‘İranlı kadınlar baskılara boyun eğmeyerek mücadeleye devam etmeli’

İran ve Doğu Kürdistan’da “Jin, jiyan, azadî” devriminin birinci yılını değerlendiren Mısırlı eğitmen Nur Celal, İranlı kadınların baskılara boyun eğmeyerek mücadeleye devam etmesi gerektiğini söyledi.

ASMAA FATHI

Kahire- Jina Mahsa Amini Tahran’da 16 Eylül 2022 tarihinde İran ‘ahlak polisleri’ tarafından katledildi. Jina Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından İran sokaklarından kadınların isyanın sesi tüm dünyada yankılandı. İsyan ateşini yakan kadınlar, geri dönüşü olmayan bir değişimin de öncüsü oldular.

İran’daki kadınların sesi Mısır’dan da duyuldu. Mısır Gençlik, Spor ve Planlama Bakanlığı’nda eğitmen olan Nur Celal, Jina Mahsa Amini’nin katledilmesiyle İran ve Doğu Kürdistan’da başlayan “Jin, jiyan, azadî” ayaklanması hakkında değerlendirmelerde bulundu. İran’da kadınlar başta olmak üzere bütün olarak halkların özgürlüklerinin kısıtlandığını belirten Nur Celal, “İran’da polisin kadınlara karşı davranışında çeşitli ihlaller ortaya çıkıyor. Buna karşı çıkan halka karşı ise baskı politikaları devreye giriyor. İnsanlar uydurma gerekçelerle tutuklanıyor, yargılama süreçleri adil bir şekilde yürütülmüyor. Verilen ceza iddia edilen suçtan daha büyük. Hak ve özgürlükler suç sayılıyor. Özellikle ülkede kadınların davranışları, giyimi, düşünceleri ve yaşam biçimi konusunda katı kurallar var. Yargılanan kadınlar hakkında adaletsiz kararlar veriliyor” şeklinde konuştu.

‘İnsan hakları müdahalesi gerekiyor’

Kadınların ev içi şiddete daha karmaşık bir şekilde maruz kaldıklarını aktaran Nur Celal, “Bundan kurtulmaya yönelik her türlü girişim affedilemez bir suç olarak değerlendiriliyor. Bu durum da oradaki keyfi mevzuatın yeniden gözden geçirilmesini, bireylerin yaşamının korunması için acil bir gereklilik haline getiriyor. İranlıların haklarını elde etmelerini desteklemek için insan hakları müdahalesi gerekiyor. Jina Mahsa Amini’nin katledilmesinden sonra yaşanan ayaklanmaya gelince, devrim sırasında insanlar baskıya maruz kaldı, halkın her türlü girişimine yönelik sert müdahalelerde bulunuldu. Gösterilerde halka ateş açıldı, göz yaşartıcı gazlar kullanıldı ve her türlü baskı aracı devreye konuldu. İnsan hakları ilkeleriyle uyumlu olmayan durumlar ortaya çıktı” dedi.

‘Uluslararası topluma da büyük sorumluluk düşüyor’

İran’da uygulanan baskı araçlarına karşı duruşun başlı başına bir kahramanlık örneği olduğuna dikkat çeken Nur Celal, sözlerine şöyle devam etti: “Baskılara karşı halkın gösterdiği güç ve cesaret gözardı edilemez. Ayaklanmaya katılanlar canları pahasına bu devrimin başarıya ulaşması için çalıştı. Kadın meseleleriyle ilgilenen herkesin vicdanını ve öfkesini harekete geçiren sahneler yaşandı. İran’daki devrimin başarıya ulaşması zaman ve çaba gerektiriyor. Çünkü oradaki hükümet karşı tarafı dinleme konusunda tamamen keyfi davranıyor. Vatandaşları en temel haklarından mahrum bırakan bu tür baskılara karşı uluslararası topluma da büyük sorumluluk düşüyor.”

‘Kadınlar deneyimlerini paylaşmalı’

Sorunların çözümünde diyalogun önemli olduğunu aktaran Nur Celal, İran’da kadınların attığı “Jin, jiyan, azadî” sloganının sadece bir slogandan olmadığını kaydetti. Kadınların sınırlar ötesinde de birbirlerine destek olabildiklerini ifade eden Nur Celal, “İran’daki baskılarla ilgili olarak dünyanın dört bir yanından pek çok kişi ayaklandı, yetkililerin önünde bu sorunla ilgili seslerini yükseltti ve kurtuluşa yardım eli uzatmaları için baskı yaptı” dedi.

Nur Celal, feministlerin kişisel sayfalarını İranlı kadınların devrim mücadelesi sırasında yaşadığı krize yönelik ifade platformu olarak kullandıklarını ve İranlı kadınlara uygulanan baskı ve şiddeti kınayarak seslerini yükselttiklerini anlattı. Nur Celal, “Dünya ülkelerindeki kadınlar, İranlı kadınlarla deneyim alışverişinde bulunarak ülkelerindeki kamusal özgürlüklerle ilgili konuları anlattılar. Mısır ve dünyanın dört bir yanındaki feministler, deneyimlerini İranlı kadınlarla paylaşmalı. Özellikle Mısırlı kadınların kendi hayatlarında tarihi bir mücadele verdikleri göz önüne alındığında, böyle bir meselede deneyim alışverişinin büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum” diyerek, kadınlara çağrıda bulundu.

Daha fazla kamuoyu oluşturulmalı

“İran semalarında hâlâ umut damlaları parlıyor; sık sık yapılan hareketler, yüksek sesli çığlıklar, koşullar uygun olduğunda ihtiyaçlarını dile getirebilen kadınlar, herkesi farklı bir geleceğin beklediğinin işaretleri” diyerek sözlerine devam eden Nur Celal, İranlı kadınların haklarını aramaya devam etmeleri ve kendilerine uygulanan baskılara boyun eğmemeleri gerektiğinin altını çizdi.

Nur Celal, “İranlı kadınlar sabırlı olmalı çünkü bu konu emek ve birikim gerektiriyor. Ayrıca halk, yaşadıklarını anlatan yazılar kaleme almalıdırlar ve tüm dünya ülkeleriyle paylaşmalıdırlar. Adaletin sağlanması için halkın ve özellikle genç kadınların kendi aralarındaki dayanışma çok önemli. Dünyanın dört bir yanındaki insan hakları aktivistleriyle iletişimler kurulmalı, İran’da olup bitenler daha fazla kınanmalı, yaşanan acılar açığa çıkarılmalı. Özellikle de dünya çapındaki bireylerin büyük bir kesimi bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığı için çok önemli” diyerek sözlerini noktaladı.