'Şam katliamından HTŞ yönetimi sorumludur'

Şam'daki Mar Elias Kilisesi'nde yaşanan katliamı kınayan Demokratik İslam Kongresi üye ve yöneticileri, "Katliam insanlığa karşı bir suçtur ve bunun sorumlusu geçici HTŞ yönetimidir" dedi.

RONÎDA HACÎ

Hesekê – 22 Haziran'da Şam'ın Diwela bölgesindeki Mar Elias Kilisesi'ne yönelik canlı bomba saldırısında 25 kişi öldü, 63 kişi yaralandı. Saldırıyı sözde "Ensar El Sanna Karargahı" üstlendi. Bu durum Suriyeli bileşenlerin kaygılarını artırdı. Demokratik İslam Kongresi üye ve yöneticileri, Mar Elias Kilisesi'ndeki katliamı kınayarak, bu katliamdan geçici cihatçı HTŞ yönetiminin sorumlu olduğunu belirtti. Kongre üyeleri, Suriye halkıyla dayanışma çağrısı yaptı.

'Katliam insanlığa karşı bir suçtur'

Dinlerin mesajının sevgi, adalet ve barış olduğunu vurgulayan Demokratik İslam Kongresi üye ve yöneticileri, "Katliam insanlığa karşı bir suçtur ve bunun sorumlusu geçici HTŞ yönetimidir" dedi. Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik İslam Kongresi El Bayt Derneği Kadın Ofisi Üyesi Xilûd Khîdir Şêx Îsa, Mar Elias Kilisesi'ne yapılan saldırının mezhep çatışmalarını alevlendirmeye yönelik bir saldırı olduğunu belirtti.

Xilûd "Hristiyan halkının katledilmesini kınıyoruz ve İslam adına saldırı ve katliam yapanları şiddetle kınıyoruz. İslam dini sevgi, eşitlik, adalet ve ahlakı emreder ve kan dökmeyi ve insanları öldürmeyi büyük bir günah ve suç olarak görür. İslam'ı kendi çıkarları için siyasetle ilişkilendirerek İslam'ı karalayıp diğer din ve mezhepler için bir tehdit haline getirdikleri bir süreçten geçiyoruz. Hz. Muhammed Habeşistan'a hicret ettiğinde onu karşılayan kişi aslen Hristiyan olan Melek Negus'tu. Bu, o dönemde sevginin, halkların birliğinin ve karşılıklı kabulün var olduğu anlamına gelir ve herkesin dinlere ve inançlara bu şekilde yaklaşması ve onları kabul etmesi gerekir" dedi.

'İslam'ı siyasete bağlayanlar cezalandırılmalı'

Xilûd, dinlere ve inançlara karşı kirli bir politika izlendiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İslam'da ahlak önemlidir, insan ahlakıyla büyür. Suriye'de birçok mezhep, din ve inanç var ve bunlara karşı kirli bir politika izleniyor. Her grup, din ve inanç arasında kırmızı çizgi çekmek ve toplumda ayrışma yaratmak istiyorlar. Biz Suriye halkı olarak farkındayız ve inançlıyız, bu politikalara karşı duyarlıyız ve geçici hükümete farklılıklara saldırmaması ve bu eylemleri ve suçları işleyenleri tutuklayıp cezalandırması çağrısında bulunuyoruz. İslam'ı kendi çıkarları için kullananlar ve onu karalayanlar cezalandırılmalıdır."

'IŞİD Suriye'de yeniden canlanıyor'

Demokratik İslam Kongresi Kadın Meclisi üyesi Eziza Hiso, Şam'daki güvenliğin zayıflamasının IŞİD çetelerinin yeniden canlanmasının önünü açtığını ve bununla mücadelenin ulusal bir sorumluluk olduğunu vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: "2015 yılında IŞİD çeteleri Til Temir ilçesindeki Süryani köylerine saldırdı. İlk olarak kiliseler yakıldı, birçok insan kaçırıldı ve öldürüldü. Bu, Hristiyan halkın bölgeden göç etmesine yol açtı. Yeni Suriye'de herkesin evine dönmesini ve güven içinde yaşamasını umuyorduk, ancak ne yazık ki Suriye'de yaşanan olaylar inanç ve milletler için bir tehdit oluşturuyor. Mar Elias Kilisesi'nde yaşanan olay, IŞİD'in saldırılarının ve fikirlerinin yeniden canlanmasının bir devamıdır."

'Özerk Yönetim sistemi inançların ve mezheplerin karalanmasını engelliyor'

Özerk Yönetim sisteminin din ve inançların özünü koruduğunu vurgulayan Eziza, şunları söyledi: "Demokratik İslam Kongresi tüm dinleri, inançları ve mezhepleri bünyesinde barındıran, rengarenk bir çiçektir ve çalışmalarını ve faaliyetlerini sevgi, ahlak ve barış temelinde yürütmektedir. Bu, Önder Apo'nun düşünceleri ve fikirleri sayesinde başarılmıştır. Önderliğin bize verdiği sistem değerli ve kıymetlidir. Çünkü insanlık tarihinde ilk kez dayanışma, adalet ve eşitlik çağrısında bulunmakta ve dinin ve siyasetle bağlantısının karalanmasına karşı çıkmaktadır. Mar Elias saldırısını kınıyoruz ve Şam hükümetini Özerk Yönetim sistemini benimsemeye çağırıyoruz. Çünkü bu sistem ulusların haklarını korumaktadır. Suriye'de çeşitli dinler, mezhepler ve yapılar bulunmaktadır ve bu çeşitliliği koruyan, Özerk Yönetim Sistemi'dir."