Afganistanlı Shima Ghafoor: Sessizlik ölümümüzü kabullenmek demektir

Afganistan Devrimci Kadınlar Birliği (RAWA) üyesi Shima Ghafoor, Taliban’ın Afganistan’ı kadınlar için bir hapishaneye dönüştürdüğünü belirterek, “Köktendincilikten kurtulmanın tek yolu dayanışma, mücadele ve cesarettir” dedi.

BAHARİN LEHİB

Kabil –Afganistanlı kadınların ilk örgütü olan Afganistan Devrimci Kadınlar Birliği (RAWA) 40 yılı aşkın bir süredir köktendinciliğe karşı mücadele ediyor. Afganistanlı kadınlar da, RAWA aracılığıyla kimliklerinin yok edilmesine karşı bulundukları her alanda seslerini yükseltmeye devam ediyor.

RAWA üyesi Shima Ghafoor, Afganistan yönetimini ele geçiren Taliban’ın kadınlara yönelik baskılarını ajansımıza anlattı.

‘Afganistan halkı Taliban’a devredildi’

Shima Ghafoor, Afganistan’nın 5’inci cumhurbaşkanı ve Afganistan İslam Cumhuriyeti’nin 2’nci ve son cumhurbaşkanı olan Muhammed Eşref Gani Ahmedzai’nin, Eylül 2014-Ağustos 2021 tarihleri arasında görev yaptığını hatırlattı. Hükümetin Taliban tarafından devrilmesinin ardından Muhammed Eşref Gani Ahmedzai’nin ülkeyi terk etmesine dikkat çeken Shima Ghafoor, “Afganistan'daki Amerikan işgal güçlerinin ve müttefiklerinin eli olan Eşref Gani Ahmedzai’nin kaçışından sonra Amerika istihbaratı CIA ve onun denetiminde olan servisler arası istihbarat ISI Afganistan halkı ve kadınlarını özgürlük düşmanı Taliban’a devretti” dedi.

‘Afganistan kadınlar için hapishane haline geldi’

Afganistan’da ‘Müslüman Kardeşlerin’ yolunu ve geleneğini devam ettiren Taliban’ın ülkeyi karanlığa sürüklediğini anlatan Shima Ghafoor, “Taliban ülkeyi ele geçirir geçirmez okul ve üniversiteleri kadın ve kız çocuklarına yasakladı. Devlet kurumlarında görev yapan kadınlar evlerine gönderildi, bir süre sonra da kadınların devlet dışı ve hayır kurumlarında çalışma hakları da ellerinden alındı. Bir kurum bu emirleri ihlal ederse faaliyeti durdurulur. Artık kadınların eğlence yerlerine gitmelerine izin verilmiyor ve tek kelimeyle Afganistan kadınlar için bir hapishane haline geldi” diye konuştu.

‘Ramazan’da kadınların evden çıkmasına izin verilmedi’

Taliban’ın “Kadın İşleri Bakanlığı”nın ismini “Yargı ve İyiliğin Teşviki ve Kötülüğü Yasaklama Merkez Karargahı” olarak değiştirdiğine vurgu yapan Shima Ghafoor, şunları belirtti:

“Ancak Karzai-Gani- Abdullah rejiminin kurduğu Kadın İşleri Bakanlığı dünyanın gözünü doldurmak için sadece sembolik bir bakanlıktı. Son 20 yılda kadının statüsünü iyileştirmek için hiçbir şey yapmamıştı. Kadın düşmanı Taliban, ülkenin tüm şehirlerinde kadınların yaşam alanlarını kısıtlarken, kadınlara başörtüyü de zorunlu hale getirdi. Yolda bir kadın ve bir erkek yan yana yürüse aralarındaki bağ araştırılıyor. Taliban şehir duvarlarına yazılamalar yaparak kadınlara karşı histerik antipatisini gösterdi. Mesela bazı duvar yazılamalarında, ‘Başörtü kadının onuru’, ‘İyiliği emretmeyen ve kötülükten sakındırmayan toplum fesada sürüklenir’ gibi sözler yer aldı. Ülkenin Ghor ve Farah gibi batı illerinde Ramazan ayında kadınların evden çıkmasına dahi izin verilmedi.”

‘Sessizlik ölümümüzü kabullenmek demektir’

Shima Ghafoor, Taliban'ın Afganistan'daki egemenliğinin başlangıcından bu yana her kesimden kadının protesto için seslerini yükselttiğini gördüklerini aktararak, “Bu korkusuz kadınlar en temel haklarını talep ettikleri için hava saldırılarına, aşağılama ve hakaretlere, hapis, işkence ve ölüme maruz kaldılar. Ve taahhüt alarak yaşadıkları sıkıntıları basına açıklamayarak serbest bırakıldılar” dedi.

Batı ülkelerine giden protestocu bazı kadınları eleştiren Shima Ghafoor, “Afganistan’dan batı ülkelerine giden bazı protestocu kadınların orada lüks bir yaşam sürdürüp ödüller alıyorlar! Ancak Pakistan'dan Taliban'a teslim edilen Elaha Delavarzi gibi bazı kadınların acı akıbetinden haberleri bile yok. Bizler sessiz kalmamalıyız. Sessizlik ölümümüzü kabullenmek demektir. Köktendincilikten kurtulmanın tek yolu dayanışma, mücadele ve cesarettir!" şeklinde konuştu.