Haber Merkezi- İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik 7 Ekim’de başlattığı saldırıları sürüyor. Saldırılarda en az 8 bin 800'ü çocuk, 6 bin 300'ü kadın olmak üzere hayatını kaybeden Filistinli sayısı 21 bin 507’ye yaralı sayısı ise 55 bin 915’e yükseldi.

‘Tarihi ve kültür varlıkların 200’den fazlası yıkıldı’

Gazze'deki hükümetin basın ofisinden yapılan yazılı açıklamada, saldırılarda hedef alınan yerler arasında tarihi camiler, kiliseler, okullar, müzeler, tarihi evler ve çeşitli kültürel yerlerin olduğu belirtildi. Bölgedeki 325 tarihi ve kültür varlıklarından 200'den fazlasının yıkıldığının ifade edildiği açıklamada, İsrail saldırılarının Filistin'in kültürel mirasını, Gazze'deki tarihi derinliği ve kanıtları ortadan kaldırmaya yönelik başarısız bir girişim olduğu kaydedildi. Açıklamada, birçok medeniyete ev sahipliği yapan Gazze Şeridi'nde yok edilen kültürel miras ve tarihi alanların bir kısmının Fenikeliler ve Roma İmparatorluğu dönemlerine, bazılarının milattan önce 800'lü ve 1400'lü yıllara, bazılarının ise 400 yıl öncesine ait olduğu belirtildi.

İsrail'in kültürel mirası hedef alan saldırılarının uluslararası hukuka göre açık bir suç teşkil ettiğine dikkat çekilen açıklamada, ilgili uluslararası kurumlara, işgal güçlerinin Gazze'de işlediği bu sistematik suçu durdurması ve hasar gören tarihi yerlerin acilen restore edilmesini sağlama çağrısı yapıldı.

Batı Şeria’da çok sayıda eve baskın

Filistin haber ajansı WAFA'da yer alan bilgilere göre; İsrail güçleri gece saatlerinde, El Halil, Nablus, Kalkilya ve Ramallah'a baskınlar düzenledi. El Halil'in güneyindeki Yatta beldesinde pek çok noktadaki baskınlarda İsrail güçleriyle Filistinliler arasında çıkan çatışmada 4 Filistinli gerçek mermiyle yaralandı. İsrail güçleri baskın sırasında evlere girerek ve araçları durdurarak arama yaptı.

Kalkilya'nın doğusundaki Azzun beldesinde de İsrail güçleriyle Filistinliler arasında çatışma çıktı. İsrail askerleri, Filistinlilere gerçek mermi, ses ve gaz bombası atarak karşılık verdi. Nablus'ta da Kusra ve Beyta beldelerine baskınlar düzenleyen İsrail güçleri, Ramallah'ın kuzeyindeki El-Celezun Mülteci Kampındaki baskında da evlere girerek çok sayıda Filistinliyi gözaltına aldı.

BM'den Gazze'de 'acil itidal' çağrısı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres yaptığı yazılı açıklamada, Gazze'de İsrail ile Hamas ve diğer gruplar arasındaki çatışmaların yoğunlaştığına dikkati çekerek, durumun bölgeye yayılmasından derin endişe duyduğunu belirtti. Antonio Guterres, bunun tüm bölge için çok yıkıcı sonuçlarının olacağını vurgulayarak, "Gazze'de çatışma ne kadar uzun sürerse, durumun daha geniş bölgeye yayılma, gerginliğin artma ve tarafların hatalı hesap yapma riski artar” dedi.

İşgal altındaki Batı Şeria'da artan şiddet, İsrail güçlerinin yoğunlaşan operasyonları, yüksek sayıda can kaybı, yerleşimci şiddeti ile Filistinlilerin İsraillilere yönelik saldırılarının "son derece alarm verici" olduğunu ifade eden Antonio Guterres, İsrail ile Lübnan arasındaki çatışmanın da bölgesel istikrarı etkilediğini vurguladı. Antonio Guterres, tüm taraflara acilen itidal ve bölgedeki gerginliği düşürme çağrısı yaptı.

Irak, Suriye ve Kızıldeniz'deki gelişmelere de dikkati çeken Antonio Guterres, uluslararası toplum üyelerini tüm güç ve nüfuzlarını kullanarak bölgedeki gerginliğin artmasını engellemeye, acilen insani ateşkes ve tüm esirlerin koşulsuz serbest bırakılması çağrısında bulundu.

BMGK’de ‘acil oturum’: Orta Doğu’daki durum alarm verici

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK), acil İsrail-Filistin oturumu düzenlendi. Oturumda konuşan BM Orta Doğu, Asya ve Pasifikten Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Khaled Khiari, barışçıl bir gelecek için tek çözümün, siyasi yolun tekrar inşa edilmesi olduğunu vurguladı. Khaled Khiari, Gazze'deki durumun kötüleşmeye devam ettiğini belirterek, "Orta Doğu'daki durum alarm verici” diye konuştu. İşgal altındaki Batı Şeria'da da gerginliğin arttığına işaret eden Khaled Khiari, "Son haftalarda, İkinci İntifada'nın ardından en yoğun İsrail operasyonlarına tanıklık edildi” dedi. Khaled Khiari, yerleşimci şiddetinin de artarak devam ettiğini ve endişe verici olduğunu vurguladı.

‘Sevdiklerimizi plastik torbalara koyduğumuzu nasıl unutacağız?’

Filistin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilci Yardımcısı Majed Bamya da, İsrail'in tam teşekküllü saldırılarının 2,3 milyon Filistinliyi hedef aldığına dikkati çekerek, "80 günden fazladır, 2,3 milyon Filistinli geceden gündüze hayatları için savaş veriyor" dedi. İsrailli yetkililerce yapılan beyanların suç hedefini açık bir şekilde ortaya koyduğunu vurgulayan Majed Bamya, "Amaç, bir insan grubunu yok etmek, onları yerinden etmeye zorlamak" diye kaydetti.

Majed Bamya, İsrail'in hiçbir zaman suçlarından ötürü sorumlu tutulmayacağına işaret ederek, "Soykırıma uğrayan bir halk adına ne söylenebilir ki?" sorusunu yöneltti. Katliamların bir gün sona ereceğini ama insanların yaşadıklarını nasıl unutacağını bilmediğini belirten Majed Bamya, şöyle konuştu:

"Sevdiklerimizi onurlu bir şekilde gömemediğimizi, onları plastik torbalara koyduğumuzu, 8 bin Filistinli çocuğun anestezi olmadan ameliyat edildiğini nasıl unutacağız? Çığlıklarını duyabiliyor musunuz? Acılarını hissedebiliyor musunuz? Kendi çocuklarınız olduklarını tahayyül edebiliyor musunuz? İnsan, soykırımı nasıl unutur? Ama bize yine de 75 yıldır çektiklerimize rağmen yaşadıklarımızı geride bırakmamız söylenecek."

‘İki devletli seçenek ileride imkansız hale gelebilir’

Carnegie Endowment adlı düşünce kuruluşunun Başkan Yardımcısı Marwan Muasher, Filistinlilerin yeterince acı çektiğini vurgulayarak, "Öncelik, Gazze'deki savaşı acilen ve kalıcı olarak sonlandırmak olmalı” dedi. Marwan Muasher, bugün zor görünen iki devletli çözümün ileride demografik ve siyasi gerçekler nedeniyle imkansız hale gelebileceği uyarısında bulundu.

Güney Afrika’dan İsrail’e ‘soykırım’ davası

Uluslararası Adalet Divanı'ndan (ICJ) yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere yönelik "Soykırım Sözleşmesi" kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiği gerekçesiyle Güney Afrika'nın başvuru yaptığı belirtildi. Açıklamada, Güney Afrika'nın, "7 Ekim 2023'ten bu yana soykırımı önlemede başarısız olduğu ve soykırıma yönelik doğrudan ve aleni kışkırtmaları kovuşturmadığı" gerekçesiyle İsrail aleyhine tedbir kararına hükmedilmesini talep ettiği kaydedildi.

“İsrail'in eylemleri ve ihmalleri soykırım niteliğindedir çünkü hususi soykırım niyetiyle işlenmiştir” ifadelerine yer verilen başvuruda, yapılan eylemlerin "Gazze'deki Filistinlileri yok etmek" amacı taşıdığına vurgu yapıldı. Açıklamada, Güney Afrika'nın "İsrail hükümeti, devlet yetkilileri ve diğer temsilcilerinin talimatları doğrultusunda, yönlendirmesiyle, kontrolü veya etkisi altında hareket eden diğer kişi ve kuruluşlar aracılığıyla, Gazze'deki Filistinlilere yönelik eylemleriyle Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal etmektedir” ifadelerine yer verildi.

ICJ, aciliyet gerektiren durumlarda ihtiyati tedbir kararına hükmederek, söz konusu ihlallerin dava süreci sonlanana kadar durdurulmasına hükmedebiliyor.