MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Sozdar Özdemir, 26 Aralık 1997 tarihinde gözaltında zorla kaybedilen babası Mehmet Özdemir’in akıbeti için mücadeleye devam ediyor. Henüz bir buçuk yaşındayken babası kaybedilen Sozdar Özdemir, 5 yıldır babasının fotoğrafıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi’nin her hafta düzenlediği “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” eylemine katılıyor.

Babası kaybedildiğinde kendisinin bir buçuk yaşında olduğunu annesinin de 3 aylık hamile olduğunu anlatan Sozdar Özdemir, tıpkı diğer kayıpların çocukları gibi babasının yaşadığı işkence ve gözaltı hikayesiyle büyüdü.  Babasının en son kaçırıldığı gün “Seni katledeceğiz, ailen senin kemiklerini dahi bulamayacak” tehditleri ne maruz bırakıldığını aktaran Sozdar Özdemir, şunları dile getirdi:

“O tehditlerin ardından babama dair ne bir bilgi alabildik ne de kemiklerini bulabildik. İlk dilekçe verdiğimizde cenazenin kendilerinde olduğunu söylediler. Sonra bunu inkâr ettiler. Annem yıllarca mücadele etti. Hiç yılmadan ve bıkmadan bir kemiğin mücadelesini verdi. Ben babamı hiç hatırlamıyorum. Bazen babamla ilgili bir anıyı ya da sesini hatırlamak için kendimi zorluyorum. Ama hiçbir şey hatırlamıyorum. Şimdi bildiğim ve hatırlamam gereken tek bir şey var o da mücadeleyi elden bırakmamak.”

‘Babamın fotoğrafıyla büyüdüm’

Babasını ziyaret edebilecekleri bir mezarı olmasını isteyen Sozdar Özdemir, “Mücadelem her daim devam edecek. Ben sağ olduğum sürece bunun peşinde olacağım” dedi. Yıllarca annesinin “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” eylemine katıldığını son 5 yıldır da kendisinin eyleme katıldığını dile getiren Sozdar Özdemir, “Bütün ailelere sesleniyorum herkes kendi kaybına ve geçmişine sahip çıksın ve bu yoldan dönmesin. Ben babamın fotoğraflı ile büyüdüm. Hiç sesini duymadım, hiçbir anım olmadı. Onun için ayakta duruyorum. Ben bu fotoğrafı utanarak değil, gururla taşıyorum ve taşımaya da devam edeceğim” şeklinde konuştu.

‘Ailelerin ve kayıpların yanındayız’

Ajansımıza konuşan İHD Amed Şubesi Başkan Yardımcısı Suzan Mehmetoğlu da, kayıpların mücadelesinin 30 yılı aşkındır devam ettiğini söyledi. Bu coğrafyada daha annesinin karnındayken babasını kaybeden çocukların hikayesi gibi çokça hikaye olduğunu söyleyen Suzan Mehmetoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Devlet erki aradan geçen bu sürede ailelerin taleplerine ve sorularına hiçbir zaman yanıt vermedi. Cevap vermeye de niyeti yok. Eğer cevap verirse ilk olarak kendini yargılaması gerekiyor. Bu da işlerine gelmediği için devlet erki kendisiyle yüzleşmeyi kabul etmiyor. Bu şekilde hepimizin taleplerini bertaraf ediyor. Ancak biz mücadelemize her daim devam edeceğiz. Ailelerin ve kayıpların yanındayız. Buradan bir kez daha tekrarlıyoruz; kayıplar bulunsun failler yargılansın.”

Mehmet Özdemir 27 yıldır kayıp

Mehmet Özdemir 1954 yılında Amed’in Lice ilçesine bağlı Araki (Kıyı) köyünde doğdu. Evli ve 7 çocuğu olan Mehmet Özdemir’in köyüne devlet güçleri tarafından sürekli baskın yapılıyordu. Baskılar nedeniyle Mehmet Özdemir ailesini de alarak Amed’e göç etti. Ekinleri için ara ara köyüne giden Mehmet Özdemir, köyünün yakılmasının ardından tamamen kent merkezine yerleşerek Amed’de hayvancılık yaparak geçimini sağlamaya başlar.

26 Aralık 1997 tarihinde hayvan pazarına gideceğini söyleyerek evden çıkan Mehmet Özdemir, bir arkadaşının evini ziyaret ettikten sonra hayvan pazarının yakınındaki bir kahveye gider. Mehmet Özdemir, kahvede arkadaşlarıyla otururken silahlı, telsizli 2 kişi tarafından zorla kaçırılır. Olayın ardından Enzile Özdemir, eşi Mehmet Özdemir’in bulunması için İHD’ye başvurarak hukuki yardım talebinde bulunur.

Avukatların yardımıyla Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına bir dilekçe ile başvuran Enzile Özdemir’e, eşinin gözaltına alınmadığı bir yanlışlık yapılarak gözaltında olduğunun söylenmiş olabileceği iddia edildi. İç hukuk yollarından sonuç alamayan Enzile Özdemir, 7 Eylül 1999 tarihinde Mehmet Özdemir’in zorla kaybedilmesiyle ilgili AİHM'e başvuruda bulundu. Yapılan tüm başvurulara rağmen Mehmet Özdemir’den bir daha haber alınamadı. AİHM, 8 Ocak 2008 tarihinde esas ve usul yönünden dosya ile ilgili ihlal kararı verdi ve Türkiye’yi tazminata mahkûm etti.