‘İhmalle felakete dönüşen yangın özel savaş politikasıdır’

15 kişinin yaşamını yitirdiği yangın bölgesinde gözlem yapan kadınlar, ihmaller sonrası felakete dönüşen yangının özel savaş politikasından ayrı tutulamayacağına dikkat çekti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Şemrex (Mazıdağı) ve Xana Akpar (Çınar) ilçeleri arasında 20 Haziran gecesi başlayan yangında 15 yurttaş yaşamını yitirdi. Elektrik tellerinden dolayı meydana geldiği belirtilen yangına müdahale geç oldu. Yaşamını yitiren yurttaşların çoğunun yangını söndürmek ya da hayvanlarını yangından kurtarmaya giderken alevlerin arasında kaldığı öğrenildi. Yangının etkilediği köylerde yurttaşlar geç müdahaleye ve yaşanan ihmal zincirine büyük tepki gösterirken, köyleri ziyaret eden kadınlar ise yangından sonra yaşanan sürecin özel savaş politikasından ayrı tutulamayacağına dikkat çekti. Yaklaşık 66 kilometrelik alanın yandığı, bakanlığın verilerine göre ise 900 hayvanın yaşamını yitirdiği yangında çok sayıda yurttaş da yaralandı. Acil helikopter taleplerinin sabah saatlerine kadar yanıt bulmadığı bölgede halk, cenazelerini topladıktan sonra helikopterler soğutma çalışmalarında bulundu. Taziyelerin devam ettiği 3 köyde halk, yangında sorumluluğu bulunan DEDAŞ’a dava açmaya hazırlanıyor.

Kelekêli yurttaşlar mevsimlik işçiyken ırkçı saldırıya uğramış

Yangınla ilgili soruşturmaya dair Savcılığın ön rapor araştırması devam ediyor. Yangından etkilenen köylerde yaşayan yurttaşların uzun yıllar batıda mevsimlik işçi olarak çalışmak zorunda kaldığı bu sebeple kendi köylerinde tarıma yöneldikleri öğrenildi. Yangında on kişinin yaşamını yitirdiği Kelekê (Yücebağ) köyündeki yurttaşlar 2020 yılında ırkçı saldırıya maruz kaldı. Mevsimlik tarım işçisi olarak gittikleri kentte darp edilen ve ölümle tehdit edilen yurttaşlar, yaşadıkları saldırıdan sonra tarıma yöneldi. Burada da DEDAŞ tarafından mağdur edilen köylüler olmayan su ve elektrik nedeniyle tarım arazilerini güneş enerjisi panelleri ile ekmeye çalışıyorlar.

‘Halk kaderine terk edildi’

Yangının normal bir yangın olmadığını anlatan Xana Akpar Belediye Meclis Üyesi Kudret Uzun, ilk andan bu yana alanda olduklarını dile getirdi. Halkın ve belediyelerin müdahalesi sonrası yangının söndüğüne yer veren Kudret Uzun, yangının ihmaller sonucu felakete dönüştüğüne dikkat çekti. Kudret Uzun, “Yangının dağıldığı coğrafyaya bir baksanız öyle bir dağılım söz konusu ki rüzgârla beraber daha da büyümüş. Elektrik direkleri yüzünden oluşan bir yangın ve bu yangına sabaha kadar müdahale edilmedi. Halkın ve belediyelerin müdahalesi oldu ancak helikopter olmadığı için yangın hemen söndürülemedi. En sonda sabah bir helikopter bölgeye kimin gelip gelmediğini görmek için havalandı. Yine sönen yangında soğutma işlemi yaptı. Halk o kadar kendi haline bırakıldı ki durmasaydı bu yangın başka ilçeye kadar giderdi. Çok fazla can gitti ve büyük bir maddi kayıp var. Halkın yaralarını sarmaya çalışıyoruz” sözlerini kullandı.

‘İhmalleri özel savaştan ayrı tutamayız’

Yangın sırasında ve sonrasında halkın yalnız bırakıldığına dikkat çeken Kudret Uzun, bu durumun özel savaş politikasından ayırt edilemeyeceğini belirterek, şunlara yer verdi: “Büyük bir felaket yaşandı. Ailelerin bu zulme sabrı da kalmamış durumda. Çocuklar sabaha kadar ölüm korkusu ile köylerde beklemiş. Halk açık açık ölüme terk edildi. Ciddi bir ayrımcılık söz konusu, bu da bizi özel savaş politikasına götürüyor. En küçük yerde yangın çıkınca ciddi müdahaleler oluyor ama burada saatler süren çağrılara rağmen etkili bir çalışma yürütülmedi. Özel savaş politikası uygulandı. Bunun dışında söylenebilecek çok söz yok.”

‘İnsansızlaştırma politikasına engel olmak gerekiyor’

Mezopotamya Göç Araştırmaları Derneği (GÖÇ-DER) Amed Şube Eşbaşkanı Medya Alkan ise bölgede yaşanabilecek olası göç riskine dikkat çekti. Medya Alkan, konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Kafalarda çok ciddi bir soru işareti var. Ama açıkça şunu söyleyebiliriz ki buradaki halk göçertilmek isteniyor. Bu politikalar da bu hedeften farklı şekilde uygulanmıyor. Buna karşı bu sorunlara dair nasıl çözümler üretebilirizi konuşmamız gerekiyor. Son dönemde özel savaş politikası ciddi şekilde uygulanıyor. Bu da bu politikanın bir parçası. Gördüğümüz bu tablo çok can yakan bir tablo. Yaşanan bu ağır duruma ve yıkıcı tabloya rağmen erken müdahalenin yapılmaması hiç normal bir durum değil. Bu da karşımıza yıllardır süregelen insansızlaştırma politikasını yeniden getiriyor. Afetlerle halkın göç etmesi amaçlanıyor. Buna dur demek ve engel olmak gerekir.”