Avukat Ruşen Seydaoğlu: Jineoloji kadınların özgürlük için çıkış yeri

Wan’da gerçekleştirilen Jineoloji Çalıştayı’nı değerlendiren Avukat Ruşen Seydaoğlu, jineolojinin tüm kadınların özgürlük için çıkış yeri olduğunu vurgulayarak, “Üretmeye ve zihniyet değişimi içerisinde yer almaya devam edeceğiz” diye kaydetti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Wan- Wan’da 21-22 Eylül tarihlerinde Jineoloji Dergisi’nin, “21’inci Yüzyılda Erkek Egemen Sisteme Karşı Mücadele Politikası ve Yöntemleri” başlıklı çalıştaya Kürdistan ve Türkiye’den onlarca kadın katıldı. Farklı konu başlıklarının tartışıldığı çalıştayda, ortak mücadele vurgusu yapıldı.

Çalştayın içeriğine ilişkin Jin Dergi yazarı Avukat Ruşen Seydaoğlu değerlendirme yaparak, 15 yıldır jineoloji tartışmalarının sürdüğünü ve bu tartışmaların sadece Kürdistan’da değil, birçok ülkede yürütüldüğünü söyledi. Ruşen Seydaoğlu ayrıca gelinen aşamada ciddi deneyim ve üretimin ortaya çıktığını vurguladı.

On yıllık bir dergi deneyimi ile atölyeler ve çalışma grupları ile tartışmaların günden güne genişletildiğini belirten Ruşen Seydaoğlu, “Wan’da yaptığımız çalıştayda da Türkiye’deki kadın hareketleri ile feminist hareketlerle buluşmanın zemini oluşturuldu. jineoloji tartışmaları, yerel ya da bölgesel tartışmalar değil, temelde bütün bölgelerin kadın özgünlüklerini o epistemolojiyi içine alacak bir tartışma” dedi.

‘Bu tartışma zeminin oluşması çok kıymetli’

Çalıştayda jineoloji tartışmalarının enternasyonal boyutunu da ortaya koymaya çalıştıklarını belirten Ruşen Seydaoğlu, ele aldıkları konuların bir bölümünü şu sözlerle özetledi: “Cinsiyetçilik bağlamındaki tartışmalarımızda cinsiyetçiliğin sistem eliyle nasıl yürütüldüğünü tartıştık. İran, Türkiye ya da El Salvador örnekleri ile farklı odaklı cinsiyetçi politikalarla nasıl yürütüldüğüne dair daha geniş pencereden bakarak, nasıl çok boyutlu hale getirildiğini ele aldık. Devamındaki oturumlarda da buna karşı nasıl mücadele edeceğimizi konuştuk. Yeni örgütlenme modellerimiz, diplomasi tartışmalarını ve bilimi konuştuk. Bu anlamda bu buluşma çok önemliydi. Uzun zamandır yakın temasta bulunamadığımız ve kavram, kuram ya da bilgi yapılanmalarını tartışma zemini bulamadığımız bir gerçeklik içindeyken, bugün bir araya gelmemiz çok kıymetli. Bu anlamda tartışmaların da daha ileriye gideceğini, Türkiye’de de jineolojinin daha çok konuşulan, tartışılan ve anlam verilen bir yere geleceğine inanıyoruz.”

‘Kadınlar özgürlük çıkışı yaratacak gücün farkında’

Kadın bilgi kuramı ile dünyada giderek yükselen ‘jin Jiyan Azadi’ sözünün sadece bir slogandan ibaret olmadığının altını çizen Ruşen Seydaoğlu, kadınların özgürlük arayışı içerisinde olduklarını ve bunu da son süreçte alanlardan haykırdıklarını kaydetti. jineolojiyi bir yaşam ve direniş modeli, bunun ete kemiğe bürünmüş hali olarak tanımladıklarını vurgulayan Ruşen Seydaoğlu, “Yaşam ve kadının birbiriyle olan ilişkisi, zaten özgürlük ve direniş ekseninde kurmaya çalışıyoruz. Bunun yansımalarını elbette görüyoruz. Bugün Hindistan’da Jin Jiyan Azadi deniliyor. Bunun bir anlamı var. Erkek egemen sistemin kadınları sıkıştırmak istediği yerden kadınların yeni bir dünya sistemi arayışı var. Bu çağda somutlaşmış hali de öz savunmasıyla bilgi, bilim ve kuram tartışmasıyla örgütlenme modeli ile Kürt kadın hareketi ve onun ortaya koyduğu Demokratik Kadın Konfederalizmi, meclisleşme şeklinde örgütlenme ve kadın hareketlerinin kesişimsel dedikleri alanları genişletebilme ekseninde devam ediyor. Jin Jiyan Azadi bunun karşılığıdır. Evet, kadınlar buna öncülük yapıyor, kadınla örgütlenme ağlarını oluşturuyor. Ama toplumun öteki sanılan bütün özneleri jin jiyan azadi içerisinde bir özgürlük çıkışı yakalayabileceğini fark ediyor” açıklamasında bulundu.

‘Jineoloji yeni yaratıcı yöntem arayışında olmaya devam edecek’

Ruşen Seydaoğlu, “Jineoloji aslında en başından beri söz ve eylem bütünlüğünün toplumsal örgütlenmesi üzerinde durdu. Kadının bilgisinin toplumsal bilgi olduğunu, kurtuluş ve özgürlük eksenli başlayan kadın hareketlerinin aynı zamanda inşa hareketleri olduğunu söyleyebiliriz. Jineoloji, özgür eş yaşamın bilimi olarak örgütlenmeye ve kendi içinde üretmeye devam ediyor. Bugün jineoloji için bir yöntemle bilgi üretecek diyemeyiz her dönem kendini yeniden doğuran bir bilimden bahsediyoruz. Haliyle kadınların, dünyayı algılayış ve anlamlandırma biçimi sahiden de içine çekildikleri krizden çıkma arzularını özgürlükle buluşturacak yeni yaratıcı yöntemle peşinde olacak” sözleri ile çalışmalarına her alanda devam edeceklerini belirtti.

‘Zihniyet değişimi için mücadele etmeye devam edeceğiz’

Ruşen Seydaoğlu, kadın örgütlerini ortak zeminde buluşturmanın da jineolojinin görevi olduğunu söyleyerek, “Diğer kadın örgütleri ile buluşma, tartışmalara dair her şeyi beraber yürütebilmenin zeminlerini oluşturmak da jineolojinin çalışmalarından biri olacak. Yine dergi devam edecek, bununla beraber mevcut öğrenmeler karşısında eko endüstri eko dijital dünyayla beraber yayılmaya ve derdini meramını herkese anlatmaya devam edecek. Yine zihniyet değişimi içinde mücadele etmeye devam edecek” dedi.