İsrail’in saldırısında özel gereksinimli 4 kardeşin evi de yıkıldı

İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik son saldırılarında evleri yıkılan Najah Nabhan, özel gereksinimli 4 çocuğuyla birlikte zor koşullar altında yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Najah Nabhan, barınma ve bakım ihtiyaçlarının giderilmesini istiyor.

RAFIF ESLEEM

Gazze – İsrail ordusunun 9 Mayıs sabaha karşı İslami Cihad Hareketi'nin yönetici kadrosunu hedef aldığını belirterek abluka altındaki Gazze'ye başlattığı saldırıda 33 Filistinli yaşamını yitirdi, 93 Filistinli de yaralandı. Gazzeliler yüzlerce evin yıkıldığı bu saldırılar altında yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

Son saldırılarda evleri yıkılan ve 4 özel gereksinimli çocuğu olan Najah Nabhan’da bunlardan biri.  Najah Nabhan, özel gereksinimli kızları Ayat (29), Haneen (16), Areej (18) ve oğlu Celal (38) ile İsrail ordusunun saldırıda bulunduğu anı anlattı. Gece saatlerinde kimliği belirsiz bir kişinin telefonla kendilerini arayarak evlerini boşaltmalarını istediğini söyleyen Najah Nakban şunları aktardı:

“Korkuyla üç kızımın ve bir oğlumun hayatlarını kurtarmak için çabalamaya başladım. Telefonu kapattıktan sonra avazım çıktığı kadar bağırarak komşulardan yardım istedim. Sokağa koştum ve ‘yardım edin’ diye bağırdım. Çok çaresizdim. Yaşadığım en büyük sorunlardan biri, kızlarımdan birinde beyninde elektriksel akım artışı var ve ona verdiğim ilacı evde unutmuştum. Bu ilaç eczanelerde yeterli miktarda yok. Kızım o ilacı kullanmayınca bir süre bilincini kaybediyor. Bu nedenle fazladan almıştım. Çocuklarımın hareketleri sırasında tamamen bağlı oldukları birçok cihazı ve tekerlekli sandalyeyi de alamadım.”

Komşusunda yaşamak zorunda kaldı

Gazze Şehri’ne yönelik saldırının bir felaket olduğunu anlatan Najah Nabhan, “Evlerde özel gereksinimli çocuklar ve insanlar varsa daha çok bakım sağlamanız gerekiyor. İhtiyacım olan ilaçlar resmi kurumlar tarafından verilmiyor. Evimin yıkılmasıyla komşumda yaşamak zorunda kaldım. Ancak çocuklarımın kişisel ihtiyaçlarını bu koşullarda karşılamam çok zor olacak. Mahremiyete ihtiyacımız olduğu için bu evde daha fazla kalamayız” diye kaydetti.

‘Evimiz yıkıldı, tekerlekli sandalyemi kaybettim’

Najah Nabhan’ın özel gereksinimli kızlarından Haneen Nabhan da şunları dile getirdi: “İşlediğimiz günahı merak ediyorum. Ailemin bulunduğu ev hedef alındı ve yıkıldı. Tüm anılarımız, ilaçlarımız, arkadaşım diye gördüğüm tekerlekli sandalyemi kaybettim. Rüyalarımda halen o evde yaşıyorum ancak uyuduğumda bir şok durumuna giriyorum. Ev moloz haline geldi ve hayatımızın ıstırabı arttı” dedi.

‘Filistin’de felaket bitmiyor’

Aile yakınlarından Mahasin Nabhan da saldırıyla binanın çökmesinin şokunu yaşadıklarını söyledi. İki yaşındaki çocuğunu evde unuttuğunu düşünen bir kadının büyük travma yaşadığını aktaran Mahasin Nabhan, “Ortaya çıktı ki insanlar tarafından mucizevi bir şekilde çocuk evden çıkarılmıştı. İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları sürekli tekrarlanıyor. Filistin'de vatandaşların yaşadığı felaket bitmiyor. Ev kaybı, hastalık ve yoksullukla birleşince her şey zor ve imkânsız görünüyor” şeklinde konuştu.

‘Özel gereksinimli çocuklara yardım edilmeli’

Psikolog Rawan al-Najjar de, özel gereksinimli çocukların bulunduğu evin saldırıda hedef alınmasının ve yıkılmasının çocukların mahremiyetlerinin büyük bir kısmının kaybına yol açtığına vurgu yaptı. Ailenin psikolojik destek alanında yoğun hizmetlere ihtiyaç duyduğunu söyleyen Rawan al-Naijar, ancak kuşatma nedeniyle şehrin birçok olanaktan yoksun olduğuna işaret etti. Tedavi ve barınma hizmetlerinin sağlanamadığına işaret eden Rawan al-Najjar, “Şu an özel gereksinimli çocukları olan ailenin ihtiyaçlarının sağlanması çok önemli” diyerek, gerekli yardımların yapılması gerektiğini kaydetti.

 

‘Uluslararası kurumlar sorumluluğunu görmüyor’

İnsan hakları aktivisti Jamila Aliwa da, özel gereksinimli kişilerin hedef alınmasının ilk defa yaşanmadığına dikkat çekti. İsrail'in Cenevre Sözleşmesinin onayladığı uluslararası yasalara ve özel ihtiyaç sahibi kişilerle ilgili insan haklarına uymadığını belirten Jamila Aliwa, uluslararası kurumların kendisini sorumlu görmediğini ve İsrail’in uyguladığı tüm bu ihlallere bir son vermediğini vurguladı.

Jamila Eliwa, kendilerine yönelik ihlaller nedeniyle daha önce Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne, Uluslararası Af Örgütü'ne ve İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne çok sayıda şikâyette bulunduklarını sözlerine ekledi.