebilmek için bekliyor.Aynı zamanda Türk devletinin işgali altındaki alanlarda özellikle Efrin Cindires’te çok büyük yıkım yaşandı. İşgal altındaki bölgelerdeki depremzedeler içinde 30 tanker mazot ve  5 tırda kış ihtiyaçları hazırladık. Fakat şu anda bu kamyonlar Minbiç ve Cerablus arasındaki Umculid sınır kapısında bekletiliyor.

Rejim ile diyaloglarımız devam ediyor. Türk işgali altındaki bölgelere yardım ulaştırmamızda da uluslararası koalisyon aracılığıyla iletişim kuruyoruz.  Yardımların girişine izin vermelerini ve bize bu yardımları bırakacağımız bir yer göstermelerini istedik. Fakat şimdiye kadar yardım tırları halen sınır kapısında bekliyor. Her iki taraf içinde temsilcilerimiz halen diplomasiyi sürdürüyor ve bu yardımların ulaşması için ısrar edeceğiz. Bizim için önemli olan depremzedelere yardım edebilmektir” diye konuştu.

‘Türk devleti, yaşanan felakete rağmen alanlarımızı bombalıyor’

Emine Osê Türk devletinin depremin ilk günlerinde bile hem Kuzey ve Doğu Suriye’yi bombaladığına hem de basınıyla manipülasyon yaptığına dikkat çekerek devamla şöyle konuştu: “Erdoğan’ın iktidar hastalığı var. Bu hastalıkla böyle insani bir felaket durumunu bile suistimal ediyor. Binlerce insanın enkaz altında kaldığı, on bin üzerinde insanın yaşamını yitirdiği, kadın ve çocuklarının çığlıklarının yükseldiği bir dönemde bile kendi iktidarı ve siyasi çıkarları için durumu suistimal ediyor. Bölgelerimize saldırarak ‘teröre karşı ülkemizi koruyoruz’ diyor. Bu yalan ve biz bunu ilgili tüm taraflara da belirttik. Zaten Türkiye’de güvenlik diye bir şey kalmadı binlerce on binlerce insan yaşamını yitirdi. Şu anda bir insani felaket ve kaos yaşanıyor.

Erdoğan ve AKP her zaman halk toplum ve çevre yaşadığı zorluk ve felaketleri kendi siyasi çıkarları için kullanmıştır. Erdoğan son deprem felaketini de kendi çıkarları için kullanacaktır. Bu durumu hem alanlarımıza saldırı için kullanacak hem de bu halkın kanı üzerinden kendilerini mağdur göstererek uluslararası alanda diplomasi de kullanacak.  Bu tahmin edilebilen bir durumdur.

Şêx Maqsud ve Şehba’da son durum

Depremde can kayıplarının yaşandığı Şêx Maqsud mahallesi ve Şehba’daki son duruma da değinen Emine Osê, “5 aylık bir ambargoya ve depremin yarattığı tahribata rağmen Suriye rejimi Şêxmaqsud’a yardım geçmesini engelliyor.  Sadece Şêxmaqsud’a değil Halep’e de yardım geçmesini engelliyor. Bugün Şêx Maqsud’ta 30 büyük bina depremle kullanılamayacak duruma geldi. Evet, henüz çökmemişler ama kullanılabilecek durumda değiller ve her an çökebilirler. İnsanların bu binalarda konaklamasına imkân yok.  Evleri yıkılan ya da kullanılamayan insanlarımızın ihtiyaçlarını, onlar için kurduğu çadırlarda kendi yönetimleri karşılıyor. Yine Şêx Maqsud’dan 2 bin üzerinde insan Şehba’daki kamplara geçti.  Acil olarak çadırlara ve sağlık malzemelerine ihtiyaçları var. Dünde bir heyetimiz Şehba ve Şêx Maqsud’a gitti. Bu zor süreçte halkımızın ihtiyaçlarını karşılayabilmek için seferberiz.

Halep’in bu her iki mahallesi ve Şehba tam bir kuşatma altında. Bu kuşatma ve ambargodan dolayı zorluklar kat kat artıyor. Ama biz özerk yönetim olarak halkımızın Şehba ve Şêx Maqsud için topladığı yardımları bir şekilde ulaştırmakta ısrarlıyız.  Tüm ihtiyaçları temin etmeye ve kendilerine ulaştırmaya çalışıyoruz. Birkaç gündür sürekli resmi taraflarla bu yardımların geçmesi için diyalog içerisindeyiz” diye konuştu.

‘BM çağrılarımıza yanıt vermedi’

Özerk yönetimin BM’nin ‘Türkiye’den giden yolların tahrip olması nedeniyle Suriye’ye insani yardım göndermedikleri’ şeklindeki açıklaması sonrası Özerk Yönetimin yardımlar için Til Koçer sınır kapısının açılması çağrısını da değerlendiren Emine Osê kendilerine bir cevap verilmediğini dile getirdi. Emine Osê, bu konuda şunları söyledi: “Biz yıllardır Til Koçer Sınır Kapısı’nın açılması için çağrı yapıyoruz. ‘Bab El Hewa Sınır Kapısı gibi Til Koçer sınır kapısı da açık olsun ve insani yardımlar girsin’ diyoruz. BM’nin gönderdiği yardımların rejime gidiyor, oda kendi çıkarlarına ve siyasetine göre bu yardımları bazı bölgelere ulaştırıyor, bazılarına ulaştırmıyor. Bu konuda BM’ye sürekli çağrılarımız oluyor. 

Bu son deprem ardından da Özerk Yönetim olarak BM’ye mektup gönderdik ve tüm sınır kapılarının açılarak Kuzey ve Doğu Suriye’nin insani yardımların geçerek Suriye’nin tüm bölgelerine ulaşması için bir köprü yapılmasını istedik. Şu ana kadar herhangi resmi bir cevapları olmadı. Tabi birçok ülke uluslararası güç bu meselenin içinde. Kapı açılır ve insani yardımlar geçerse özerk yönetimin statüsünün tanınmış olacağını düşünüyorlar. Bundan dolayı başta Türkiye, rejim ve Rusya olmak üzere birçok devlet bu kapının açılmasını istemiyorlar. Ama biz bu konuda ısrarlıyız. Eğer BM fiilen bu yardımların geçerek depremden zarar gören bölge ve insanlara ulaşmasını istiyorsa bunun için en uygun kapı Til Koçer’dir.”

Emine Osê, bugün yaşanan insani felaketle şovenist devletlerin gerçek yüzü ve halka karşı ne kadar sorumsuz yaklaştıklarının bir kez daha görüldüğünü ifade ederek devamla “O zaman bütün imkanlarını ve gücünü ortaya koyarak depremzedelerle, birbiriyle dayanışmak tüm toplumun görevidir. AKP-MHP hükümeti ve Şam hükümetinden umut beklemeyelim, onlar kadın ve çocukları enkazlar altında bırakıyorlar. Toplum ancak birbirine sahip çıkabilir. Bu noktada bir dayanışma var ve bu dayanışmayı büyütmek gerekiyor.

İkinci olarak tüm Kuzey ve Doğu Suriye halklarına çağrı yapıyorum. Özerk yönetimin başlattığı yardım kampanyasına herkes katılmalıdır. 1 lira bile yardım edilse değerlidir ve özerk yönetim bunu mutlaka depremzedelere ulaştıracaktır. Son olarak şunu belirtmek istiyorum bugün insani bir felaket yaşanmaktadır. Özerk yönetim olarak Bakurê Kurdistan’da, bölgelerimizde ve Suriye’nin diğer alanlarında Kürt, Arap, Türkmen vb. depremden etkilenen insanlarımıza imkanlarımız doğrultusunda yardım sunmakta kararlıyız” diye konuştu.