MEDİNE MAMEDOĞLU

Semsûr - Yaşanan iki depremin ardından 200’den fazla binanın yıkıldığı ve 11 bin yurttaşın hayatını kaybettiği Semsûr’da (Adıyaman) enkaz çalışmaları sürüyor. Arama kurtarma çalışmalarının geç başlaması nedeniyle depremin ilk günlerinde enkaz altından sürekli insan sesleri gelirken, çalışmalar zamanında başlatılmadığı için şimdi o enkazların altından cenazeler çıkıyor. Kentte halk yasını bile tutamazken, kent merkezindeki ağır hasarlı binalar için de bir güvenlik önlemi alınmıyor.

Dokunulmayan enkazlar var

Her mahallesinde büyük yıkımın yaşandığı kentte arama kurtarma çalışmaları depremin üçüncü günü başladı. İlk günlerde elektrik ve suyun olmadığı kentte çok az sayıda enkazda arama kurtarma çalışmaları yapılıyor. Bazı mahallelerde yetkililerin enkazlara bile dokunmadığı öğrenilirken, çok sayıda mahallede de enkaz kaldırma çalışması yürütülüyor.

Halk dayanışma ile ayakta duruyor

Yaşanan büyük depremi ‘tufan’ olarak betimleyen yurttaşlar günlerdir çadırlarda yaşam mücadelesini sürdürüyor. Mülteci yoğunluğunun da olduğu kentte yurttaşların bir kısmı kendilerine verilen çadırlarda kalırken, bir kısmı ise çadır verilmemesi nedeniyle evlerinin önüne kurdukları çadırlarda kalıyor. Temel yaşam ihtiyaçlarının halkın yardımları ile karşılandığı kentte büyük bir dayanışma örneği gösterilirken, çadırlarda kalamayan yurttaşlar ise kentten ayrılmak zorunda kalıyor.

Ölü sayısı günden güne artıyor

Ölü sayısının günden güne arttığı kentte bazı yurttaşların cenazelerine ulaşamadığı da gelen bilgiler arasında. Yaşamını yitirenlerin toplu bir şekilde gömüldüğü mezarlık, kentin hikâyesini içinde barındırırken, mezar başlarına konulan tahtalara ise isimlerin yerine numaralar veriliyor.

Yan yatan binalar için bir önlem alınmadı

Bir enkaza dönen şehirde hasar almayan ev kalmazken, çökmeyip yan yatan binalar ise ölüme davetiye çıkarıyor. Aradan geçen 10 güne rağmen önü halen kapatılmayan ve güvenlik önlemi alınmayan binalar hem sokaktan geçen araçlar hem de insanlar için büyük risk taşıyor. İnsanların can güvenliğini tehdit eden binalar hakkında yıkım kararı olmasına rağmen bir çalışmanın yapılamadığı görülüyor.