İran’da 100 günde 650’den fazla öğrenci tutuklandı

İran ve Rojhilat kentlerinde 100 günde 650’den fazla öğrencinin tutuklanması nedeniyle yetkililere mektup gönderen İran Uluslararası Akademisyenler Birliği, yaşanan bu tablonun Bilim ve Araştırma Bakanlığı adına utanç olduğunu söyledi.

Haber Merkezi – İran’da Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından başlayan ayaklanma dördüncü ayında devam ediyor. ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganıyla İran ve Rojhilat’ta başlayan eylemler kapsamında okul boykotu, kepenk kapatma, yolların trafiğe kapatılması, başörtülerin atılması şeklinde birçok eylem çeşidiyle halk seslerini tüm dünyaya duyurdu. İran Uluslararası Akademisyenler Birliği de Bilim ve Araştırma Bakanı, Sağlık Bakanı ile İran üniversitelerinin başkanlarına bir mektup yazarak, İran devletinin halka dönük gözaltı ve tutuklama politikalarına dikkat çekti.

‘Yüzlerce öğrenci tutuklandı’

Mektupta son 100 gün içerisinde 650'den fazla öğrencinin güvenlik ve istihbarat güçleri tarafından kaçırıldığı ya da tutuklandığı belirtilirken, “Devrimci ayaklanmanın başlangıcından bu yana İran üniversiteleri bağlamında askeri ve sivil giyimli güçlerin yaygın ve sistematik ihlallerine ve öğrencilere yönelik acımasız baskılara tanık olduk. Bu süre zarfında 650'den fazla öğrenci kaçırıldı ve şu anda İran hapishanelerinde tutuklananları ağır yargı cezaları bekliyor” sözleri ifade edildi.

‘Avukatlara erişim hakları yok’

Öğrencilerin tutuklanması ve haklarında cezaların verilmesinin Bilim ve Araştırma Bakanlığı adına bir utanç tablosu olduğu kaydedilen mektupta, "21 öğrenci barışçıl protestolar nedeniyle 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırıldı ve yüzlercesi işkenceye maruz kaldı, kırbaç cezasına çarptırılanlar da var. Bu öğrencilerin özgür ve bağımsız avukatlara erişim hakları bile yok. Gelecekleri ellerinden alındığı gibi kendilerini savunma hakları da ellerinden alınmaktadır” diye belirtildi.

Rektörlere istifa çağrısı

Katledilen, yaralanan öğrencilerin faillerinin tespit edilmesi, tutuklu öğrencilerin hukuki süreçlerinin takip edilmesi çağrısında bulunan mektupta, son olarak şu ifadeler yer aldı: “Üniversite rektörleri, üniversite yönetimleri altındaki öğrencileri destekleme yeteneklerine sahip değillerse mümkün olan en kısa sürede istifa etmelerini bekliyoruz. Akademik yönetimdeki mevcut eğilimi sürdürme konusunda ısrar etmek, bu yöneticilerin her birinin hapsedilen ve öldürülen öğrencilerin kaderine karşı inkar edilemez sorumluluğu anlamına gelir. Bugün işini düzgün yapmayan sorumlular, yakında adil hukuktan ve toplumun hafızasından sorumlu tutulacaklar.”