İsrail’in Gazze’ye saldırıları sürüyor: Bir gecede 110 Filistinli öldü

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik gece boyunca sürdürdüğü saldırılarında aralarında kadın ve çocukların da olduğu 110 Filistinli hayatını kaybetti. Gazze'deki hastanelerde 48 saat içinde tüm jeneratörlerin duracağı açıklandı.

Haber Merkezi- Hamas'ın 7 Ekim’de ‘Aksa Tufanı’ adını verdiği operasyonu sonrası İsrail’in Gazze Şeridi’nde sivilleri ve yerleşim yerlerini de hedef alarak saldırılarını sürdürüyor. İsrail, Gazze Şeridi'nin birçok bölgesine gece boyunca yoğun hava saldırıları düzenledi. Gazze Şeridi'nin Han Yunus ve Refah kentlerindeki sivil yerleşim bölgeleri İsrail savaş uçakları tarafından vuruldu.

Gece saldırılarında 110 Filistinli öldü

Gazze’deki yerel kanalların hastane kaynaklarına dayandırdığı haberlere göre; Gazze'de İsrail saldırıları sonucu bir gecede aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 110 Filistinli hayatını kaybetti. Han Yunus'taki saldırıda, aralarında çocukların da olduğu en az 23 kişi hayatını kaybetti, 45 kişi yaralandı. Enkaz altında hala çok sayıda kişi olduğu ve kurtarma çalışmalarının devam ettiği öğrenildi. Refah kentindeki saldırılarda ise en az 30 Filistinli hayatını kaybetti.

Aksa Hastanesi çevresindeki evlere, kentin orta kesimlerindeki Nusayrat Mülteci Kampı'nın batısındaki Esra Kuleleri isimli sivil yerleşim binalarına yönelik hava saldırılarında, çok sayıda ölü ve yaralı olduğu belirtildi. Ayrıca, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebalya Mülteci Kampı'na son saatlerde düzenlenen bir dizi hava saldırısı sonucunda ölü ve yaralılar bulunuyor.

İsrail: 400 yer vuruldu

Katliamların durdurulması çağrılarına rağmen İsrail, Gazze'yi sivil ayrımı yapmadan bombalamaya devam ediyor. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki farklı mahallelerde bulunan 400 yerin vurulduğu bildirildi. Açıklamada, vurulan yerlerin "Hamas hedefleri" olduğu iddia edilirken, sivil ölümlere değinilmedi. İsrail ordusu, açıklamasında hedeflerden birinin cami olduğuna da yer verdi.

Hamas esir aldığı 2 İsrailli kadını serbest bıraktı

Uluslararası Kızılhaç Komitesi yaptığı açıklamada, Kızılhaç yetkililerinin esir alınan 2 İsrailli kadının serbest bırakılmasında rol aldığı belirtildi. Açıklamada, savaşan taraflar arasındaki "tarafsızlığının" bunu sağladığının ifade edildiği açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki diğer esirleri ziyaret etmeye ve bırakılmalarını sağlamaya hazır olunduğu kaydedildi.

Kassam Tugaylarından yapılan yazılı açıklamada da Mısır ve Katar'ın arabuluculuğunda, daha önce esir alınan Nurit Yitzhak ve Yocheved Lifshitz isimli iki sivilin "tek taraflı" serbest bırakıldığını duyurdu. Mısır televizyonu da Refah Sınır Kapısı'ndan ülkeye getirilen 2 İsrailli kadının görüntülerini yayınladı.

BM: Birkaç günlük yakıt kaldı

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazze'ye henüz yakıt yardımı yapılmadığına dikkati çeken Stephane Dujarric, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'ndaki (UNRWA) meslektaşlarının "yakıt tankerinin dibini görüyoruz" şeklinde uyarı yaptığını ve sadece birkaç günlük yakıt kaldığını dile getirdi.

‘Yardımlar yetersiz’

Stephane Dujarric, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye elektrik de verilmediğini hatırlatarak, özellikle hastanelerin çok zor durumda olduğunu, 700 hasta kapasitesine sahip Şifa Hastanesi'nde yaklaşık 5 bin hastanın tedavi gördüğünü belirtti. "Gazze'ye bugün 20 yardım tırı giriş yaptı. Gazze'ye 21 Ekim'den bu yana giriş yapan yardım tırı sayısı 54'e ulaştı" bilgisini paylaşan Stephane Dujarric, kriz öncesinde bölgeye günde yaklaşık 450 yardım tırının girdiğini anımsatarak, halihazırdaki yardımların yetersiz olduğuna işaret etti.

‘Tüm hukuk ihlallerinin araştırılması gerekiyor’

Stephane Dujarric, Gazze'deki Gazze El Mamedani Hastanesi'ne (el-Ehli Baptist) yönelik saldırının soruşturulması için ise BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e BM'nin yargı organlarından birinin yetki vermesi gerektiğini kaydetti. BM tesislerine yönelik saldırıların otomatik olarak soruşturulduğunu aktaran Stephane Dujarric, "Gördüğümüz tüm hukuk ihlallerinin araştırılması gerekiyor" dedi.

‘Yerinden edilen kişi sayısı 1 milyon 400 bine ulaştı’

Öte yandan, BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisinden (OCHA) yapılan yazılı açıklamada, Gazze'de yerinden edilenlerin sayısının 1 milyon 400 bine ulaştığı bildirildi. OCHA, kayıp kişi sayısının ise bine ulaştığını belirterek söz konusu kişilerin ya öldüğünü ya da enkazda kaldığını düşündüklerini duyurdu.

‘BM ateşkes konusunda ısrarcı olmaya devam ediyor’

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Stephane Dujarric, "Çatışmadaki taraflarla görüşmelerimizde bu konuda (ateşkes) ısrarcı olmaya devam ediyoruz” diyerek OCHA'nın verilerini sahadaki BM kaynakları ve güvenilir ortaklarından aldığını ifade etti.

Gazze Sağlık Bakanlığı: Jeneratörlerin durmasına 48 saat kaldı

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, dijital medyada yaptığı açıklamada, "Gazze'deki hastanelerde, tüm jeneratörlerin durması için önümüzde 48 saatten daha az bir süre kaldı" dedi. Kentteki sağlık sisteminin tarihinin en kötü aşamasında olduğunu belirten Eşref el-Kudra, Gazze'ye yardım ulaştırma mekanizmasının oldukça yavaş işlediğini ve bunun durumu değiştirmeyeceğini belirtti.

Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Silmiyye, yaptığı açıklamada, Gazze'ye yakıt girişi olmazsa büyük bir felaket yaşanacağını söyledi.

Uluslararası Adalet Divanı hukuki süreci ele alacak

Birleşmiş Milletler'in (BM) yargı organı Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), BM Genel Kurulu Özel Siyasi ve Dekolonizasyon Komitesi'nin 30 Aralık 2022 tarihli kararıyla talep ettiği danışma görüşünün duruşma tarihlerini açıkladı. Açıklamaya göre, İsrail'in Filistin'deki politikaları ve uygulamalarının işgalin yasal statüsünü nasıl etkilediği ve bu statünün tüm devletler ile BM için yasal sonuçlarının ne olabileceğine dair ICJ'nin vereceği duruşmalar 19 Şubat 2024'te başlayacak.

Sürece yazılı şekilde katılan 57 devlet ve uluslararası kurumun, sözlü beyanlarını hangi sırayla yapacaklarına ilişkin duyuru daha sonra yapacak.

BM Genel Kurulu, ICJ'e yönelttiği ilk soruda "İsrail'in Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinden, Kudüs'ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik tedbirler de dahil olmak üzere 1967'den bu yana işgal altında tuttuğu Filistin topraklarını uzun süreli işgal, yerleşim ve ilhak etmesinden ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinden kaynaklanan hukuki sonuçlar nelerdir?" ifadelerini kullanmıştı. Uluslararası Adalet Divanı 2004'teki bir danışma görüşünde, İsrail'in Filistin'de işgal ettiği topraklarda inşa ettiği duvarın uluslararası hukuka uygun olmadığını kabul etmişti.