İran’da kız çocuklarını okula gönderen aileler endişeli

İran ve Doğu Kürdistan’da kız çocuklarının eğitim gördüğü okullara yönelik yapılan kimyasal saldırıların tekrarlanmasından endişe duyan aileler, “Başlarına yeni bir şey gelmesinden korkuyorum” diyor.

SAİDA ŞİRZAD

Sine- Tahran’da 16 Eylül 2022 tarihinde Jina Mahsa Amini’nin başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle ‘ahlak polisleri’ tarafından katledilmesiyle İran ve Doğu Kürdistan’da kadınlar öncülüğünde “Jin, jiyan, azadî” ayaklanması başlatıldı. Tüm ülkede ayaklanan halk, çeşitli protesto gösterileriyle rejimin devrilmesini istedi. İran İslam Cumhuriyeti ise protestoları bastırmak amacıyla idam, tutuklama, işkence, katletme, insan kaçırma, okullarda zehirlenme vakaları gibi birçok insanlık dışı yöntemi devreye koydu. Ancak tüm bu uygulamalara rağmen halk eylemlerini kesintisiz sürdürdü.

‘Aileler saldırıların tekrarlanmasından korkuyor’

Kız çocuklarının okullarına yönelik kimyasal saldırılarda ölümler yaşanırken, birçok aile çocuklarının hayatından endişe etmeye başladı. Çocuklarda ise travma sonrası stres bozukluğu yaşandı. Okullara yapılan kimyasal saldırılar ve ailelerin bu konudaki kaygılarına ilişkin Klinik Psikolog B. değerlendirmelerde bulundu. Bu suça yakından tanık olan pek çok ailenin olduğunu söyleyen B. “Aileler okullarda kimyasal saldırıların tekrarlanmasından korkuyor. Hükümetin istediği de tam da budur. Kızların okulu bırakması ve kadınların okuma yazma bilmemesi ve cehaleti tam da hükümetin istediği şey çünkü cahil kadınlar haklarının farkında değil ve bunun sonucunda ataerkil ve kadın düşmanı yasalara karşı çıkmıyorlar” dedi.

‘İktidarın amacı kızları okuldan uzaklaştırmak’

Okullara yapılan kimyasal saldırıların hükümetin kadınları evde tutmaya yönelik olduğunu kaydeden Sosyolog R. ise şöyle konuştu: “Siyasi çalkantıların arka planında toplumun baskı altında tutulması çabası var. Kız okullarına yönelik başlatılan zehirli gaz saldırılarının amacı kız çocuklarının eğitimi bırakmalarına yönelik saldırılardır. Tüm kentlerin bir tür gerginlik ve kaygı içerisine girdiği bir dönemde okullara yapılan kimyasal saldırı, bir tür kolektif kaygıyı oluşturdu. Bu kaygının toplumda yaygınlaşması kız çocuklarının toplumdan uzaklaşmasına neden olmakta. İktidarın hedefi ise kadınları toplumdan uzaklaştırıp evde kalmalarını sağlamaktır.”

‘Başlarına bir şey gelmesinden korkuyorum’

Kimyasal saldırısına maruz kalan öğrencilerden birinin annesi, “Kızımın okuluna saldırı yapıldığını öğrendiğim gün o kadar telaşla oraya koştum ki asla unutamayacağım. Kızımın ve arkadaşlarının nefes darlığı yaşadığını gördüm. Sonrasında çocuğumu okula göndermeye korktum. Şimdi bile başlarına yeni bir şey gelmesinden korkuyorum” ifadelerinde bulundu.

Bir öğrenci annesi de “Geçen yıldan bu yana okulların açılması konusunda endişeleniyordum. Okulların açılacağını düşündüğüm her an içimde bir korku oluştu ve bazen panik ataklara neden oldu. Kızımı nefes darlığı şikayetiyle hastaneye götürdüğüm gün onu kaybetme endişesi içerisindeydim ve hala bu endişeyi taşıyorum” şeklinde konuştu.