SORGUL ŞÊXO

Qamişlo – Moskova’da 10 Mayıs'ta Rusya, İran, Türkiye ve Suriye dışişleri bakanlarının katılımıyla dörtlü toplantı yapıldı. Kongra Star Genel Meclis Üyesi Bêrîvan Yûnis, toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Suriye'de yaşanan kriz ve gerilime dikkat çeken Bêrîvan Yûnis, devletin milli şuurunun demokrasinin önündeki en büyük engel olduğunu ve dörtlü görüşmede halk aleyhine yeni hesaplar yapıldığını söyledi.

‘Neden bu kadar ülke bir araya geliyor?’

Bu ülkelerin katıldığı her toplantıdan sonra özellikle Kuzey ve Doğu Suriye'ye yeni bir saldırı düzenlendiğine işaret eden Bêrîvan Yûnis, şunları ifade etti: "Şu soru akla geliyor: Neden bu kadar ülke bir araya geliyor? Amaçları 12 yıldır Suriye’de bulunan çetelere yönelik mücadele mi yoksa ülkeyi bölmek mi? Bunun yanı sıra Suriye Arap Birliği'ne döndü. Sanki Suriye istikrarsız değil, savaş çıkmamış, kan dökülmemiş ve Suriye hükümeti suç işlememiş gibi gösteriliyor. Bütün bunlar, Suriye'deki çatışmanın derinleşmesine ve şiddetlenmesine olanak sağlayan bir çatışma kaynağıdır. Ülkelerin üzerine inşa edildiği egemen ulus-devlet bilinci, halk demokrasisinin öngörüsüne veya demokrasinin inşasına imkân vermeyecektir."

‘Ulus devlet çözüm getirmeyecektir’

Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’ne işaret eden Bêrîvan Yûnis, "Halk kitlelerinin artık eskisi gibi AKP-MHP'ye destek vermediği ve muhalif güçlerin 2019'da sahaya çıktığı ortada. Tayyip Erdoğan şu an kendi tabanında bir öfke yaratmaya çalışıyor. Belki oylar çalınacak ya da bu seçimlerden sonra savaş çıkacak. Çünkü Erdoğan yenileceğinden emin bir savaş başlatmaya hazırlanıyor.”

Bêrîvan Yûnis, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Kuzey ve Doğu Suriye devrimi bir değişim ve dönüşüm devrimidir. Ulus-devlet çözüm getirmeyecektir, değişimin zamanı gelmiştir. Şimdi demokrasi ve özgürlük zamanıdır. Toplum olarak artık özgür ve eşit bir ortamda yaşamalıyız. Kuzey Kürdistan ve Türkiyeli kadınlar sandığa giderek oylarını demokrasiden, birlikten ve özgürlükten yana kullanmalıdır. Doğu Kürdistan’da başlayan ‘Jin, jiyan, azadî’ devrimi büyütülmelidir.”