'İktidar OHAL’i kalkan yaptı, suçlarını örtmeye çalışıyor'

AKP’nin OHAL’i depremin yıkımının üzerini örtmek ve toplumsal muhalafetin organize olmasını engellemek üzere ilan ettiğini söyleyen HDP MYK üyesi Sultan Özcan, dayanışma ve koordinasyon ile bunun aşıldığını anlattı.

SARYA DENİZ

Haber Merkezi- Mereş merkezli iki büyük depremin ardından organize olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) ilk saatlerden itibaren yıkılan kentlere ulaşmaya çalıştı ve yardım kampanyalarına başladı. Kriz Koordinasyon Merkezi hızla çalışmalarına devam ediyor. Koordinasyon merkezini partinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri koordine ediyor. Depremden etkilenen 10 kentte kurulan kriz masalarının yanı sıra 50 kişinin çalıştığı Kriz Koordinasyon Merkezi vardiyalarla 24 saat aralıksız bölgeden iletişimi sağlıyor. Merkezde çalışmalara katılan MYK üyesi Sultan Özcan ile depremin yarattığı tahribatı ve çalışmalar hakkında konuştuk. 

Depremin olduğu ilk andan itibaren HDP anında bir koordinasyon merkezi oluşturdu. Eş Genel Başkanlar eşliğinde çalışan koordinasyon merkezi deprem alanına ulaşan vekilleri de organize etti. İlk anda tahlil edilemez bir durumla karşı karşıya kalındığını ifade eden Sultan Özcan, “Sahada partililerimiz ve milletvekillerimizin ilk günden beri olduğunu biliyoruz. Hızla bölgeye geçtiler. Belki hemen köylere ulaşılamadı ama il ve ilçelere gidebildiler. Bize gelen ilk bilgiler akaryakıtın bulunmamasıydı. Yolların hepsi yarılmıştı. Erişim ve ulaşım birinci noktaydı” dedi. Partililerinin de can ve mal kaybına uğradıklarını dile getiren Sultan Özcan, ilk saatlerde bu durumun yarattığı şok ve korkuyla ne olduğunu anlamaya çalıştıklarını söyledi.

Olanaksızlıklara rağmen bölgeye koştular

Milletvekilleri ile ilk kurdukları iletişimlerde, vekillerin kendilerine hayalet şehirlerle karşılaştıklarını anlattıklarını belirten Sultan Özcan, “Milletvekillerimiz bir süre basına açıklama yapamadılar. Boğazları düğümlendi gördükleri durum karşısında. Nasıl bir talan düzeniyle karşı karşıya olduğumuzu, kötülükte hemen organize olanların iyilikte dayanışma ve yaşamı kurtarmada nasıl organize olamadıklarını devletin tüm birimlerinin lime lime döküldüğünü bize günlük olarak ağlayarak aktardılar. Takım elbiselerini giyerek büyük koruma ordularıyla orada değillerdi. Halkın içinden onların birer evladı olarak ellerinden geleni dişleri ile tırnakları ile bütün olanaksızlıklarıyla gerçekleştirmeye çalıştılar. Tabi ki bu çok yetersizdi. Bölge bizim olanaklarımızla baş edilebilecek bir yer değildi. Sahada sadece biz vardık bir de demokratik kitle örgütleri ile kimi siyasi partiler vardı. Biz hemen onlarla da koordine olduk” şeklinde konuştu. 

Bir koordinasyon olmaksızın bu devasa siyasal ve deprem enkazın toplumsal çöküntünün altından kalkmanın mümkün olmadığını vekillerin de ifade ettiğini belirten Sultan Özcan, konuşmasına şöyle devam etti: 

“Tek adam rejimi tek elden ve merkezden yönetme iddiasında bulundu. Sahadakileri suçlamaya çalıştı ve kriminalize etmeye çalıştı. Buna rağmen büyük bir dayanışma rüzgarı esti. Her yerden bölgeye gönüllüler akmaya başladı. Bizim kriz koordinasyonumuza gelen bütün telefonlara planlı bir şekilde cevap olmaya çalıştık. İnsanlar yönlendirildi ve bu doğrultuda ihtiyaç tespiti yapıldı. İlk olarak gıda ve battaniye yardımı için çalışıldı.”

‘Ceset torbası talebi var’

HDP’nin belediyelerine kayyum atandığını ve ellerinde sadece iki ilçe ve 4 belde belediyesi olduğuna işaret eden Sultan Özcan, “İlk aş evleri Maraşın Pazarcık ilçesine kuruldu. Silopi Belediyesi Pazarcık’ta, Çınar Belediyesi Adıyaman’da kurdu aş evlerini. Yardımlar hızla toplandı ve konvoy şeklinde deprem bölgesine engellemelere rağmen ulaştırıldı. Ceset torbası talebi çok yoğun bir şekilde geldi. Bu kış koşullarına rağmen yıkıntılardan kokular gelmeye başladığı ifade ediliyor. Yolların kenarlarında yıkıntılar arasında cansız insan bedenleri var” dedi.

‘Ölüm açıklananın çok üzerinde’

Resmi verilerin paylaşıldığını ancak bunun gerçeği yansıtmadığına dikkat çeken Sultan Özcan, şunları ifade etti:

“Biz TMMOB’u ziyaret ettik. Sahada bizzat bulunanlar tarafından kimi verilerin sağlıklı bir şekilde elde edilemediğini öğrendik. Tespit edilen ve yıkılmış bina sayısı henüz net değil. Dolayısıyla açıklanan yaşamını yitirmiş insan sayısı da net değil. Sayı bunun çok üzerinde. Hastanelere kaç kişi sevk edildi belli değil, adli tıp yapılamadı, kimlik tespiti yapılamadı insanlar kimlik tespiti yapılamadan toplu olarak defnedildi. Bunların bilgi ve görüntüler geliyor bizlere de.”

‘Bir ara yaşam kuvveti olarak çalışıyoruz’

Sultan Özcan, yardımlar için çalıştıklarını ancak HDP bütçesi bloke edildiği için bunu dayanışma ile aşmaya çalıştıklarını ifade ederek,  “Biz tamamen yardım etmek isteyenlerle yardım alacakları buluşturduk.  Bir ara yaşam kuvveti olarak çalışıyoruz” dedi. İlk günden itibaren iktidarın afet bölgesi ilan edip olanaklarını seferber etmesi halinde sonuçların farklı olabileceğini düşündüklerini vurgulayan Sultan Özcan, “Devletin olanakları ile bu toplumsal yıkım ve büyüyen felaket engellenebilirdi” diye ifade etti.

OHAL’i ykımın üzerini ötmek için ilan ettiler

Depremin ardından Olağan Üstü Hal (OHAL) ilan edilmesi ile ilgili de konuşan Sultan Özcan, bu ilanın ne anlama geldiğini anlattı:

“OHAL ilan edilmesi ‘Yapmayız da yaptırmayız da’ anlamına geliyor. OHAL olmadan yapabileceklerini yapmadılar. OHAL ilanıyla da arama kurtarma, hayatların kurtarılması ve dayanışma boyutuna dair önemli bir yardım görülmedi. OHAL’i kendi iktidarlarının çöküşünün fotoğrafı olan depremin yıkımının üzerini örtmek ve toplumsal muhalafetin organize olmasını engellemek üzere ilan ettiler. Hızla suçları oradan kaldıracaklar… Tüm suçlarının delillerini yok edecekler. OHAL’i kendilerine kalkan edecekler. İktidar burada bir de seçim arifesinde kendi iktidarını uzatmanın yol ve yöntemini arıyor. Bu derin isyanı bastırmak istiyor.”

Kadınlar olarak özel tırlar hazırlandı

Yardım çalışmalarının hızlıca devam ettiğini anlatan HDP MYK üyesi Sultan Özcan, kadın ve çocuklar içinde ihtiyaç listelerinin yayınlandığını belirtti. Konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Kadınlar için özel ihtiyaçlar var. Bazı tırları sadece kadın ve çocukların ihtiyaçları üzerine organize ettik. Kadınlar için özellikle ped gerekli. Hamile, lohusa kadınlar, her bir yaş grubunun kendine özgü ihtiyaçları konusunda kalemler oluşturuldu. Bunu özenle kadın yapımız ve kadın örgütleri ile gerçekleştirdik. Büyük korku ve stres nedeni ile kadınların daha sık adet olduğu bir dönemde olduğu bilgisi geldi. Biz de buna göre bir planlama yaptık. Kadınların başta barınma sorunu çözülmeli ve esas olarak tuvaletler kurulmalı. Çocuklar için özellikle süt, bez, bebe bisküvisi gerekli. Bunları ihtiyaç listemizden hiç çıkarmadık. Ancak çocuklar için daha önemli bir durum daha var. O da ebeveynsiz ve kimliksiz çocuklar meselesi.  1 ve 3 yaş aralığında olan çocuklarla ilgili dikkat gerekiyor.”

Yeni kampanya

Özellikle son aşamada daha çok uyku tulumu, çadır, soba ve ışıldağa ihtiyaçlarının olduğunu belirten Sultan Özcan, kayıpların birbirlerini bulması için çalışma yürüttüklerini de açıkladı. Evleri boşta olanla eve ihtiyacı olanları buluşturacak bir kampanyalarının olduğunu ifade eden Sultan Özcan, “Dayanışma köprüsünü kuracak bir aileyi boş evinde konuk edecek bir gönüllü ile ihtiyacı olan aileleri buluşturmak istiyoruz. Bunun içinde yeni bir koordinasyon oluşturduk” dedi.

‘Bu acıdan dayanışma ile çıkabiliriz’

Sultan Özcan, son olarak şunları ifade etti:

“Bundan sonra her alanda ciddi bir takip gerekli. Demokratik kamuoyu, siyaset, insanlıktan yana, halktan yana olanlar bu acının içinden dayanışma ve büyük bir koordinasyonla çıkabilirler. Böyle bir olanak var. Bu olmazsa zaten hepimiz karanlığın içinde kaybolmuş olacağız. Bunun mekanizmalarını takibini koordinasyonunu oluşturmaya ihtiyaç var.”