Aileler 767’nci haftasında kayıplarının akıbetini sordu

Kayıp yakınları Amed’de bu hafta 1995 yılında İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hüseyin Aydemir’in akıbetini sordu.

Amed- İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” eyleminin 767’nci haftasında bir kez daha buluştu.

Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde biraya gelen aileler eylemlerinde kayıpların fotoğraflarının yer aldığı pankartı açarken kaybedilen ve katledilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.

Açıklama öncesi konuşan İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman, Ortadoğa’da gerçekleşen çatışmalara dikkat çekerek “Ortadoğu’nun çok yıkımı olan bir savaşın içinden geçiyoruz. Dün bütün şubelerimiz aynı saatte BM’ye mektup eylemi yaptı. Savaşların son bulması için acil müdahale çağrısında bulunduk. Buradan tekrar çağrıda bulunuyoruz, savaşlar yıkımdır lütfen bu yıkımın önüne geçin” şeklinde konuştu. Kayıp Cemil Kırbayır’ın abisinin basına verdiği demeçteki sözlerini hatırlatan Ömer Saman, “Bu açık mezarlar ne zaman kapanacak. Mikail Kırbayır ve onun gibi yüzlerce kayıp yakını yıllardır Galatasaray Meydanı’nda alanlarla bu aileler şiddete maruz kalıyor. Bu eylemin yasaklanmasının kaldırılmasını istiyoruz. Cumartesi insanlarını destekliyoruz” dedi.

Hüseyin Aydemir hikayesi okundu

Bu hafta 19 Ekim 1995 yılında İstanbul’da kaybedilen Hüseyin Aydemir’in hikayesi paylaşıldı. Hikayeyi İHD Amed Şubesi Yönetim Kurulu üyesi avukat Berfin Elçi okudu. Lice’nin Tûtê (Yaprak) köyünde yaşayan Hüseyin Aydemir’in 34 yaşında ve 6 çocuk babası olduğunu belirten Berfin Elçi, o dönem coğrafyada yaşananları anlattı ve şöyle dedi:

“Gıda ambargoları ile aç bırakmaların yaşandığı Lice ve köyleri âdete cehenneme dönmüştü. Hayvan ticareti ile uğraşan Hüseyin Aydemir de güvenlik güçlerinin hedefindeydi. Sık sık evi basılıyor ve ailesi şiddete maruz kalıyordu. Ev baskınlarını yapan askerler gelip teslim olmaması halinde Aydemir’i buldukları yerde öldürüp ölüsünü panzerle sürükleyerek teşhir edecekleri yönünde Aydemir’in ailesini tehdit ediyordu. Bir baskın sırasında Aydemir’in babası gözaltına alındı. Yirmi gün boyunca gözaltına alındığı inkâr edilen baba ağır işkence gördü, ‘oğluna söyle gelip teslim olsun’ denilerek tehdit edildi. Bu koşullarda evine gidemeyen Aydemir, ailesi ile birlikte önce Diyarbakır’a ardından Adana’ya göç etti. Ancak buralarda da baskı ve tehditlerden kurtulamadı. 1995 yılının ortalarında ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı.”

‘Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz’

Hüseyin Aydemir’in yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“19 Ekim 1995 sabahı yakın arkadaşı Fehmi Tosun’un Avcılar’daki evine gitti. İki arkadaş birlikte kahvaltı ettikten sonra saat 10.00 sıralarında evden çıktılar. Aksaray da yolda yürürken yanlarına beyaz renkli iki araç yaklaşarak onları zorla araca bindirdiler. Onların Aksaray’da sivil polisler tarafından gözaltına alındıklarını öğrenen aileleri tüm yasal yollara başvurdu. Her yerde oğullarını arayan aile Aydemir’in polisler tarafından Ankara’ya götürüldüğünü, Ankara emniyetindeyken de askeri yetkililere teslim edildiği bilgisine ulaştı. Ancak ailenin yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. Aydemir ve arkadaşı Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı devletin bütün kademelerince inkâr edildi. Hukuk işletilmedi. Onların akıbetlerinin açığa çıkartılmasını, suçun faillerinin yargılanmasını sağlayacak etkinlikte soruşturmalar yürütülmedi. Zamanaşımı gerekçe gösterilerek dosyalarında takipsizlik kararı verildi.

Gözaltında kaybetmelerin ancak insan haklarının sistematik olarak ihlal edildiği şartlarda gerçekleşti. Bu şartları yaratan da cezasızlık sisteminin varlığıdır. 767’nci haftamızda Aydemir’in akıbetinin açığa çıkartılması ve işlenen bu insanlığa karşı suçun, şüphelilerinin tespit edilerek haklarında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi talebimizi yineliyoruz. Aydemirin annesi Asiye Aydemir, yıllarca oğlunun yaşadığına dair bir haberin gelmesini bekledi. Ne yazık ki Asiye Ana da tıpkı Berfo Ana, Fatma Ana, Elmas Ana, Meryem Ana gibi çocuğuna kavuşamadan bu hayattan gözü açık bir şekilde göçüp gitti. Kaç yıl geçerse geçsin; Asiye Ananın adalet arayışını sürdürmekten, Aydemir ve tüm kayıplarımız için, adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.”

 Açıklama, kayıp yakınlarının oturma eylemi ile sona erdi.